23 Şubat 2009 Pazartesi

Son haftamız ve teşekkür


40.haftaya girdik. Halimizden pek memnunuz. Velet sanki 1 ay daha içerde kalabilir gibi. Geçtiğimiz hafta doğumu planlayıp da 6 gün üzerine ilave etmeye karar verince epey sıkılmıştım. Şimdi diyorum ki nomal doğumu bekleseydim herhalde kafayı yerdim.

İşte son haftanın özeti:

Salı günü çalıştım sabahtan. Sonra yürüyüşe çıktım. 1 saat yürümüşüm, çok iyi geldi. Normal doğum yapacaklara önerirler ama evde hımbıllaşmaktan iyidir. İlker araba kullanmamı yasakladı. Seyir halinde sancım tutar diye endişeleniyor. En kısa mesafelere bile gidemiyorum:(

Çarşamba yine aynı rutin devam etti. Bu defa 2 saat yürüdüm. Eve geldikten sonra sızmışım, süper uyudum. Bu arada bu hafta hergün yumurta yemeye ve en azından yarım litre muzlu, elmalı, ballı süt içmeye özen gösteriyorum. Son günler olduğu için başka canımın istediklerini es geçemiyorum, hala bir fındık ve çikolata bağımlısıyım ve hamburger yedim!!! Zaten bu oburluğun sonuçlarını çok geçmeden aldık!! Şu anda tartıda 14,5 kg fazlam var görünüyor. Son 3 haftadır hiç kilo almayan ben, 3 günde 1 kilo almışım, inanılır gibi değil.

Perşembe İlker işe gitmemeye karar verdi. Öğleye kadar yayıldık, Gülnur teyzemi aradım, doğumdan önce beni muayene etmene gerek var mı dedim. Yok dedi, herşey normal, işte kanama olursa veya suyun gelirse hiç ihmal etmeden beni arayıp hastaneye gitmen yeterli. Bir de son günler tuz tüketimine dikkat et, ağır kaldırma vs vs... Zaten şurda 3 güm kaldı, hiç öyle ödem filan yok. Demek vücut su tutmuyor, demek ki doğumdan sonra max 4-5 kilo verebileceğim, sonrası üstüme yapışacak gibi kabuslarıma devam!! Umarım bu iştah açıklığı doğumdan sonra kesiliyordur. ??
Öğleden sonra Alsancak'a gittik. Ilık bir hava, muhteşem bir yağmur vardı. Kordon'da epey yürüdük. Heryere yürüyerek gittiğimiz üniversite yıllarımızı yadettik. Gümüşsuyundan çıkar, Dolmabahçeden Beşiktaşa yürür, hadi kumpir yiyelim deyip Ortaköye devam ederdik. Genciz, vakit bol, para yok. İlk yılımızda yaşgünümü kutlamak için Bebek'e gidip, paramız kalmayınca veya sırf istediğimizden gecenin bir vakti Beşiktaşa kadar yürümüştük:)

Cuma evde temizlik vardı. Bize temizliğe gelen abla, geçen seçimlerde o kadar tembihlememe rağmen bulgur verdi diye gidip AKP ye oy atmıştı. Tabii acayip sinirlenmiştim. Dün gelmiş, kömür yok ev çok soğuk bizim diyor. Ne o AKP kömür vermedi mi bu yıl dedim, zaten onlara oy vermiycem dedi. Of of buyuz işte biz, bu kadar cehalete birşey demiyorum, kömürü alsaydı, oy tamamdı!!

Cumartesinin mutluluğu Kahve dünyasından satın aldığımız fondü setiydi. Çileklerimizi muzlarımızı dilimleyip çikolatamızı hazırladık. Önce çok katı oldu, akışkanlığı bir türlü elde edemedik, sonra süt eklemek suretiyle istediğimiz forma dönüştürdük. Fena çok fena... Yememek lazım ama olmuyor işte, insan kendine hakim olamıyor:)

