2 Kasım 2008 Pazar

Son 1 hafta

26 ekim 2002... İlkerle ömrümüzün sonuna kadar birlikte olmak için bir adım attık ve geçen pazar 6. yılımızı bitirdik. Onu neden çok sevdiğimi biliyorum : O, hayatta bir defa sevilebileceğne inandırabiliyor beni!!!
Neyse koca göbeğimle dans etmem zor olduğuna, hala 9 gibi sızdığıma ve içki de içemediğime göre akşam kutlaması rafa kalktı. Haftasonu kaçamağı ise seneye artık.. Yapmaktan en çok zevk aldığımız şeyi yapmaya karar verdik. YAŞASIN YEMEK YEMEK!!! Son doktor kontrolünde yediğim çok kilo almışsın fırçalarından sonra kendimi dizginlediğim 1 hafta sonrası tam bir special occasion oldu:)

Sabah erkenden Çeşme yolu üzerindeki Hanedana gittik. Emekli bir öğretmenin senelerdir işlettiği mekan muhteşem kahvaltısı ve kahvaltıda sundukları lor ve dut reçeli ile meşhurdur. Çiğ böreğinin ve et yemeklerinin de müthiş olduğunu söylerler ama ben hiç yemedim. Sonra ver elini Alaçatı, yıllar var ki gitmemiştim, trendy mekan olmadan önce lise yıllarında Denizde kalırken buraya geldiğimizi hatırlıyorum. Tabii çok değişmiş, her yer otel cafe ama dokusundan birşey kaybetmemesi yine de sevindirici.
Çeşmeye geçtik sonra, tabii daha kalabalıktı. Çarşıda adım başı ucuz kitapçı vardı. Korsan da diyemiyorsun üzerinde bandrol var, çözemedim kısacası. Masumiyet Müzesini 4 YTL ye almak işkillendirdi.
Akşam eve yorgun gelmişiz, ne güzel bir uykuydu...

Tüm hafta çalışmakla, yarım gün olan 28 ekim ile 29 ekim Dubai seyahatine hazırlanmakla geçti. Genel müdürle seyahat cidden gerilimli oluyor. Kendilerinin sağı solu belli olmadığından. Deli para verdiğimiz otelden nefret ettim. İlk gece 3 e kadar müzikten uyuyamadım, ertesi gün sabahtan akşama kadar toplantıyla ve gerginlikle geçti. Akşam Arap yemeği önerdiler, Lübnan lokantasına gittik. Türk mutfağına bu kadar benzemesi çok sevindiriciydi. Hemen herşey tanıdıktı. Dolayısı ile haftanın kaçamağını Dubai de yapmış olduk. Son gün direkt havaalanına gitmek zorunda olduğumuzdan hiç gezmedim. Ama gezmek de içimden geçmedi. Arabadan gördüğüm silüetinden ve TV den anladığım kadarıyla son derece yapmacık, yaşayan bir şehir olmaktan uzak bir yer burası. Avrupaya iş için de gitsem mutlaka gezmek için bir fırsat yaratırım. Bir şehir meydanı iki kilise görmek için can atarım. Ama Dubaide görmek istediğim hiçbir şey yoktu. Trafiği korkunç. Araba ve benzin çok ucuz olduğundan her evde 2-3 araba var. Toplu taşımacılık yok denecek kadar az. Sabah 15 dk da geldiğimiz yolu akşam 1,5 saatte alamadık. Polis, devlet memuru gibi kilit noktalarda Araplar çalışıyor, diğer herşeyi diğer ülkelerden gelen insanlar yapıyor. Nereye baksan Hintliler uzakdoğulular. Zaten nüfusun sadece onda biri yerli gerisi yabancı. Hiç hoşlanmadım ben Dubaiden. Sadece bol bol ananas yedim:)
Uçakta genel müdürle gelmekten çok hoşlanmadım, öyle tersti ki konuşmak istediğim hiçbir şeyi konuşamadım. Uçak yasağının başlayacağı Aralıktan önce bir İstanbul seyahati yapıp alıp karşıma konuşmam şart oldu.
Son doktor kontrolünde kıçını dönüp hareket etmediği için düdükcana gıcık olmuştuk. Bu arada İlkerin yengesi tekrar muayenehane açınca cumartesi sabah soluğu orada aldık. Hemen ultrasona girdik. Düdükcan coştu. Pipisini gösterdi, canlı yayında tekmeler attı, resmen kendini sapıttı. Kilomda bir değişiklik olmamış 2 haftadır hatta 1 kilo eksik bile çıktı ama düdükcan 250 gr dan fazla almış ve tam 650 gr olmuş. Bu şekilde devam ederse 3-3,5 kilo doğabilirmiş:) Gülnur teyzem bu velet çıkınca da çok hareketli olacak dedi, galiba bana benzeyecek, çünkü ilker pek sakin bir çocukmuş. Boy boy fotoraflarını çektik düdükcanın. Normal şartlarda 20-25 Şubat arası doğum tarihi çıktı, hadi hayırlısı.

6 yorum:

zero dedi ki...

Mutlulukla aşkla dostlukla koca koca gülümsemelerle bir ömür kadar uzun olsun evliliğiniz, mutluluğunuz:) Düdükcan da gelince artık iyice katmerlenmiş olacaksınız. Biz neyiz, aşkımız ne, ikimiz kimiz dediğinizde bakıp gülümseyeceğiniz ikinizin yarattığı bir can düdükcan (kafiye nasıl ama:)) Bu arada... Dubai'den ben de nefret etmiştim. Üstelik seneye bir Avustralya seyahatim var ve aktarmamı Dubai'den yapacam. Birkaç saatlik bile olsa farklı bir yere ayak basmış olacak olsam daha memnun olurdum açıkçası. O kadar sevmiyorum yani...

Mon Petit Chou dedi ki...

canım ya okudukça ben yoruluyorum, lütfen kendini bu kadar yorma. zaten seni çok yormak için sabırsızlanan bir bebiş var. bu arada evlilik yıldönümünüz kutlu olsun. sonsuza kadar mutlu olmanız dileği ile.

Oz dedi ki...

Evlilik yıldönümünüz kutlu olsun. Aramızda tam 1 ay var. Bizim Minikte ocak 25 gibi dedi doktor:)

yeliz dedi ki...

ah zeren ne güzel anlattın ve aynen dediğin gibi şimdiden ufaklığın varlığı "daha önce aklımız nerdeymiş" dedirtiyor. belki doğunca çıldırtacak ama şimdilik iyiyiz:)

merhaba mukaddes,
tavsiyelerine uyuyorum ve bugün izin yaptım:) ev hanımı olmak istiyorum:)

hoşgeldin qumania...
ziyaretin ve iyi dileklerin için teşekkürler, ben de seni ziyaret ettim, aynı heyecanları paylaşmak ne güzel...

ruhdagı dedi ki...

Çok hoş anlatmışsın yıl dönümünüzü :) Bir ömür boyu mutluluk ve huzur dilerim.

Gıptayla okuyorum yazdıklarını çünkü o kadar çok iş gezisine çıkıyorsun ki, kim bilir ne kadar yoruluyorsun. İyi üstesinden geliyorsun bu yüzden lütfen kendini ödüllendirmekden çekinme. Kalorisi daha az olanlarla en azından :)

Sevgiler.

yeliz dedi ki...

sevgili ruh dağı,
bu aralar her haftasonu 1 gün ödül günü yapıyorum. hamburger, çikolata, pizza... yoksa bu iştah kesilmiyor:)