29 Kasım 2013 Cuma

Ümit kötülüklerin en kötüsüdür çünkü işkenceyi uzatır.

Bu aralar…
Yorgunum ve uykum var. Bir an enerjinin zirvesindeyim, bir bakmışsın sürünüyor bedenim. Öyle bir hal. İstanbul seyahatlerinin üst üste tesadüf etmesidir belki kimbilir.

26 Kasım 2013 Salı

Sa-kar ca-dı vi-ni ve ko-ca ka-ra ke-di-si Vil-bur….

Çok okuyoruz ya hani, işte ana-baba eğitim kitapları, uzmanlar filan… Az çok yaşının gereklerini öğreniyoruz bir şekilde. Allah biliyor ya bizim numune, umumiyetle tutturuyor uzmanları. Hani bizim bir Tracy ablamız vardı ve “kitap bebek”leri. Hah Arca o kitap bebeklerden oldu genelde, ara sıra daha çekingen, ara sıra daha sosyal ama ortalama bir kitap bebek.

25 Kasım 2013 Pazartesi

tövbeeığgk

“Biraz samimi bir adam yani ben şimdi n’apabilirim?!... Aşkım aşkım neden konuşmuyorsun ay ben burada telefonu kaybettim sandım elim ayağım boşaldı diyorum… a ama niye kızıyorsun? Sadece yemeğe gittik, yani başkaları da vardı, ama ama…”
Bekleme salonundaki bir uçak dolusu insan olarak, o akşam hattın öbür ucundaki şahsın kıskanç, güvensiz üstelik de psikopat olduğuna şahitlik edecek kadar uzun bir süre, kadının nefes almamacasına sıraladığı cümlelere maruz kaldık.

Yağmur

Yağmur, sabah İzmirlilerin başına geleni isimlendirmek için hafif kalıyor. İlker metro durağına gidebilmem için taksi çağırmayı önerdi, düşün yani alt tarafı 5-10 dakika yürüyeceğim. Yürüdüm tabii! Deli misin, yağmurda yürüme fırsatını kaçırır mıyım?

21 Kasım 2013 Perşembe

Dumur diyalog #112

Arcanın odasındayız, İlker arcaya madaj yapıyor sohbet ediyoruz. 
A: annem sen çok gevezesin
Y: sen geveze ne demek biliyor musun
A: çok konuşanlara denir
Y: aa ben çok mu konuşuyorum?
A: aynen öyle

20 Kasım 2013 Çarşamba

Bundan ala dumur diyalog mu olur?

Dumur diyalog günü yapacaktım bugünü.
Akşamdan yazmıştım son muhabbetleri, ofisten çıkmadan yayınlarım dediydim. Neyse hadi vakit var elmamı kemirirken bir gündeme bakayım dedim. Puhahahha “ulan” (kimse ama kimse beni bundan sonra ulan diyorum diye yadırgayamaz dalarım!) diyalogun dumuru, dumurun alası varmış gündemde!
Tıkla dumura uğra.

19 Kasım 2013 Salı

Düşün düşün boktur işin

Kafayı yiyeceğim, yav! Nerede okumuştum ben onu?
Hani şu insanların baş edemeyecekleri şeyleri unutma, yok sayma eğilimleri ile ilgili olan tespit.

18 Kasım 2013 Pazartesi

Bu haftaki doğal yaşam dozumuzu nasıl alalım?

İlker ve Arca’nın ipadde inanılmaz sardırdıkları Hay Day diye bir oyun var. Çiftlik işte, bir şeyler yetiştiriyorsun, onları satıyorsun filan. Hatta benim telefonumdan da başka bir paravan çiftlik kurdular, haksız kazanç sağlıyorlar. Öyle de sardılar ki, bu oyunun varlığından kendilerini haberdar eden Duru bile onların level level gerisinde! Tabii on iki yaşında bir ergenin çiftlikten daha ilgi çekici bir hayatı, okul gibi bir takım sorumlulukları var. Ekranda oynanan oyunlara kıl olabilirim ama baba-çocuk birlikte bir şey paylaşıyorlar ve eğleniyorlar, dötlüğün alemi yok.

15 Kasım 2013 Cuma

Kışa hazır mısınız?

