2 Kasım 2019 Cumartesi

An itibariyle...

Arca, haftalık playstation dozunu alıyor, muhterem beyin haşlıyor, geçen master şefte gördüydü. Benim göresim yok kaçtım. Birazdan beyinle işim bitti, der çağırır, hünkar beğendi yapacağız kendisiyle..

Arca'nın önce feci batırıp iki gol yememize sebep olduğu, ardından son golü attırmayarak kendini affettirdiği maçla başlayan sıradan bir cumartesinin akşamındayız. Maçtan sonra eve gelindi, yemek yendi. İzmir'deyken her hafta 1-2 dışarıdan yemek söylerken Belçika'da bırak sipariş vermeyi, dışarıya yemeğe bile gitmiyoruz. Düşün yani, önce öğle yemeğine eve geldik, sonra markete çıktık. Küçümsemeyelim, sıradan bir cumartesi demiştim. 

Bu ara feci sebze pişiresim var, ama tabii ki yeni teknik ve yöntemlerle... Çünkü kimse kusura bakmasın, bu yaşa kadar geleneksel yöntemlerle pişirilen bir sebzeyi sevdiysem dibine kadar yerim ama sevmediysem de, başka türlü yemenin yolunu bulmalıyım. Mesela semiz otu yemeğini sevmem, salatasını yiyorum. Bezelyede, taze fasulye ve barbunyada gelenekselciyim lakin karnabahar ile lahana için yeni şeyler düşünmek lazım. Bana göre hava hoş, ben karnabaharı kıymalı yemeğini yerim affetmem ama evde kimse yemeyince koca tencereyi bitiremiyorum. Lahana da saramayacağıma göre kapuskasını ben dahil kimsenin nefret etmeyeceği şekilde pişirebilmeliyim. 

Öyle böyle derken bir de baktım, hepsinden almışım. Yarın sebze pişirme günü, şimdiden belli oldu. Yenilikler kabul görürse paylaşırım, olmazsa denedik der geçeriz. 

Bu hafta, Azizlerin günümüymüş ne, cuma tatildi, uzun bir haftasonu oldu. Uzun haftasonlarının en iyi tarafı, tatilin ikinci gününde olup da hala bir gün daha tatil olacağını bilmek...

Şimdi geldi , çağırdı. Ben hünkar beğendiye kaçar.


6 yorum:

GeCe dedi ki...

Ben de lahanayı tek başıma bitiremediğim için brüksel lahanası alıyorum ve bazen tavada yağda bazen fırında pişiriyorum. Her çeşit lahana için püf noktası susuz pişirmekmiş, yıkadıktan sonra suyunu kurulamak. Pişerken su konulunca o baskın sevilmeyen tad ve koku çıkıyormuş. Ben de öğrendiğimden beri uyguluyorum daha hafif gerçekten

Adsız dedi ki...

Benim de klasik Türk yemeklerini görmeye tahammülüm yok bir süredir. Doğduğumdan beri yemekten bıktım sanırım. Bir de su ve salçanın içinde yüzen sebzeler, zeytinyağlılara konan bol şeker falan hoşuma gitmiyor için. En iyisi haşlama/fırınlama ve yoğurtlama sanırım.
Lahanayı bol baharatla kavuruyorum ben. Güzel oluyor. Bir de bir hint yemeği versiyonu var. içine kormızı mercimek atılıyor, ben çok yakıştırıyorum ikisini. Sadece mercimeğin pişmesine yetecek kadar su koyup hepsini çekene kadar pişiriyorum. Bol kimyon, köri, zedeçal gibi baharatlar ekliyorum. Başka imcelikleri de vardı da elde olan malzemelerle bu kadar oluyor. Işın

okuyanguzel dedi ki...

Fırında karnıbahar önereceğim. Biz bayılıyoruz :)

Karnabaharları haşlayıp sosla karıştırıp fırına veriyorsun ve harika oluyor. Ben sosuna yumurta,zeytinyağı,süt ve istediğim baharatları koyuyorum. Denemeni öneririm.

yeliz dedi ki...

Baharatlı versiyonu deneyeceğim teşekkürler

yeliz dedi ki...

Unluyor musun baharstlardan sonra?

Asuman dedi ki...

Karnıbaharı çiğden zeytinyağı ,envai çeşit baharat,(varsa bir de toz biber renk biberi dedikleri)dövülmüş sarımsakla harmanlayıp ardından fırınlayıp yoğurtla hazırlanan bol naneli dip sosa batırarak yemek.Kimse yemeğini yemezdi evde.Şimdi herkes bayılıyor.