Dün… arabadaki eti form kırıklarını ve boş paket yığınına baktım, ne kadar garip kadın olduğumu fark ettim. İnsan şunları bi çöpe atmaz mı? Sonra bazı şeyleri anlık hatırlayamadığımı fark ettim. Ofisten hep en son ben çıkıyorum ama istisnasız hergün kapıyı kilitleyip kilitlemediğimi kontrol etmek için tam yola çıkmak üzereyken geri dönüyorum. Sonra sabah bir anlık bilgisayarı evde unuttuğum aklıma geldi, bagaja koyduğum kareler tamamen silinmiş! Meğer almışım ama kesinlikle hatırlamıyorum.
Önceki gün … Ne kadar zor bir hamilelik geçirmiş, ne kadar zor bir bebek büyütmüş olurlarsa olsunlar, anne milletinin tekrar hamile kalmaya meylinin sebebini anladım! o mucizevi koku!! Bi tarafta kudurmaktan terlemiş ekşi kokulu kafasıyla Arca bi tarafta az önce emmiş tarifsiz kokulu Poyraz!
Önceki gün yine… Arca 2 hafta sonra ilk defa akşam yatıp sabah kalktı, rüya bile gördüm. Saçlarım dökülmüştü rüyamda. Köpek dişlerinden ikincisini patlatmanın rehaveti bu, biliyorum, yakında süreç yeniden başlayacak, enerji toplamalı.
Daha önceki gün ve birkaç gün üst üste… Arca kakayı lazımlığa yapıyor. Tİ konusunda ufak bir yol almışken bırakmıştım, o kadar küçük bir çocuk için fiziksel anlamda tuvalet eğitiminin çok doğru olmadığına ikna olmuştum. Bezsiz bebek kitabı bile tam kafama oturmamıştı. Hatta kendime kızdım, sağdan soldan okuduklarımı çocuğuma zorla mı dayattım diye ve 1 haftanın sonunda birkaç işaretten sonra ve lazımlığa ufaktan tepki oluşur oluşmaz kesmiştim. İlkerin ve doktorun “sen bilirsin ama…” ile başlayan ufak muhalefetleri de etki etmişti. Ama farkındalık kazanması önemliydi. Hiç aksatmadan her tuvalete birlikte gittik. Kendisi oturdu, keyifle, üstünde kıyafetleri ile. Son birkaç gündür sabah akşam düzene giren kakasının ve belirgin işaretlerinin ardından denedik, hiç tepkisiz keyifle ve eğlenerek yaptı, sifonu kendi çekti ve bay bay dedi. Hala tam anlamı ile bir tuvalet eğitimi – iletişimi kafamda oturmuş değil. Belki bu kararsızlığım Arcaya da geçiyor, nitekim 3 defa lazımlıksa 3 defa bez şeklinde gidiyoruz. Önce benim kendimi hazırlamam lazım sanırım.
Bugün… kendime internetten ayakkabı almak yerine kitap almayı seçtim. Üstelik kitapların hemen hepsi Arca için. (Anneye sadece SOS! Ana babalara yardım) Çocuk kitapları derya deniz… Hangisini beğeneceğini bilmek öyle zor ki. Tavsiye kitapları yokluyoruz. Genelde çocukların beğendikleri kitaplar Arcaya da uyuyor. Mesela… Ayağına diken batan süper karga, Diş hekiminde, Annie ve Leo olan kitap, Cemile. Bugünkü siparişler : Atakan Süpermarkete Gidiyor, Ormanda Doğum Günü Partisi, Kirpi ile Kestane, (teşekkürler Esra özlem&Füsun) , Kasabanın En Şık Devi (sarıçizmelim sağol ) Yaramaz Fındık, (kimden okudum hatırlayamadım), Bay Bay Bezim (son zamanların gündemi) Nurturiada Özge güzel bir grup kurdu, herkesler tavsiyelerini döküldü, pek güzel oldu.
Yine Bugün… Akşam planı yapıldı, akşam yemeği sonrası sahilde yürüyüş.
Yarın… Yazlık! Arcaya 2 gecedir “Arca yazlıkta” hikayesi anlatıyorum. Gözleri pırıl pırıl dinliyor. Bu çocuğun gözlerinin için gülüyor ya bayılıyorum. Arca tulumbadan su çekecek, Arca kumlarda oynayacak, Arca parka gidecek, Arca dedeyle gezecek, Arca denize girecek…
2 yorum:
terden kokusmus kafa ve arabanin ici konusunda o kadar ayniyiz ki o kadar ayni :)
:) diyorum ki bazen benim arabaya müşteri bulamayacağız. inan ki yıkanması için bir hasar veya bilmem kaç km bakımı için servise gitmesi gerekiyor.
o arca cücesinin de saçlarını kesip duruyoruz ama o pis kafa hep aynı, kızlar napıyor yaa ne zor. yoksa sadece bizim oğlanlar mı pasaklı!
Yorum Gönder