Pazar sabahı bir kabustan uyandım. Postun bu kısmını rüyalarına doyamadığım ruhdağı'na adıyorum:) Rüyamda Arca 2 aylık, ben ofisteyim, onu da getirmişim, çalışırken emziriyorum filan. Sonra bir gün ofiste unutup çıkıyorum, eve onsuz geliyorum. BAD MUMMY!!! Ertesi gün yine emziriyorum, sağdan sola geçtiğimizde Arca emmek istemiyor. Hani gayri ihtiyari sorarsın ya "niye emmiyorsun?" filan gibi, Arca cevap veriyor "bu taraftaki su gibi beğenmedim" diyor, şaşırmıyorum, iyi diyorum, pompayla sağar saklarım - dün internetten emzirmeyle ilgili bi dolu şey öğrendim de :) - ama sen sakın en son hangi memeden emdiğini unutma diyorum, tamam diyor. 2 aylık emzikli veledin muhabbetleri hiç şaşırtmıyor beni. Sonra velet kalkıp gidiyor, dışarı çıkıyor. Sarı tulumu ile pencereden gidişini görüyorum, ablam beliriyor yanımda, diyorum ki "abla sen takip et pencereden ben koşup getireyim". Deli oluyorum caddelerde bağırıp çağırıyorum, gözden kaybeden ablam da yanıma geliyor, iki kadın deli gibi koşuyoruz. Bir çocuk diyor ki şurdaki dondurmacıya girdi. Oh diyoruz iyi ki Arca koymuşuz adını, az bulunan bir isim ya herkes hatırlıyor. Bizimki bi dolu arkadaş bulmuş, dondurma yiyor, sarı tulumu hala üzerinde, 2 aylık daha!! Ağlayarak uyandım, baktım göbüşte hareket ediyor, oh dedim, çıkmamış, İlker tuvaletteydi, ağlaya ağlaya; "İlker bu çocuğu doğurmayacağım, kalsın içerde dışarısı çok fena, böyle iyiyiz, çocuk çok zor, büyütemeyiz biz, ya alıp başını giderse" Zavallı kocam apar topar çıktı, yarım saat sakinleştirmeye çalıştı beni. Hala üzerimden şoku atamadım.

Ve son gün... Sabahtan kalan ütülerimi bitirdim, şimdi iğrenç rapunzel saçıma fön çektirmeye gideceğim. Bebişim beni güzel görsün diye. Son hazırlıklar tamam gibi ama bir yandan da sanki hep birşeyler unutulacak gibi geliyor.

Veee 9 aylık bu maceranın sonu geliyor, şimdi biraz teşekkür zamanı;
* Bu macerada beni tanımamasına rağmen yanlız bırakmayan tecrübeleri ile beni besleyen tüm sevgili blog yazarlarına
* Güzel yorumları ve iyileştirici pozitif etkisi ile benş yalnız bırakmayan Zühre ablama,
* 36 dan 44 bedene her türlü kıyafeti olan ve her geçen gün şişen benimle kıyafetlerini ve engin tecrübelerini paylaşan, Arca ismine ciddi destek veren ve bebişime dünya kadar cici alan ablama
* Evi temizleyip çarşaflarımı ütüleyen ve asıl görevinin bundan sonra başlayacağına inandığım anneme,
* Sağdan soldan ödünç hamile kıyafeti bulan ve 2 cici elbise diken böylece masraf yapmamı engelleyen, sonra güzel yemekler gönderen, İlkerin annesine,
* Arca'ya alternatif isimler türeten babama,
* Doktor kontrollerinden sonra bürosuna gidip mızmızlandığımız, Arcayla sürekli konuşan İlknura,
* Hamileliğimizin her anını paylaşan arkadaşlarımıza
* Son olarak;
Hamileliğimin hiçbir evresinde beni yalnız bırakmayan,
Birkaç haftada bir hamilelik zırlamalarıma olgunlukla karşılık veren,
her aptal rüyamı dinleyen,
her hafta bana meyvalar taşıyan, güzel yemekler yapan,
defalarca çıktığım iş seyahatlerime ve mesailerime gıkını çıkarmayan,
bebeğimize harika bir oda ve tüm ihtiyaçlarını sağlamak için saatlerce araştırma yapan,
Her doktor kontrolüne benimle birlikte gelen ve tüm test sonuçlarımdan tansiyonuma kadar medikal verilerimi ezbere bilen,
Bütün hamilelik kitaplarını okuyan ve muhtemelen benden çok bilgisi olan,
Tüm stres unsurlarını hayatımdan çıkararak mutlu bir hamilelik geçirmemi sağlayan,
Çok sevdiği sigaradan vazgeçen,
Arcayı hıçkırık tuttuğunda veya kaburgalarımı kırarcasına tekmelediğinde alıp karşısına konuşup (daha doğrusu göbeğimi) sakinleştiren,
Durduk yere hayatında gördüğü en güzel hamile olduğumu söylemek suretiyle moralimi yerine getiren ve en hımbıl zamanlarımda bile güzel hissettiren,
Bu yolculuğa birlikte çok isteyerek çıktığımız ve daha şimdiden muhteşem bir baba olacağına adım gibi emin olduğum,
aşkıma,
milyonlarca teşekkür...

15 yorum:

Unknown dedi ki...

BEBEĞİNİZ HAYIRLI OLSUN.SAĞLIKLI VE MUTLU BİR BEBEK OLUR,İNŞALLAH.
YAZINIZIN SONU EŞİNİZE TEŞEKKÜR ETTİĞİNİZ BÖLÜM BENİ ÇOK DUYGULANDIRDI..HAYATINIZIN EN FARKLI VE GÜZEL DÖNEMİNİ ÇOK GÜZEL İFADE ETMİŞSİNİZ.HAYIRLI DOĞUMLAR...

