20 Kasım 2015 Cuma

Kumkurdu

Arca’ya doğduğundan beri yüzlerce kitap aldım. Tabii hepsini onlarca defa okuduğum için kendime de almış oldum:) Ben çocukluğumda bu kadar çocuk kitabı okumamıştım!

Arca’nın kelimeleri doğru telaffuz ederek çok erken yaşta konuşmaya başlamasını da, kendi kendine okuma yazma öğrenmesini de, benim Arca’yı kitaplarla beslemem, hatta semirtmemle açıklayabiliriz. Ama konumuz o değil.

Konumuz tüm bu kitaplar arasında en çok neden Kumkurdu serisini sevdiğim(iz).


Çünkü Kumkurdu, rekabetten yenik çıkan birine ödül verip bunu da
“Kazananlar zaten mutludur, ödül kaybedenlere verilmeli,” şeklinde açıklıyor.

Çünkü çok safça sorulmuş ama çok karmaşıkça cevaplanabilecek sorulara tam da olması gerektiği gibi cevap veriyor. Bakınız aşağıdaki diyalog:
- Birinin dost mu düşman mı olduğu nasıl anlaşılır? diye sordu Zackarina.
– Vallahi, yemek gibi, dedi Kumkurdu. Tadına bakmak gerekir.
– Olmaz ki, dedi Zackarina. İnsanların tadına bakılmaz ki.
– Öyle, ama gözlerinin içine bakabilirsin, dedi Kumkurdu. O zaman her şey anlaşılır.

Çünkü okuduğunuzun üzerinden biraz zaman geçmesine rağmen, çok korktuğunuz ölüm kavramını ölmek üzere olan kimseye yol arkadaşı gibi anlattığını anımsayıp, o kadar da çekinilecek bir şey değil ölüm, o da hayatın bir parçası diye düşündürebiliyor (hem de 37 yaşında birine!)

Çünkü Kumkurdu, çocukların anlayabilecekleri gibi anlatıyor her şeyi… Ve bazen anlatmıyor, kendi kendilerine anlamalarını sağlıyor.

Çünkü Arca ile okurken sayamadığım kadar çok defa birbirimize bakıp kahkahayı patlatıp „AYNI SEN!“ ya da „AA AYNI BEN!“ dedik.

Çünkü kafana kaka kaka bir şeyleri önüne koymuyor, sadece okuyorsun ve anlayıp öğreniyorsun. Sadece eğlendirmiyor, sadece öğretmediği gibi, hepsinden biraz hepsinden kararında…

Arca’nın seveceğini biliyordum. Sadece ilk defa resimleri bu kadar az, yazıları bu kadar çok bir kitap okuyacaktık. Zamanı değil midir acaba diyordum, tam zamanıymış!

Evet, her akşam dört beş öykülük pazarlıkların söz konusu olacağını düşünmemiştim ama Arca’nın seveceğini biliyordum.

Arca’nın seveceğini biliyordum, sadece bittiğinde benim gözlerim dolarken onun da bu kadar etkileneceğini hiç tahmin etmemiştim. Defalarca sordu, „şimdi Kumkurdu nereye gidecek? Bir daha görüşmeyecekler mi? Görmeyecekler mi birbirlerini? Ayrılıyorlar mı?“….

Büyürüz ve bazı şeyleri arkamızda bırakırız. Büyümek biraz da bırakmaktır, çocukluğumuzu, saflığımızı, Kumkurdumuzu…

Bu yazıyı yazmayacaktım. Çünkü Kumkurdu yoktu, çok insan basılmasını bekliyordu ama tükenmişti. Hatta sahaflarda 100 TL’ye alıcı bulmuş, alıcılar alay konusu olmuştu. Ben de daha fazla Kumkurdu muhabbeti yapmak istemiyordum, sadece bende scan edilmiş olan ilk iki kitabı isteyenlere gönderiyordum, o kadar ve bulanlara „sımsıkı sarılın sakın bırakmayın“ diye öğüt veriyordum.

Ama bil bakalım ne oldu? Pegasus yayınları basmış, 23 Kasımda dağıtılıyormuş. O kadar sevindim ki anlatamam. Daha çok çocuk okusun, daha çok çocuk sevsin Kumkurdu’nu, bence her çocuğun kitaplığında olması gereken bir kitap…

Ben instagramda dostlar sayesinde haberdar oldum ama yayın evinin sitesinde de bilgi mevcut, buyrun linkine: 





10 yorum:

Hüma Kuşu dedi ki...

aa süper haber bu!! valla yazının başlarında aklımdan isyan eden bir yorum bırakmadı.. böyle anlatıyosun anlatıyosun ama bulunmuyor işte kıskandık diye.. ama madem basılıyormuş oleey. merakla bekliyorum

yeliz dedi ki...

biliyorum zaten ben de o yüzden yayınlamamıştım:)

Adsız dedi ki...

Dört gözle bekliyorum. Rüya duygusal olan kitapları okumamızı reddediyor hala, ama önce kendime alıyorum kitabı tabii :):)Vakti geldiğini hissettiğinde ona da okuruz:):)
Eskiden basılan,artık olmayan tüm güzel çocuk kitapları tekrar basılsın. Çocuklar kaliteli, güzel kitaplardan mahrum kalmasın. Teşekkürler Pegasus Yayınları :)Petek

bahar renkleri dedi ki...

Çünkü kafana kaka kaka bir şeyleri önüne koymuyor, sadece okuyorsun ve anlayıp öğreniyorsun. Sadece eğlendirmiyor, sadece öğretmediği gibi, hepsinden biraz hepsinden kararında…
İşte bu yorumun bu cümlelerin yetti de arttı bile almama.Biz de aynıyız biliyor musun,her akşam oku,kendine aldığın kadar çocuğa al derken,önce ezberlediğini fark ettik tabi önce bir afalladık yav el kadar bebe okur mu diye,meğer ezberlemiş resimlere bakıp hatırlıyor ve kendince okuyor sıpa,sonra okumayı gerçekten söktü.Birinci sınıf bu yıl okumada sıkıntı yok,çok şükür tek derdimiz Ela ile Lale'yi yazarken el ele tutuşturmak.Sevgiler ve teşekkürler bu güzel haber için.

serpil dedi ki...

Ben de kitapların yeni basımını duydum ve hemen aklıma sen geldin :)

GeCe dedi ki...

Ah çok merak etmiştim çıkar çıkmaz online satışı varsa alacağım

Naz dedi ki...

Madem tekrar basılmış ben de alayım, teşekkürler :)

TUĞBA'NIN DÜNYASI dedi ki...

Ben de o kadar merak ediyorum ki anlatamam. Çok sevindim. Heyecanla bekliyorum umarım alabilirim. Böyle zamanlarda Tr'de olmamak üzücü oluyor. Ay az kaldı sabretmeliyim:):):)

Asortik Krep dedi ki...

Üç gündür yeni yazı yok, merak ettim.. İyi misiniz..?

Adsız dedi ki...

Kumkurdu serimiz elime ulaştı,akşam olsa da kuzucuğumla okusam diye sabırsızlanıyorum. Haber verdiğiniz,hayatımıza kattığınız bütün güzellikler için çok teşekkürler. Gökçen