Mehmet Ali Birand’ın programını izlerdik, çocuktuk ama izlerdik. Şimdi Arca’yı böyle bir haber programı izlerken düşünemiyorum.
Türkiye’deyken hayatımızdan çıkardığkmız gazete tvyi saymıyorum, ama her gün twitterdan Türkiye gündemini, Belçika gazetelerinin web sayfalarından da buranın gündemini mutlaka takip ediyoruz. Arca hemen hiç sallamıyor.
Gerçi o karantinada olmayı da sallamıyor.
Herkes evde, elinin altında. Arkadaşlarıyla, kuzenleriyle skype üzerinden oyun oynuyor, sohbet ediyor. İsterse dışarı çıkıp top oynuyor. Kitap okuyor, online kodlama kursuna devam ediyor ve ders çalışıyor. Ve tüm bunları yapmaktan da hoşnut görünüyor.
Çocukların değişimlere ayak uydurmaktaki rahatlıklarından istiyorum!
Ben de içinde bulunduğumuz bu belirsizliklerle dolu karamsar bakış açısını mümükün mertebe paylaşmamaya çalışıyorum. Açıkçası doğru mu yapıyorum, bilmiyorum. Ancak tüm kaygılarımızı, 12 yaşında bir çocuğa yüklemenin kine ne faydası olur, işte onu hiç bilmiyorum.
Haziran sonu gelip de, yaz tatilinde İzmir’e gidemeyeceğini anlayıncaya kadar bırakıyorum, takılsın.
Bu sene memlekete gidebileceğimizi sanmıyorum, çünkü;
- Bence en az bir yıl daha cebelleşeceğiz
- Virüs bitse bile, şirketin kullandırdığı yıllık izinler yüzünden iznim kalmayacak
- Büyük ihtimal yazın okullar açılacak ve ilk iki maddeyi çözsek bile okula gidecek bir cüce yüzünden burada kalacağız.
Aman ya var ya sağlık olsun, gerisi hiç mühim değil. Sağlık olsun, insanlar ölmesin, en kısa zamanda normlarımıza geri dönelim.
Karantinada 32.gününü bitirmekte olan biri için epey sakinim değil mi? Evet, dikkatli okuyucular 32.gün derken karantinayı kast etmiş olduğumu pek ala anlamışlardır.
Ama hayır sakin değilim!
Kilo alıyorum hem de ekmek bile yapmaya başlamadan!
Saçlarımın kırpmalarını kendim kestim bence iğrenç oldu ama yaşasın bukleler hiç fark edilmiyor.
Hep canım bira içmek istiyor, kötü karbonhidratlı şeyler yemek istiyor
Aklım fikrim makarnada, mantıda!
Ne yoga yapabiliyorum ne meditasyon - yapınca gözümün önüne soslu makarnalar mantarlı risottolar geliyor
Güya geliştirmeye niyetlendiğim Flamancayı koydum kenara. Lanet olsun içimdeki tembele!
Tek tesellim karantinanın dördüncü kitabında ilerleme gösteriyorum. Onu da bir ara anlatırım.
11 yorum:
32. günü izleyenler, evde kalsın, net :))))))
Çenebaz
Hahhaa:) Aynı ben, neredeyse 1 aydır evdeyiz ama bir kere internetten yoga yaptım göya
gün aşırı jmnastik yapacaktım. ama bugün youtoube dan Leslie açıp
yürüyeceğim kararlıyım. Kızımda aynı Arca. Odasına hapsolmaktan
çok memnun. Tabi daha fazla tablet telefon elinde ya, değmeyin keyfine
Evden çalışıyorum. Hiç sıkılmadım. Tek korkum kilo almak :))
Keşke sıkılacak vaktim olsa. Kendime o kadar az zaman ayırabiliyorum ki tek siftahım, kaçıp kaçıp 3-5 sayfa okuduğum kitaplar. Ben de üç tane bitirdim birkaç tane de yarıladım
Selamlar blogunuzu takipteyim sizde blogumu takip edip son yazıma yorum yazarsanız çok ama çok mutlu olurum :)
Hahahhha yaşımız ortaya çıktı değil mi:))
Ay leslie iyiymiş benim arkadaşlar hep tavsiye etti. Ben de bakacağım. Çocuklar daha iyi adapte oluyorlar net
Ben de! Tek farkla benim korktuğum başıma geldi:)))
Olmaz o iş! Çalışıyorsan ya da evde çocuklar varsa ve hatta ikisi birdense mümkün değil sıkılmak. Ben alıştım bile
Bakarım tabii ki:)
Yorum Gönder