14 Şubat 2011 Pazartesi

Laf lafı açıyor

Şubat olmuş 14, benim yazıların bu ayki sayısı 12! Çok yazıyorum değil mi?

Birgün Hülya bana blogcuanneyi geçtin demişti, ne gülmüştüm. Sahi ne şahane yazar Elif, keyifle okunur. Bazen yazıları biriktirilip okunur. Benim son aylardaki bu yazıya sarmamın sebebi öyle “ilham kapıyı çaldı hadisesi”değil. Yazılara kaçıyorum, klavye ile ekran arasına sığınıyorum. Motivasyonsuzluğum baki, lakin enerjimi bir yere yönlendirmem gerek. Uzun lafın kısası; yazıyorum… Hem bu bloğun adının “günün çorbası” olmasının sebebi bu! Günlük yazılar, günlük çorbalar, aksi halde haftanın menüsü olurdu.

Bloğun adından bahsetmişken birkaç ay önce 150 TL’ye satın almak isteyen biri çıktı. Evet bu adresi satın almak istiyordu. İtiraf edeyim parasında değilim, tek derdim tüm yazıları başka bir yere taşıma zahmetiydi, kibarca teşekkür ettim.

Bir teşekkür de genel müdürüme. Telefonda travestiden hallice sesimi duyunca bir süre tanıyamadı, sonra da erken çıkmamı önerdi. Eve gidip dinlenmek için. Vücudumun dinleneceğine zerre kadar inansam bir dakika durmazdım, lakin Arca’nın peşimi bırakmayacağını biliyorum, oturup işlerimi bitirmeye karar verdim. Belli olmaz kafama eserse erken çıkıp kitapçılarda vakit öldürebilirim. Ne vakittir almaya karar veremediğim fotoğrafçılıkla ilgili birkaç kitabı incelerim belki, belli mi olur? Bazı kitaplar internetten alınmıyor, dokunmak lazım.

Sevgililer günü hediyesi gibi: ) Sevgililer günü deyince aklıma şahane bir anı geliyor. Yeni taşınmıştık İzmire. Arca’nın fikri bile düşmemiz aklımıza. Düşün düşün, özel bir şey mi yapsak derken ikimizin de canı kebap çekince Öz Urfa’ya gitmiştik. Hani değişiklik olsun diye de Narlıdere’dekini tercih etmiştik. Şahaneydi. Televizyonda maç vardı. Çoğunluk aileler gelmiş. Çocuklar koşturmaca oynuyor. Bir de piyanist şantör koymuşlar, ne eğlenmiştik. Çıkarken bir plastik kırmızı gonca gül ile kalp şeklinde bir balon tutuşturmuşlardı elime. Hem kebaba hem romantizme doymuştuk.

Romantizm deyince bizim balayı aklıma geldi. Elvanın babası o yıllar turizm bakanlığında genel müdür, hemen bize ucuz yollu bir balayı ayarladı sağ olsun. Düğünden sonra vakit yok, Çeşme’de birkaç gün geçirip doğru İstanbul’a gideceğiz. Sheraton o yıllar yeni açılmış, Arabayı kapıdaki çocuğa verdik, çocuk park etti, bavullarımızı getirdi. Biz resepsiyondayız. Diyoruz ki bizim adımıza bir oda ayırtılmış olmalı? Diyorlar yok. Israrlıyız, üstelik bakanlıktan ayarlanmış odamız, gerim gerim geriliyoruz. İş sarpa sarmaya başladı, Elvanın babasını aradık. “eski Turban değil mi orası?” evet burası, e tamam işte oradan ayırttım odanızı. İsim verir, Ahmet bey, otel müdürü, İlker’de hava force desen yanına yaklaşılmıyor, “çağırın Ahmet beyi görüşelim” diyoruz. Otel müdürü geliyor, telefonda Elvanın babası ile konuşuyor, Allahtan Ahmet beyi tanırmış, başka otelin müdürüymüş. Hehe bizim süngü düşüyor tabii. Meğer otelleri karıştırmışlar. Kös kös arabaya geri biniyoruz. Diğer otele gidiyoruz. Kapıdaki çocuk anahtarı istiyor, aman diyoruz dur bi emin olalım. Ahmet beyi soruyoruz çekine çekine, oh bu defa giriyoruz otele. Pek romantik başlamıştı balayımız. İstanbul’a gittiğimizde ağır soğuk algınlığı ile bir hafta yatmıştım. Belli ki Çeşmenin denizini Kasım ayında bizim romantizmimiz ısıtamamış.

Neyse geyiğin sohbetin lafın sonu yok, işler çok.

8 yorum:

Ben Kızımın Delisiyim dedi ki...

blogunuzu zevkle okuyorum.
şöyle bir baktım da ne kadar uzun süreli bir blogunuz var hamileliğiniz, bebeğinizin doğumu vs. harika, herşey capcanlı. İmrendim doğrusu:)

Sitare dedi ki...

150 liracık mı o ne yaww ne kadar güdük bir ücret teklif edilmiş.hadelenn deseydin:))

laleninbahcesi dedi ki...

Yeliz, he yaz sen...öyle keyifliki okumak...150 liramı,güldün dimi...hayır paranın küçüklüğüne değil,teklife
günaydn bu arada...

laleninbahcesi dedi ki...

Sahilde Kafka bence...ama Zemberek Kuşunu da okuma listende tut.Keyifli okumalar

yeliz dedi ki...

ohooo Nurefşah2ın annesi, benim bloggerlığım çok eskidir. Hatta İstanbulda yaşadığım dönemde yemek bloğum vardı. Nereden baksan 6 yıllık bir bloggerım:) çok sevindim beğenmenize bu arada, teşekkürler

yeliz dedi ki...

ya sitarre aslında biz bu adresleri bedevaya aldığımıza göre 150 tl de fena diil :)))) eh biraz daha yaratıcı bir isim olsa herhalde kesenin ağznı açardı:)

yeliz dedi ki...

sevgili lale, gerçekten gülmüştüm, kimin aklına gelir:) içimden sahilde kafkayı geçirmiştim, çok sevindim, teşekkürler

Isabella Charlotte dedi ki...

LÜTFEN OKU!!!! LÜTFEN OKU!!!! LÜTFEN OKU!!!! LÜTFEN OKU!!!!

Hey Guys !!! Çok mutluyum, Mike Fisher'dan benimkini aldım. Boş ATM kartım günde 2,000 dolar çekebilir. Geçen haftadan aldım ve şimdi 14,000 dolar bedavaya sahibim. Boş ATM herhangi bir ATM makinesinden para çeker ve üzerinde isim yoktur, izlenebilir değildir ve şimdi iş için param ve benim ve ailem için yeterli param var. Mike Fisher ile tanıştığım için gerçekten çok mutluyum. ondan önce iki insanla tanıştı ve dolandırıcılığı olduğunu bilmeden paramı aldılar. Ama şimdi mutluyum. Mike Fisher kartı DHL aracılığıyla gönderdi ve iki gün içinde aldım. Kendi kartınızı kendisinden alın, diğer ATM'lere benzeyen bir dolandırıcı gibi değil, yasadışı olsa bile insanlara yardım etmek için bedavaya veriyor ama çok yardımcı oluyor ve hiç kimse yakalanmıyor. Mike Fisher'a minnettarım çünkü hikayemi aniden değiştirdi. Kart, Mali ve Nijerya hariç tüm ülkelerde çalışıyor. Mike Fisher e-posta adresi blankatm001@aol.com
WhatsApp +1 (712) 600 2838)