Her sabah en geç yedi buçuk civarı evden çıkıyorum. Caddeye inen ağaçlı bir patika var, şanslıysam sokak köpekleri çetesine rastlamadan metroya kadar bir beş dakika kadar yürüyorum.
Her sabah ablamların evinin önünden geçiyorum, çoktan işin okulun yolunu tuttuklarını bilmeme rağmen pencerelerine bir bakmadan geçmiyorum. Bazen şanslıysam Mustafa’yı görüyorum, enişteyle ablamlara selam gönderiyorum.
Her sabah çantamdan kent kartımı çıkarırken gişenin önündeki saate bakıyorum, 07:40’ı geçmediyse, tamam, aktarma otobüsüne muhtemelen yetişirim.