Yağmur da sağanağa döndü ya, hava şimdi iyice serinler.
Hafta sonu Arca’ya grip aşısını yaptırttık. Her sene sorgulayıp her sene de tıpış tıpış yaptırmak neyin nesi oluyorsa: )
Niyetimiz Arca cücesiyle doktor ziyaretinden sonra Alsancak’ta takılmaktı, zira hava nefisti o gün. Bu defa da ben üşütmüşüm kolum kanadım kırık. Kös kös eve döndük ama öncesinde kışlık hazırlıkları için tüm malzemeyi toparlamıştım!

14 Kasım 2013 Perşembe

Dumur diyalog #111

A: baba biliyor musun bugün annemi hafıza kartı oynarken eziyete uğrattım

Meali: hezimete uğratmak
---------------------

A: Büyüyünce evlenicem karım olucak, bir tane küçük çocuğum olacak bir tane de bahçeli evim olucak. Sonra köpek alıcam ve çocuğuma "çocuklar köpeklerle oynamayı çok sever, sen de onunla oynamalısın" dicem. 

Meali: bana köpek alın!

13 Kasım 2013 Çarşamba

Göbek karın yağları

Facebook’a dalmışım akşam, eski albümlerime bakarken “pek zayıfmışım” diye iç geçirir buldum kendimi. Üstelik çok değil beş sene öncesindeki halime… Merak edenler için evet 4 kilo fazlam var, ve yine merak edenler için söyleyeyim umumiyetle bel ve karın bölgesinden ikamet almak üzereler. Kalça tamamdı, yani henüz kırk beş kilo bir lise öğrencisiyken beden öğretmenim bile demişti, kilo aldın mı senin kıçın büyür. Demek o vakitler bir bira göbeği olasılığını hesaba katmamış muhterem hocam.

12 Kasım 2013 Salı

Sonbahar

Mevsimler İzmir’de çok güzel geçiyor ama hızlı geçiyor. Daha doğrusu hızlı geçen geçiş mevsimleri, ilkbahar, sonbahar… Yoksa yaz dedin mi aman bitmek bilmiyor, kış desen kısa tamam ama benim geçinmeye gönlüm olmadığından manasız.

11 Kasım 2013 Pazartesi

#kardessart diyene dalarım!

Son günlerde bir aş eriyorum ki sorma! Yok lan gebelik mevzu bahis değil, katiyen. Gerçi bu kardeş olayının boku çıktı söyleyeyim. Arca illalah getirtti. Hani bu ısrara yapacağı varsa da inadına vazgeçer insan. Yüz tane kardeş istiyormuş hepsini de ben doğuracakmışım. Bu yaş çocuklarda bir gebe kadın fetişi filan mı var? Neyse bilemiyorum tek bildiğim bıktım, lafın dönüp dolaşıp kardeş muhabbetine takılmasından bıktım.

Kusursuz değil ama gerçek

- Dikkat! Okumak üzere olduğun yazı "Before Sunrise" , "Before Sunset" ve "Before Midnight" filmleri hakkında acımasız bilgiler içermektedir. Hani izlememişsindir, izlemeye niyetlisindir, filmin bütününden ziyade sonu filan önemlidir, sonra vay efendim ne bok yemeye anlattın, tuh allah kahretsin rezil kadın demek serbest değil, uyardım, diyene dalarım! -

9 Kasım 2013 Cumartesi

Siddhartha

… Bir kimse arıyorsa, gözü aradığı şeyden başkasını görmez çokluk, bir türlü bulmayı beceremez, dışarıdan hiçbir şeyi alıp kendi içine aktaramaz, çünkü bir amacı vardır, çünkü bu amacın büyüsüne kapılmıştır. Aramak, bir amacı olmak demektir. Bulmaksa özgür olmak, dışa açık bulunmak, hiçbir amacı olmamak…

8 Kasım 2013 Cuma

Çocuklar ne söyler büyükler ne anlar

Çocukların kendilerine ait bir dünyaları ve bu dünyanın etrafında döndürdüğü son derece ilginç bir mantıkları var. Aslında bize ilginç geliyor, onlar için gayet akla yatkın gayet sıradan bir mantık.
Bunun farkına vardığında işler biraz daha kolaylaşıyor. Yaşasın farkındalık :)

7 Kasım 2013 Perşembe

Allah biliyor ya korkuyorum

Cinsel içerikli, kadını hedef alan söylemlere deli saçması gözüyle bakmaya başlayalı çok oldu. Hatta mutlu bile oluyorum, çok ciddiyim, bunlar ortaya saçılacak ki yetmez ama evetçiler gibi sözde aydınların yanı sıra temiz duygularla oy verenler de görecek gerçeği. İyi iyi konuşsunlar daha çok konuşsunlar ki ne mal oldukları çıksın ortaya diyordum.

