18 Haziran 2018 Pazartesi

Okuma üzerine

Arca söylediğinde fark ettim, evet, haklıydı, eskisi kadar çok okumuyorum.

Yeni bir hayat, hayatta farklılıkları da beraberinde getiriyor. Özellikle de alışkanlıklarının yerine koyabileceğin bir şeyler varsa.

Mesela birkaç haftadır sürekli Fransızca ile uğraşıyordum. Telefondaki uygulama, alıştırmalar, Fransızca şarkılar, okumanın önüne geçmişti, kabul.

Ehliyetim gelince arabayla daha çok işe gider gelir olmuştum, otobüsteki okuma saatim buhar olup uçmuştu, doğru.

Muharrem İnce çok eğlenceliydi, twitter'da kah gülüyor kah memleketin haline daralıyorken zamanı tüketiveriyordum, maalesef.



Fransızca sınavı biter bitmez, "oh be! artık kitap okuyabilirim!" dedim ve muhterem kocam epey güldü. Kitapları hayatının merkezine koymamış biri için normal bir tepki. Hiç üzerinde durmadım ve sabah kahvemle soluğu kitaplığın önünde aldım o gün. Ne çok birikmiş okunacaklar, ne çok birikmiş, yarım kalanlar. Ama iyi oldu, hepsini tekrar kurcaladım, "a! bu burada mıymış?... Hay allah kitap kulübü okudu ben daha yetişemedim...."

Gündemime yine okumak yerleşince, okuma üzerine gördüğüm mimi kaçırmak istemedim. Ne güzel eski zamanlar, bir blog yazarı bir konu hakkında sorular sorar, mimlerdi diğerlerini ve ortaya keyifli bir seri çıkardı.

Zihnin arka sokakları 'nda gördüğüm mimi kaçırmak istedim, lakin her isteyen yazabilir diyordu.

1- Okumayı size sevdiren ne oldu?
Aziz Nesin ve onun muhteşem hikayeleri. Sonra biraz yaz aylarının Agatha Christie'leri ve - gülmek serbest - lise yıllarının beyaz dizileri ! Bana okumayı sevdiren biraz da yazmak aslında. Yazmayı o kadar çok seviyorum ki, bazen daha iyi yazabilmek için okuduğum hissine kapılıyorum. Galiba her şey benim için yazmakla başladı.

2- Hiçbir kitabı sayfalarını çevirerek birlikte okudunuz mu?
Soruyu tam anlamadım ama eğer bir sayfa sen bir sayfa başkası manasına geliyorsa, evet, yüzlerce defa bu deneyimi, Arca okumayı öğrendikten sonra çocuk kitaplarıyla yaşadım. Keyifli, tavsiye ederim.

3- Yolculuğa giderken yanınıza kaç kitap alırsınız?
Değişir. Yeni başladığım, keyif aldığım bir kitapsa ve kısa bir yolculuksa, sadece o kitapla gider gelirimm. Elimdeki kitap bitmek üzereyse, biri elimdeki diğer üçü alternatifler olmak üzere en az dört. Uzun bir yolculuksa 4-5. Çok uzun bir tatilse, taşımayayım diye gideceğim yer teslim adresi olmak üzere sipariş veriyorum.

4-Asla okumam dediğiniz kategori nedir?
Yok. Aslında bir ara bilimkurgu diyordum, sağ olsun o önyargımı Ursula K. LeGuin ile aştım. Kitaplıktan babam çıksa okurum!

5- Kitaplarınızı renklerine göre mi alfabeye göre mi sıralarsınız?
Yayın evine göre. Ki bu da zaten benzer sırtlardaki kitapları bir araya topluyor. Can yayınlarının beyaz kapaklarını ve kırmızı kalplerini seviyorum, yeni kapaklarına biraz gıcığım :(

6-Okurken size eşlik edecek bir hayvan ister miydiniz?
Hayır. Hayvanlara dokunamıyorum, yaklaşamıyorum. Yani etrafta bir hayvan olması = okuyamamak benim için.

7-Bookstagram olarak kendi stilinizi oluşturduğunuzu düşünüyor musunuz?
Bookstagram değilim. Ama yeğenim öyle. Buyurunuz kendisini takip ediniz: Maebookmark.
Bence yaşına göre oldukça başarılı, şahane bir stili ve epey takipçisi var :)

Mim biter ben okumaya kaçar! Hadi bana eyvallah :)

1 yorum:

SevKoz dedi ki...

Okumayı seven bir blog arkadaşı keşfettiğim için sevindim takibe alıyorum sizi sevgiler