28 Nisan 2014 Pazartesi

Kılıçla oynayan çocuklar saldırganlaşır mı?

Mert Kaan’ın doğum günüydü ve Poyraz’a da küçük bir hediye almaya karar vermiştik. Arca’nın dudak "hani bana" diyerek büküldü. Evet doğru ona da alınacaktı bir oyuncak. Bir cumartesi akşamüzeri saatleri Göztepe’ye indik, yürüyüş yapıp oyuncakçıya girdik. 2-4-5 yaşları için oyuncak. Hiç kolay değil. Arca’ya bütçeyi aşmayacak bir oyuncak seçmesi tembihlendi bu çerçevede oldukça pahalı ilk birkaç oyuncak reddedilince istediği oyuncağın fiyatını direkt satış görevlisine sormaya başladı zaten.

Bence çok ama çok uzun bir zaman sonra iki çocuğa hediyeler belirlenmişti. Bir tek Arca kalmıştı geriye. Fiyatı bütçeye uygun oyuncakları gösterdi, kılıç, korsan kostümü baltalı bıçaklı, oyuncak tabanca…vs…

Bundan birkaç sene evvel olsaydı, bu talepler karşısında dehşete düşerdim. Gel gör ki aştım artık bu işleri. Daha doğrusu çocuğa silah ya da kılıç almakla kendisini bir katile dönüştürmeyeceğimi biliyorum en azından. Zaten sen o oyuncağı alsan da almasan da o bir şekilde eline geçirdiği her şeyi silaha, kılıca çeviriyor zaten. Bakınız iki sene önce yaşananlar…

Kaldı ki dozu saçma bir boyuta varmadığı sürece çocukların yaratıcılığının gelişmesi bakımından faydalı olduğu bile söylenebilir.

Arca’nın oyuncak alternatiflerine baktım baktım. "Tamam şu kılıcı alalım" dedim. Allah sen bunu bir görsen. Sevincinde aşırılığa kaçmamak için dudak çapkınca kıvrıldı ve yamuk bir gülümseme yerleşti suratına ama kalbinin daha hızlı attığını asıl ele veren gözlerindeki parıltıydı. Çok mutluydu.

Eve geldiğimizde kılıcın ışıklı olduğunu keşfedince ziyadesiyle keyiflendi. Pıyuv piyuv diye sesler çıkararak poz verdi. Pozlar arkadaşı Poyraz’a whatsapp’tan gönderilip görüş alındı. Hatta bizim muhterem bile kılıçla öyle pozlar verdi ki gün gelir damarıma basarsa kendisini sosyal medyaya ifşa etmek gibi bir şantaj malzemesi olarak telefonumun en nadide köşesinde saklıyorum. Oğlan çocukları baba bile olsalar büyümüyorlar, ilginç. Kız çocukları ise daha el kadarken annelik olgunluğuna sahip oluyorlar.

Kılıcı yanından katiyen ayırmadığı günlerde (He-Man ya kendisi kılıç mühim:P) OT dergisi girdi eve. Bu arada çok ama çok seviyorum dergiyi, en sevdiğim yazarlar var ve dolu dolu bir içeriğe sahip. Neyse bu ayki sayının ön sayfasında yazarların çocukluk fotoğraflarıyla altlarında isimleri vardı. (En son iki fotoğraf Berkin ve Burak Can’a aitti, burkulduk) Arca da okuyor ya ufaktan esir aldı dergiyi, isimleri okuyor. Maksat yeşillik olsun çekiverdim fotoğrafını instagramda paylaştım, yanındaki kılıca da gönderme yaparak… 

Güzel yorumlar bırakanlar oldu, sağ olsunlar. Asıl diyeceğim başka…
Hani korkuyoruz ya eline oyuncak tabanca alan gidip birini vuracak diye, hah o yorumlar arasında öyle güzel ifadeler vardı ki, paylaşmadan edemedim. 

Psikolog arkadaşım Deniz mesela, kılıcı öfke terapilerinde kullandıklarını anlattı. Bir de sevgiyle büyüyen çocukları, abartmamak şartıyla kılıçla silahla oynamasının saldırganlaştırmayacağını.

Aslında her şeyin başı sonu ortası ötesi berisi sevgi…

Bu süreçte Arca kılıcın ışığını bozdu, oynadı, arkadaşlarına gösterdi ve tekrar arabalarına döndü. Bu kılıcı almasak belki de hep içinde kalacaktı.


7 yorum:

okuyanguzel dedi ki...

"Aslında her şeyin başı sonu ortası ötesi berisi sevgi…"

Katılıyorum yürekten..

Ahu

ümran dedi ki...

Yıllar evvel daha çocuğum bile yokken. Çocuğum olduğunda silah vb şeyler almayacağım demiştim. Büyük konuşmuşum. Beş silah bir kılıcımız var,üstelik dün de babasına balta aldırmış. Yazıyı okuyunca içim rahatladı neyse ki yalnız değilim.

Bezen Hindistan dedi ki...

Bu oyuncak silah, kilic korkusunu cok anlamsiz buluyorum ben, cevremde bana dehsetle bakan arkadaslarim var bu yuzden. Biz kucukken Pazar kahvalti saatlerinde Clint Eastwood filmleri olurdu, onlari izleye izleye buyuduk. Bir kizilderili cadirim ve kilicim vardi, en sevdigim oyun kizildericilik oynamakti. Babami esir alir, cadirima goturup baglar, kilicimla kafa derisini yuzerdim:) Tabancalarim da vardi, hele bir tanesinin tetigine basinca icinde isik yanardi ve cok degisik bir ses cikarirdi, kizlarima saklamadigima cok pismanim. Buyuyunce oyle siddet sever biri falan da olmadim. Su tabancalarindan bile korkuyor insanlar, bu ne ya.

Sevginin Ruhu dedi ki...

Arca'nın ışıklı kılıcını görünce oğlumunki aklıma geldi. Arkadaşları ile korku filmi seyredince evde gezemez olmuştu. Işıklı kılıcını eline alır canavarları öldürerek dolaşırdı evin içinde. Bizim için tedavi edici bile olmuştu ışın kılıcı. Ayrıca silah, kılıç vs ile oynadığı halde sevgi dolu bir insan oldu büyüyünce.

buğday taneleri dedi ki...

ay ben de çok korkuyordum şahsen elini silah şeklinde tutunca falan tüylerim ürperiyodu. o kadar abartmaya gerek olmadığına sevindim ya :)

Unknown dedi ki...

aaaa daha yeni okudum bu yazıyı:) Bırakır alır bırakır alır dert etme sen (diyene bak ben de senin 2 sene önceki halin gibiydim:)) bu arada bu da kız çocuk erkek çocuk olayının ben de yansıyan izleri
http://denizceseyirdefteri.blogspot.com.tr/2013/03/kz-cocuk-erkek-cocuk.html

rosehearted dedi ki...

bunu duymak güzel :)