Adsız dedi ki...

9 hafta sonra ben de böyle bir yazı yazacağım.

Çok duygulandım, hormonlardan mı acep?

Oz dedi ki...

Başlarda hiç geçmeyecek gibi geliyor değil mi? Ama sonra karnında tekme attığı zamanları özlüyorsun:) Olsun, artık Arca ile herşey çok ama çok daha güzel olcak! Sevgiler!

kuzunun annesi dedi ki...

Macera asıl şimdi başlıyor . Nıhahahahaha...:)))) Saglıkla gelsin Arca bebekte artık . . Sevgiler

Adsız dedi ki...

yeliz yeliz ne yaptinnn
su son tesekkur kısmında, ozellikle esine yazdigin kısımda o kadar cok esimi anlatan sey var, hungur fosur aglattin, adam eve gelmek uzere bir de ona laf anlat :)
daha dun esime muhtesem bir 36 hafta yasadim ben Doruk sayesinde, bir ara bunu bloga yazayim demistim, demek ki aynı hisler icindeyiz hep.
Biliyorum, seninle Özlem, kuzu, Özgür Seyhan ve bikac arkadasimizla empatik durumlarımız var, aynı seyleri yakın zamanli sıra ile yasamaktan heralde.
hersey yeni basliyor degil mi?
hersey gonlunce olsun canım blog dostum, saglikla, kolaylıkla gelsin Arca bey.

ruhdagı dedi ki...

Hani ben hamile değilim bana ne oluyor anlamıyorum. Çok duygulandım, gerçekten.

Rüya yorumuna gelince :)

Ayol kelin merhemi olsa başına sürer :) bence hepsi bilinçaltındaki korkulardan başka bir şey değil. Hepsini attın gitti.
Ay! sarı tulumla ne tatlı olur o şimdi. Şöyle 5-6 aylık olunca ne sevilir ama.

Harika bir anne adayı görüyorum ben. Harika bir eşi ve baş destekçisi olan, bizimde hiç olmazsa burdan sevdiğimiz desteklediğimiz inşallah kolay doğumu olur diye dua ettiğimiz güzel bir insansın :)

Tüm kalbim seninle Yeliz.

Dönüşün muhteşem olacak! :)

gezicini dedi ki...

sağlıkla güzel bir doğum olsun. hayırlı uğurlu olsun şimdiden :-)
sevgiler
gorki

zero dedi ki...

Yelizcim ben de seni yüzyüze tanımıyorum, sadece yazdıklarımızdan paylaşıyoruz birbirimize dair gerçekleri, ama inan sen de benim görüp bildiğim en tatlı hamilelerden birisin. bundan sonrasının çok daha güzel olacağına eminim:) arca ismine karar verdiğiniz süreç, benim bloglardan biraz uzak olduğum döneme denk gelmiş, o süreci yakından izleyemedim ama ben senin düdükcanını çok sevdim:) bir gün ben de girersem bu yola emin ol karnımdakine, seni anarak sürekli düdükcan diye sesleneceğim:) şimdi de arcanın maceralarını takip edeceğiz büyük bir heyecanla:) bundan sonra da herşeyin böyle güzel ve mutlu devam etmesi dileğiyle:)

Simge Kurban dedi ki...

Yelizcim, bebişini kucağına alıp onun kokusunu içine çektiğinde hissedeceğin annelik duygusuna imreniyorum. Umarım güzel ve sağlıklı bir doğum gerçekleştirirsin. Yazılarını en kısa sürede tekrar okumak dileğiyle,
Sevgiler

enne dedi ki...

Arca geliyor yanii, belki de geldi şu anda:) Hadi bakalım, sağlıkla doğur bebeğini, hemen görelim, maaşallah diyelim Arca'ya. Yazın çok güzeldi, benim gibi duygu yoksunu bir kadın için bile harikaydı, ellerine sağlık. Süper bir macera başlıyor şimdi, adı ARCA!!!

Yesim dedi ki...

Yelizcim, ne guzel yolun sonuna geldin, bundan sonra seni bambaska, zaman zaman zor olsa da cok guzel bir hayat bekliyor :) Sevgiler,

aysema dedi ki...

Sağlıkla doğsun, analı-babalı büyüsün...

Oya Kayacan dedi ki...

Göbeğin çok güzelmiş, eminim Arca Bebek de bir o kadar şekerdir. Sağlıklı, sevgi dolu olsun.

kuzunun annesi dedi ki...

Geldi mi geldi mi??

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

arkadaşlaben gittim hastaneye gördüm arca'yı da yeliz'i de. arca öyle böyle değil çok tatlı çokk. yeliz de iyiydi, çok kibardı. bi ara bana "kusura bakma senle de ilgilenemedim" gibi bi şeyler söyledi hatta.