6 Kasım 2013 Çarşamba

Malumatfuruş Yeliz’den alışveriş önerileri

İşten bir arkadaşımın elinde baktım, boyama kitabı gibi bir şey. Şu kız çocuklarının kıyafet tasarladıkları özel kitaplardan. Fotokopi çekecekmiş, bu kitaplar 16 liraymış, zırt pırt talep ediyormuş kızı, para yetiştiremiyorlarmış. Hmm tedbirini gördüm ve arttırıyorum dedim, bizim tek arabaya düşme girişimimizi ve iktisadi getirisini anlattım, canı gönülden tebrik ettiler.
E, n’aparsın devir tasarruf devri, gerçi hangi devir değil ki?

velev ki hoş karşılıyorum, n'apacaksın?

Gündeme cinsel içerikli bir konu konuşlandığında derhal gündemin diğer maddelerine bakarım.
Geçmiş birkaç günü tararım, ne olmuş? Satır aralarına, gazeteleri tek sütunluk haberlerine sıkıştırılmış katliam, bir terör saldırısı, en hafifinden bir zam mevzu bahis değilse, ahanda mıçtık! 

Manyak mısın oğlum sen!

Manyak diyorum sonra bizim oğlan salak dedi kızıyorum, yok benden anne olmaz!
Ama Arca benden son derece memnunmuş öyle diyor. Geçenlerde yatak keyfi yapıyoruz, yani ben uyuyorum o benim yanaklarımı mıncıklıyor, durduk yere “benim annem olduğun için teşekkür ederim” dedi. Manyak işte, sonra ben bu çocuğun orasını burası niye yiyorum? Yerim vallaha hiç! anneyim ben!

5 Kasım 2013 Salı

Yeniden çocuk olmak, yeni bir çocuk olmak

Arca ile oyun oynamaktan hoşlanmıyorum. Yani onun sevdiği o arabalı oyunlardan, araba yarıştırmaca, yok efendim kaza yapmaca, arabaları bilmem ne yapmaca… Bıykkk araba sevmiyorum arkadaş! Pazar günüydü. Haftalardır ilk defa araba kullandım, sanki dün ehliyet sınavına girmişim gibi park yerinden iki saatte çıkamadım, Allah seni inandırsın Pazar alışverişim o kadar sürmedi.
Neyse araba oyunu sevmiyorum, o kadar!

4 Kasım 2013 Pazartesi

Yeliz'in okuma köşesi ... Mi acaba!?

Ailecek hasta olmak için bu yıl soğukları beklemedik.
Arca öksürüp duruyordu, Cuma okula gönderilmedi. Akabinde İlker de yatak döşek iki seksen yattı. Aralarında yine en iyi bendim. Benim sesim de dönmeden hallice, var sen düşün evdeki ortamı.
Ortam demişken, arkadaş bizim evin ortamı iyice bozuldu. Koltuktan totomu kaldırmaya gelmiyor, daha izi düzelmeden, soğumadan biri çoktan kapmış oluyor. Evet okuma köşesindeki koltuktan bahsediyorum.

2 Kasım 2013 Cumartesi

Doğa ve çocuk

Geçen cumartesi evlilik yıldönümümüzdü. Muhterem kocamla bir başbaşa kalalım son zamanlarda pek az başarabildiğimiz bir şey yapalım yani sözümüz kesilmeden sohbet edelim dedik ve akşam yemeği planı yaptık. Arca'yı da anneme bırakacağız oh mis:) 

1 Kasım 2013 Cuma

Kendini ifade edebilme

Gıpta ettiğim insan özelliklerinin zirvesine, açık ara soğukkanlılık otursa da hemen arkasından “kendini doğru ifade edebilme” takip eder. Belki de doğru ifade edebilmek için soğukkanlı olmak ya da özgüven bombası olmak gerekiyordur, bunlar da bende yok malumunuz. Tevazu değil lan, olsa niye gıpta edeyim:P