Dün kedi...
Osman'a gittik, bizim arkadaşın kedisine. Çok çekti o kedi, kanser oldu, iki defa ameliyat geçirdi. Zaten önceden uyarılmıştık, görünce üzülmemek için. Önceki gece rüyalarıma girdi Osman, çarşamba akşamı yerine perşembe sabahı gittiğimiz için ölmüş, tövbeler olsun.
Neyse perşembe sabahı iki toplantı arası çıktık. Navigasyona bakıyorum ayağına bizim şüpheli beyaz aracın karşısına çektim arabayı, Arca'ya tembihledim, çaktırmadan çek fotoğrafını, özellikle plakanın. Vallahi veririm polise olmadı bizim site yönetimine. Bakacağız artık, gözümüz üzerinde.
Osman'a vardık. Ayol ne üzüleceğim Osman'a üç gündür insan görmemiş tepemize çıktı Osman. Abicim her ameliyatlı senin gibi olsun maşallah. Ben tabii gafil avlandım, aynı odadayken ha boyna çığlığa bağlıyorum.
Bilmeyenler için özet geçeyim, tüylü her türlü hayvanla aynı odada, bana dokunabilecekleri bir ortamda bulunmam imkansız. Zarar vermiyorum ama sevmiyorum, bir insan bir kediyi okşarsa bütün tüylerim diken diken oluyor. Bir insan bir köpeğe sarılırsa, öperse, tiksiniyorum. Eğer İlker'in erteleyeceğini bilseydim, kendi adıma söz vermezdim. Hayır İlker'e saydırmayacağım, yüzüne saydırdım, içim soğudu mu, hayır, eh uzatmaya değmez.
Neyse hoppidi Osman'ın en son mutfak tezgahının üzerinden bana saldıracağı hissine kapıldığım an, Arca'yı organize ettim. Dedim böyle olmayacak, al Osmanı götür odaya kapat sev insan sevgisi ver, ben o arada etrafı halledeyim, yemek su vesaire... Salonda işim bitince ben odaya girdim, onlar salona geçti. Odada tuvaleti dolmuş, temizledim. Çıktım, arkamdan Arca çıktı. İşlem tamam. Bakalım artık pazar günü İlker'e kakalamayı planlıyorum, ayrıca hayvan kanımca kendisine sevgi gösterecek bir insan arar, benim gibi çığlıklarıyla travmatize edecek manyağı ne yapsın.
Bugün karne...
Karne randevu ile, ben de ne bileyim , Arca son bir haftadır gecenin bilmem kaçında yatacak sabahları uyanamayacak ergen cücesi, 08:30'a aldım randevuyu. İlker burada olaydı, hani bir yerlere giderdik Noelde sabahtan alırverelim karneyi, erkenciyiz nasılsa demiştim. Bir haftadır bıdı bıdı..
Kalktık gittik sabahtan fena mı oldu? Noel zaten, sabah trafiği yok mis, ilk almışsın karneni, onu bunu bekleme derdi yok, dönüşte markete uğradık, daha açılmamıştı. Beklerken bir de ne görelim, millet noel diye erkenden hücum etmiş, herhangi bir cumartesi öğle yoğunluğundaydı, bastılar bana. Ama ne güzel oldu, sabah on itibariyle tüm işlerimi halledip Noel karmaşasına girmeden - zira çoğu işyeri öğleye kadar çalışıyor, öğlen her yer kilit aynı bizim arifeler gibi - eve dönmüş olduk, mis! Temizlik bile yaptım, baksan cam çerçeve yok tabii ama leş tuvaletleri temizleyeceğim diye kloraktan ellerim gerildi, tırnaklarım inceldi. Klorak bana çocukluğumun temizlik günlerini hatırlatıyor, zinhar sevmem! Ayyy bak hala elimde kokusu çıkmamış rezil. Hayır yani bir de üstüne buhurdanlığa yağlar yaktım, en ağırıdndan sandal ağacı lavanata yasemin. Yok klorak kokuyoruz hala! Ama var ya bir de bu klorak kokusu bana temizliği çağrıştırıyor, hani sanki şöyle tüm işler biter de sarı bezi klorak ile yıkayıp sıkar, bir zafer edasıyla lavabonun kenarına korsun ya... Hah işte öyle bir gurur! Kızlar yaşlandıkça analarına benziyor, kaynanalarına da olabilir, ablalarına da olabilir, evet bu üçlünün tamamı klorak manyağı iken benim olmamam mümkün mü?
