19 Ocak 2016 Salı

Kitap yorumu: Anne, Baba ve Çocuk Arasında

Paylaşmak iyidir. Birilerine bir faydam olur mu, düşüncesi ile yaptığım paylaşımların çok büyük kısmından ben bir şeyler öğrenerek çıktım. Örneğin "ebeveyn kitapları gerekli mi" ve "ebeveyn kitaplarıgerekli" derken onlarca kitapla tanışma fırsatı bulacağımı hiç bilmiyordum. Ama buldum. Mesela "koşulsuz ebeveynlik"... Mesela "Anne, baba ve çocuk arasında"...

Fikirlerine çok güvendiğim birkaç arkadaşım tarafından önerilince, derhal edindim "Anne, baba ve çocuk arasında" kitabını ve sanırım bu kitabı okumak yaptığım en iyi şeylerden biriydi. Şimdiye kadar okuduğum pek çok kitabın bu kitaptan esinlenmiş olduğunu fark ettim. Eleştirel bakış açısı ile öne çıkan "koşulsuz ebeveynlik" ise, Haim G. Ginott ve kitabını çok olumlu anlatıyordu.

Okurken onlarca sayfa işaretlemişim. Bugün, okumamın üzerinden haftalar geçmişken, kitap hakkında birkaç kelam edeyim istedim ve işaretlediğim sayfalar arasında hangisini alıntılasam bilemedim.

En iyisi en sevdiğim kısımlardan bir liste oluşturmak ve bu kitabı mutlaka alın demek:)

Bir kere adamın yaklaşımı beni inanılmaz motive etti: İyi anne baba olmak, öğrenilebilir bir beceridir.

Oh be! Benim kumaşımda analık yok abicim, içimden anaç bir tavuk çıkmadı üzgünüm. Okudukça öğreniyorum, çocuğuma birey muamelesi yaptıkça aramızdaki buzları eritebiliyorum. Kutsal analık kasesini fedakarlıklarla dolduramayacağım ve yazık ki cennet de benim ayaklarımın altında değil. Ben cenneti şimdi yaşamak istiyorum.

Dr. Ginott diyor ki: Önce duyguları ele alın, önce onları çözümleyin sonra davranışa geçin. Çocuğunuzda hoşunuza gitmeyen davranışların sebebi onların ifade etmekte zorlandıkları duygu karmaşasıdır.

Daha geçen gün yaşadığımız bir olayı anlatayım. Yemekten önce mutfakta Arcayla Kaptan Düşükdon'un maceralarını okuyorduk. Yemek pişti, nasıl da açım, sonra devam etme konusunda yer cücesini zor ikna ettim. Yemeğe otururken çabuk ye ama diye de uyarıldım. Neyse sofraya oturduk. İlker'in de ilgisini çekti kitap, "annen salı akşamı istanbulda olacak, o zaman da birlikte okuruz" dedi. Arca'nın bütün iştahı - hem makarnaya hem de kitaba - kapandı. Hatta bana "acele etme artık okumak istemiyorum" diye terslendi. Tabii ki az önce öğrendiği istanbul meselesinden hoşlanmamıştı. Ama bunu dile getirmek yerine terslendi, sinirlendi, asabileşti. Duyguları üzerinde konuştuktan sonra bir de baktım yatağında uzanmış maceraları bitiriyoruz...

Çocuklar ancak iyi hissettiklerinde net düşünüp doğru davranabiliyorlarmış. Yani öncelik duygularda... Davranış sonra.

Duygularını saklamamayı öğretmek için bunu önce kendimiz yapmalıyız. Neyse ki ermiş ana değilim. Öfkelendiysem öfkelendim, bu kadar. Önemli olan mükemmel olmak değil, mükemmel anne babalar değil, duygusal açıdan sağlıklı anne babalar çocuklarına daha iyi örnek olurlarmış.

