3 Nisan 2021 Cumartesi

Ne okuyorum? Ne izliyorum? Ne yapıyorum?

Ne yapıyorum? 

Pilates topumun üzerinden bildiriyorum.

Yanlış olmasın, pilates yaptığım yok, bilgisayarımın başındayım, biramı yudumlarken blog yazıyorum. İkinci biramı müteakip solumdaki Ulu Koltuk Nazmiyeye kıvrılabilirim, söz vermiyorum.

Pilates hiç yapmadım, önerileriniz olursa (video / kurs vs...) lütfen paylaşın, denemek isterim. Galiba bizim jenerasyonun bir Ebru Şallı = Pilates önyargısı iliklerine işlemiş, yanaşamıyoruz, ama Ebru da biz de büyüdük, artık bakış açımızı değiştirebiliriz kanımca.

Benim pilates topunu edinmemin ana amacı, home office koltuğu olarak olarak kullanmak.

Pandemiden evvel, sırt ve bel ağrılarım hemen hiç yoktu, ya da ben fark etmiyordum. Ofisteyken sürekli hareket halindeyim çünkü... Çünkü sürekli kendi masamda değil, toplantı odalarında geziyor, sık sık masa başıma ara veriyordum. Ne zaman evlere kapandık, ne zaman çişimi bile virtüel toplantıda muted olarak yapmak durumunda kaldım, o zaman sırt ve bel ağrıları ayyuka çıktı. Gerçek buydu, hareket etmiyordum. Tamam sabah yarım saat spor yapıyordum ama on saat oturuyordum, on saat! Evvela klasik yöntemlerle iyi bir ofis koltuğu almanın peşine düştüm, aldım da... önceki korkunç sandalyeme göre epey iyiydi. Ancak yeterli olmadığını hissediyordum. Derken bir gün evde nasıl bir sandalyede oturuyoruz sohbeti sırasında arkadaşım Marijke sırrını açıkladı. 

Hala klasik bale derslerine devam eden - bundan sebep sandığım nefis bir postürü olduğunu kendisine de sık sık söylediğim -  iki çocuk anası 38 yaşındaki Marijke, dedi ki, "ben evde çocuklar ayağa kalktığımı gördüklerinde işim bitti sanıyor, yanıma geliyorlar, bunu engellemek için maksimum süre masabaşında kalmalıyım, bunu da bel kaslarımı berbat etmeden yapmam için tek şart pilates topu üzerine tünemem. Cırt cırt diye ses çıkarmama kocam gıcık oluyor ama umurummda değil, başka türlü saatlerce oturamam."

Bende o an bir ışık yandı: Pandeminin çok öncesinden beridir, ofisteki Japon kadın meslektaşlarımda gözlemlediğim şey, pilates toplarını ofis koltuğu olarak kullanmaları. Bütün gün o topun üzerinde tünüyorlar.  Japon deyip geçmeyin, gençliğin, sağlıklı yaşamın sırrını keşfetmiş bu insanların uygulamaları çok yerinde. Asla yaşlarını göstermiyorlar. Asla kötü beslenmiyorlar, sağlıklarına, kilolarına azami özen gösteriyorlar. Ve evet pilates topu üzerinde saatlerini masa başında geçiriyorlar.

Dedim ki, geç yaşlanmanın sırrını keşfetmiş Japon kadınlar ile kırkına merdiven dayamış olmasına rağmen genç kız gibi görünen iki çocuklu Marijke yanılacak değil ya, ben bu pilates topunu totomun altına bir alıvereyim bakalım işe yarayacak mı? Yaramazsa Arca kendi gibi iğrenç ergen arkadaşlarıyla yakantop oynar.

Başka ne yapıyorsun, pilates topuna başlatma, diyenler içim söyleyeyim, sövüyorum:

Yaşamakta olduğum kıç kadar ülkenin daha yüzde onunu aşılamayı becerememiş olmasına 

Memleketimde insanların hastanede yatacak yatak bulamadığı için tedavi edilecekken ölmelerine

Kongreleri bitirdikten sonra insanları evlere tıkmalarına

Kongreleri gündemde tutmanın kimseye bir faydası olmadığı söyleyen sağlık bakanına

Evet hala ve ömürümün sonuna kadar İstanbul sözleşmesinin fesh edilmesine 

Milletvekilinin yaka paça evinden alınıp hapse atılmasına

...

Ne okuyorum?

Ben, Kirke. Canım Ahucum önermişti. Nasıl da güzelmiş, bayıla bayıla okuyorum. Biraz Ursula K.LeGuin tadı alıyorum anlatımıda, keyfime keyif katıyor.

Ursula K.LeGuin demişken kitap kulübümüzde Ursula K.LeGuin öyküleri okuyoruz.Okuduklarımızdan ziyade okuduklarımızn bizi götürdüğü boyutlara inanamazsınız. Çok utanıyorum ama pandeminin bana en kazanımlarından en muhteşemi kitap kulübümü online yapabilmek oldu.

Ne izliyorum?

New Amsterdam.Netflix'te bir dizi.

Harika bir dram. Bazı hikayelerde içim acıyor ama hepsi birbirinden güzel. 

Dram seviyorum ben. İzlediğimiz hikayeleri İlkerle tartışmayı seviyorum. Kitapokumazgil İlker ile paylaşımım dizi, belgesel ile sınırlı olsa da umurumda değil, yerinde tespitler yapmanın çok okumaktan kaynaklanmadığını bana göstermesiyle entelektüeliteme kattığı mütevaziliğe ancak teşekkür edebilirim.

Yazımın ikinci birasında ulu koltuk nazmiyeye geçtiğimi itiraf eder, kaçarım.

Ne demişler? Alışmadık götte pilates topu durmazmış :)))




6 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Gelinimi doğuma götürdüğümüzde sancılar sıklaşınca koca bir pilates topu getirdiler ve üzerine oturttular. Ve üzerinde zıplama hareketleri yapmasını söylediler, ciddi anlamda rahatlattı. Bu pilates topunda ne cevherler varmış, bir daha doğum yaparsan pilates topumla gideceğim hastaneye hahahaha :)

*mehtap dedi ki...

:)) aslında fena fikir değil de, dalıpda düşmeyesiniz sakin:))
Kolay gelsin.
Memlekette haber dinleyince ,ruh hali çöküntüye uğruyor. Elimden geldiğince az izliyorum ki çok severim günceli takip etmeyi.Ama yok, bir tanecik bile içaçıcı haber yok.

hüznün tadı dedi ki...

Benim de pilates topum var. Ama koltukta otururken ayaklarımı uzatmak için.:) Çok rahat oluyor. Tavsiye ederim.

Oyun Farkı dedi ki...

Yazını okuyup pilates topu sipariş ettim 🙈😅

okuyanguzel dedi ki...

Kitabı sevmene sevindim :)

Pilates topuyla ciddi düşünmeye başladım.

Geçen gün düşündüm benim de böyle bir kitap okuma kulübü kuracağım arkadaşlarım olmadı. Ve çok istiyorum ve üzülüyorum. Arkadaş çevremi gözden geçireceğim sanırım :))

Sevgilerimle,

Çileksuyu Sibel dedi ki...

pILATES TOPUMU kullanmiyorum diye arkadasima verdigime pisman ettin beni Yeliz:) Istesem mi utanmadan.Benzer seylere ben de kufur ediyorum ve ya TR'ye yine gidemezsem diye dusunmeden edemiyorum.Hala asi siram gelmedi:(