Temizliği filan boşver ya, Arca'nın karnesi güme gitmesin. İyi. Notları ortalamanın üzerinde. Ortalaması yüksek bir sınıf olduğu için ortalamanın üzerinde olması iyi. İlginçtir, Latin en iyi dersi 97. Bugün şunu düşündüm, ben bunun ilkokuluna laylaylom diye bok atıp duruyordum ya... Hani bir şey öğrenmiyor bu filan diyordum. Ayıp etmişim. Şimdi fark ediyorum ki, öğretmenleri gerçekten Arca'yı iyi tanımışlar. Müdür, sınıf öğretmeni ve rehber öğretmeni, bizimle iki defa toplantı düzenleyip, Arca'nın Latin sınıfı seçmesini önerdiler, hatta ilkokulda iken fazladan ortaokul Latin derslerine soktular, neden? Çünkü biz Latin ne ayak bilmediğimiz için... Latinin bizim Ural Altay dil grubu dilimizle ilgisi yok, ne bilelim... Biz onu İtalyacanın İspanyolcanın atası ölü bir dil sanıyoruz. Anlattılar, farkındalığımızı artırdılar. Ve anahtar kelimeyi söylediler, zordur, Arca'nın çok çalışıp mücadele etmesi gerekecek, yani burnu sürtülecek:) heh bana bunlarla gel!
Böylece ben ofisteki Flaman arkadaşlarla konuştum, ikna oldum.. Lise bitmeden beş dil öğrenebilmiş olanların, Avrupa'nın neresine giderse gitsin, oranın dilini bir senede konuşabilenlerin, Latin bölümünü yarıda bıraksa bile iyi mühendislik okullarından mezun olmuşların hep ama hep bir şekilde bu Latin sınıfından başladığını fark ettim.
Latin bölümüne devam eder mi, ederse iyi mi eder, şimdilik bilmiyorum, bildiğim tek şey Latin sınıfları genelde çalışkan öğrencilerin seçtiği bir bölüm olduğu için en azından bir challenge söz konusu. Bizim oğlanı şu kadarcık tanıyorsam , challenge yoksa Arca yayar abicim, yer içer, top teper, ve yayar. ahan da şimdi yaydığı gibi, yatakta götünün izi var! Ve utanmadan hala soruyor, "okul niye 3 hafta tatil yea bence iki ay olmalı tatil". Iyyyyy ...
Noel'i kutlayan arkdaşlarıma Jeyuex Noel diyor, esenlikler diliyorum :)
4 yorum:
Mutlu sağlık dolu iyi yıllar. Sevgiler Yeliz.
bonne anneee :) güldürdün ayolcum :)
Noel beyaz arabadakiyle tanışmak için bir bahane olabilir mi acaba camı tıklatıp mutlu noeller vs ile giriş yapılabilir.Ahaa Burhan ile Aslı nın Cem i katil sandıkları bölüm geldi aklıma, olmadı cama tıklatıp 'Vikiii Burhan enişten geldi' mi desen Yeliz
Serap
Tüylü hayvanlarla aynı ortamda bulunamama durumu bende de var. Kafama kuş konmuştu bir keresinde neredeyse bayılacaktım. Ama penceremin önüne yiyecek koyup güvercin, karga,
martı besliyorum o ayrı :)
En çok da hayvanseverlerin "bir şey yapmaz" cümlesinden gına geliyor. Anlatmak zor, anlamıyorlar. Yani yalnız değilsin :)
Yorum Gönder