İşaretlediğim önerilerden biri de betimleme, gördüğünü söyleme. Dağınıklık mı var mesela? Bıkbıkbık kafasının etini yercesine söylenmek yerine "masada dağınıklık görüyorum" deyip kenara çekiliyorsun (benim için çok zor:/) bu bir bakıma yorumsuz bir hatırlatma oluyor. İşe yarayacak mı? Bilmiyorum denemeye değer. Bak bu bıkbıklama meselesini TV ve ipad için yapmıyorum mesela. Kurallar net, saat belli, kapatma saati geldi diyor daha da ötesine geçmiyorum. Çünkü artık Arca kapatma saati geldiğinde kapatmazsa ertesi günü açamayacak.

Ruh sağlığının beden sağlığından daha önemli olduğu durumlara da dikkat çekmiş, Haim Ginott. Kahvaltı mesela. İlk günler ecnebi filmlerdeki gibi ailece kahvaltı sahnelerimiz oluyordu, sonra İlkerden başlayarak fireler vermeye başladık. Fireler kahvaltı içeriğine kadar indi. Tost ya da yumurta yiyen çocuktan nutellalı ekmekten başka bir şey yemek istemeyen bir çocuk çıktı. Sinir bozucu.

Kahvaltılık gevreklerden aldım, maalesef:( ama işe yarıyor. Özellikle spor olan günlerde yanına bir de bıldırcın yumurtası koyuyorum, itiraz etmiyor. Hayalimdeki kahvaltı değil ama gözümü kapatıyorum, sabahları evden öpüş koklaş ayrılmak ikimize de daha iyi geliyor.

Sabah demişken çalar saat önerisi var mesela. Çocukların çalar saat tarafından uyandırılmak daha fazla hoşlarına gidermiş. Deneyeceğim. Bir de çalışan ve çocuğunu karşılayamayan anneler için mesaj, not vs... bırakmalarını öneriyor. Gerçi ben sabah da erken çıkıyorum çıkarken bıraksam sabah görür. Bilmiyorum artık, bir formül bulacağız.

Bazen de Arca'nın rehberliğine güvenmek gerekiyor. Sanki o kitapları kendi okumuş gibi bazen epey ters köşe ediyor. Geçen gazoz kapakları koleksiyonunu saydı. 69 adet. Hmm dedim, ben o sayıyı artırmanın yolunu biliyorum, Münire diye bir gazozcu var, gider isteriz. Ne dese beğenirsiniz? "bence 69 son derece başarılı bir sonuç, sence de öyle değil mi?"
Peki.

Ah bitmedi. Meşhur "etkin dinleme" yöntemi vardır. Farklı uzmanlar farklı biçimlerde önerirler. Bu kitapta da var tabii ki. Ben de naçizane kullanmaya çalışırım, hem çocuğumu anladığımı göstermek için hem de duygularını yansıtarak kendisinin de farkındalığını artırmak için.

Arca bu tutumumdan ziyadesiyle sıkılmış olacak geçen dayanamadı patladı! "Ya annem ne diye söylediklerimi tekrar ediyorsun?"
"etkin dinleme yapıyorum çocuğum."
"o ne?"
"seni anladığımı göstermeye çalışıyorum, senin  duygularını sana söylüyorum, senin ne hissettiğini anlamana yardımcı oluyorum"
"İyi de ben ne hissettiğimi zaten biliyorum!"
(Aman iyi be buna da yaranamıyoruz!)

Her ne kadar okuduğunuz kitaplarla ilgili böyle bir takım olumsuzluklarla (göt olmak gibi) karşılaşma ihtimaliniz olsa dahi, unutmayın, iyi anne baba olmak öğrenilebilir bir beceridir. Bu kitap becerinize beceri katacak benden söylemesi:)

8 yorum:

enne dedi ki...

Bence yazının özeti : (Aman iyi be buna da yaranamıyoruz!) Şaka bir yana, o kadar benzer yanıtlar, ifadeler ve davranışlar var ki, Arca'nın ne kadar sevgi dolu bir evde büyüdüğünü görüyorum neredeyse :) Çocukları sevgi manyağı yapalım bence, gerisini kendi de hallediyor nasılsa:)

okuyanguzel dedi ki...

Evet kitabı tavsiye edenleden biri de bendim. Beğenmene sevindim.

