Kitaptan yana biraz ağır takıldığımda, nefes alasım geldiğinde kenarda bir Binchy'nin varlığı acayip rahatlatıyor beni. Kitapçıların rafında Binchy yerleşmişse, okunacak daha bir dolu kitap olmasına rağmen, kötü günler için mutlaka ediniyorum bir tane, sanki sıcak tutuyor beni. Bugün de öyle ihtiyaç duydum ki, farkettiğim birşeylerin ardından... Meğer ne kadar hazırlamışım kendimi, ne kadar hazırmışım ona. Ama olmadı! işi gücü bıraktım, blogları gezdim, birkaçına yorum bıraktım, rahatlayamadım, araba kullanırken gözlerimde yaşlar. Eve depresif kadınlar gibi iki torba abur cuburla geldim. Pizza bile yedim. dün bana aldığı çiçeklerden birkaç tanesini kurutmak üzere spreyledim saplarından astım. sonra cancan kocamla film izledik. Her cuma akşamının en rahatlatıcı menüsü bu. üşenmedi çilek aldı bana, temizledi onları. üşenmedim krem şanti yaptım ona, uyuz olduğumuz haftayı hatırlayarak kahkahalarla güldük kendimize. Geçti, gerçekten geçti.
Sonra bu satırları yazarken yine gözlerim doldu, şimdi sıkıştırdım kolumun altına Binchy'i yatakta okumaya gidiyorum, onun yanına, iyice unutmaya, kendimi haftasonuna hazırlamaya başlıyorum.
Not: Binchy'nin son çıkan "Gümüş Yıldönümü"nü okuyorum, hep aynı uslüp ama en azından koparıyor beni buralardan, iyi geliyor ruhuma.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder