İzmir'i okul çocuklarına, Çeşme'yi ve Özdere'yi, denizin en güzel zamanının, Eylül'ün tadını çıkarmak üzere, okul çocuklarının bir an evvel şehre dönmesini bekleyen emeklilere bırakıp Brüksel'e döndüğümüzün üzerinden neredeyse üç hafta geçti.
Günün çorbası blog'da da yeni yayın dönemi başlamış oldu.
Belçika'da ilkokul 6 yıl yani, Arca İzmir'deki eski sınıf arkadaşları gibi ortaokula değil 5. sınıfa geçti. Yeni bir öğretmenleri var, sanırım benim yaşımda ama Arca kadına yaşlı diyor, pis cüce!
Bu yıl da aynı okul dışı aktivitelerle meşgul olmaya karar verdi: Futbol ve kodlama.
Arca bu sezon, İlker'in yoğun araştırmaları sonucu bir takıma kaydoldu. Bizim için şahane, kulübün kantininde biramızı yudumlarken cüce de açık hava ve çim sahada antrenman yapıyor. Kötü olan şu ki, Arca diğer çocuklara göre oldukça zayıf. Bir kulüpte top oynamak, yazlık bahçesinde kuzene çalım atmaya ya da geçen yılki gibi dandik bir kursun maçında oynamaya benzemiyor. Pek yetenekli değil, ama heves ve ataklıkla da yetenek eksiğini tamamlamaktan yoksun yazık ki. Nitekim, bu hafta cumartesi maçında kadroya alınmadı. Bu gelişme bizim cücede bir hırs ve şevk yaratır mı, kendini bundan sonra daha fazla verir mi bu işe, zaman gösterecek.
Cumartesi maçlarına gidecek diye, merkezdeki kodlama kursunun kaydını yakınımızdaki Halle şehrine ve öğle saatine almak zorunda kaldık. Meslek olarak seçmezmiş ama kodlama eğlenceliymiş. Zaten Apple da kapıda seni bekliyordu peh! ay neyse, bu sezon biraz gıcığız kendisine.
Ön-ergen tripleri, leş gibi ter kokmaya başlaması değil mesele, mesele arkadaşımızın tembelliği ve her şeye mesafeli duruşu. Boş olan her vaktini Ipad ve PS başında geçirmek istemesi. Ve tabii ki şu Fransızca özgüvensizliğini üzerinden bir türlü atamaması. Dahası dünya kadar çocuk varken sitede, birisiyle bile oyun oynama konusunda girişimde bulunmaması. Yabanilik, evde yayma tercihiyle birleşince güneşli havalarda eve tıkılmayı seçiyor küçük bey. Şimdi işte yağmur başladı, aralıksız bir hafta yağacak, hadi çık bakalım çıkabiliyorsan. Ay dedim ya, çekilecek b.k değil bu aralar. Biz ne bilelim, buraya on sene evvel taşınaydık, bir tane daha yapardık peşi sıra, takılırlardı. Bizim cüce de yalnızlıktan şikayet etmezdi. Şimdi artık na-mümkün.
Arca'da eğlenceli gelişmeler yok nitekim.
Muhterem dersen, diyete başladı, artık muhteşem yemekler, hayal oldu. Her bir şeyin sağlıklı ve az kalorilisine meylediyoruz. Kolay değil tırmalıyoruz. Benim diyete girmeye niyetim yok. Birkaç saat içinde çıkacağım potaya niye gireyim. Sonra başaramadığımla motivasyonum bozuluyor. Ekmek, makarna, pilav ve maalesef risottoya veda etmekle bir kilo filan verirsem ne ala! Biramdan da kısamayacağım zaten bütün yaz özlemişim Belçika birasını.
Muhterem bir de söylemesi ayıp yakın gözlüğü takacak bu sezon. Saçlar dökülebilir, beyazlayabilir, hafiften göbeklenilebilir, hemen hepsi yaş alan erkeğin yakasının nişanıdır, yakışır. Hatta kimi erkek yıllandıkça daha bir lokum olur, muhterem gibi. Ama gel gör ki, o yakın gözlüğü yok mu, o işte adamı direkt yaş almışların ligine postalar.
Başroldeki karakterin, yani şahsımın yeni sezonda pek bir değişikliği yok. Ama biliyor musun bu yazı çok uzadı, yeni sezonda canım kendime sonra gelelim.
6 yorum:
Ben bir haftadır sağlıklı yaşam şeysine geri döndüm. Sabah spor yapıyorum her ne kadar sevmesem de. Bende makarna börek çok seviyorum ama maalesef sağlık bunlara cıss diyor:(
Valla yakın gözlüğü benim de hassas noktammış sanırım. Ben de yakını iyi görememeye başladım ve doktor şimdi gözlük verirsem çok hızlı ilerler dedi. Yakını iyi göremiyorum ve bu direk beni yaşlı hissettiriyor :)
Bir de bu oğlanlar mevzu. Aynısından bende de var. Kitap okumayı seven oğlum gitti yerine sadec bilgisayar ve telefon ile takılmak isteyen bir çocuk geldi. Ve çoookk tembel ve çok üzülüyorum ve elden bir şey gelmiyor. :(
Ay makarna beni de çok cezbediyor:( ama tebrikler çok iyi başlamışsın spora darısı başıma
İlker de acayip mutsuz:( ama dediğin iyi oldu, gözlük hemen takmayacak. Şimdilik idare edecek. Oğlanların miskinliği ergenlikle mi alaklı acaba?
Amin canım inşallah:)
Informative article. You pay a lot of attention and time to writing interesting articles on your blog.can learn English being at home I am interested in reading what you are writing about. How do you do everything?
Yorum Gönder