Ayrıca "anaç olmadığın" konusu dışında hepsine katılıyorum. Müthiş bir annesin bence Arca çok şanslı.

Duygu dedi ki...

Çok güzel yaa, "etkin dinleme yapıyorum çocuğum." Gün içinde hatırlar hatırlar gülerim ben buna:))

Öykücü dedi ki...

İyi de ben ne hissettiğimi zaten biliyorum:)) Ay çok komiksin Arca.

Bazen Duru bir şey söyleyince aptal gibi hissediyorum kendimi. Evet ya falan diyorum:))))

Sevgiler.

Adsız dedi ki...

Ah Yeliz ya; öğrenilebiliyor mu gerçekten? Ben kendimi çok başarısız buluyorum bu konuda. Tam bir yerde hatamı keşfedip düzeltmeye çalışıyorum bir bakıyorum ohooo, onu düzeltmeye çalışırken bir sürü başka hata yapmışım! Bir de hep ben hatalıyım, hep ben yanlış yapıyorum, ve dolayısıyla hep ben bir şeyleri düzeltmeye çalışıyorum. Babası hiç dert etmiyor doğru mu yanlış mı davranıyor diye, hiç ölçmüyor, tartmıyor ve işin ilginç yanı benim anneliği kotardığımdan daha iyi kotarıyor babalığı. Artık ebeveyn kitapları okumak istemiyorum, sürekli kendimde düzeltilmesi gereken bir yön görüyorum ve bu beni çok geriyor, çocuğuma değil kendi davranışlarıma odaklandıkça işler sarpa sarıyor. Biliyorum okumamak değil çözüm, zaten ne kadar okumayacağım desem de yine de gidiyor elim ama bi şu kendinden memnun annelerden olamadım ya, bilmiyorum ne yapacağım :(
Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Senin tavsiyen üzerine okuyorum Ginott'un kitabını... Şimdiye kadar ebeveynlik hakkında okuduğum en güzel kitaplardan biri. Uygulamada kararlı olunduktan sonra problem yok, gayet mantıklı ve yapılabilir öneriler var kitapta... Koşulsuz ebeveynlik kitabını bulamadım, nereden almıştın? Son olarak bir kitap tavsiyesi de benden: Lillian Frostone / Çoçukların Unutulan Dili... Pelin/ İzmir

Pratik Anne dedi ki...

Genelde ebeveyn kitaplarina burun kivirilir ama ben seviyorum acikcasi. Cocuklari anlamamda, kendimi tanimamda bana yardimci oluyorlar. Annelik algimda veya ebeveynlik yetimde buyuk bir atlama ziplama beklemiyorum. Ufacik bir veya birkac fikir kapsam faydasi var. Calar saat kesinlikle cok ise yariyor. Yalniz zart zart zart oterek yataktan ziplatan degil soyle yimshak yimsak muzik falan calan bir model almani tavsiye ederim. Yoksa ters tepebilir. O etkin dinleme teknigi okudugum her kitapta var anasini. Ornekler de vermis olmalarina ragmen agzima yampiri yapistirilmis gibi oturuyor o cumleler. Dogal hissedemiyorum. Henuz orayi becerebilmis degilim. 10 sene gecti ne zaman beceririm Allah bilir. Bu arada Ne zaman 9 kitap okudun bitirdin kardesim? Helal olsun. Sen bu gidisle sene sonuna kadar 155 kitabi tamamlayacaksin.

İlknur dedi ki...

Yorumlar hep 2016 yılına ait. Ben de çok sık çocuk gelişimi kitabı okumama rağmen bu yazar ile yeni tanışıyor olmam içler acısı. 7 yaşındaki oğlumun sürekli ben kötüyüm, ben beceriksizim demesi üzerine yardım için gittiğimiz pedagog önerdi bu kitabı. Ne yalan söyleyim pedagog görüşmemizden daha çok ders verdi kitap. Meğer ben sürekli ona ne kadar harikasın, ne kadar iyisin dememden kaynaklanıyormuş. Bazen iyi yaptığımızı sanarken aslında zarar verebiliyormuşuz :(