5 duyunuza hitap eden bebe : ARCA

Dilimde kan tadı… Dün akşam tepişirken yediğim darbe dudağımı patlatmış. Kaç defa söyledim, “çocuğum babanla tepiş, anan sakar zaten bir tarafımız acıyacak” ! Hala acıyor.

Beş duyumla Arca tarafından sarılmış durumdayım. Bana her şey o cüceyi hatırlatıyor!

Tat tamam!


Dokunma ? O da var. Elimi çantaya atıyorum, garip bir nesne plastik gibi, lastik gibi. Tabii ki balon. Bizim cüce akşama doğru kapının önüne iner, araba sürer, top koşturur. Aşağıdaki eczanenin içine defalarca girer çıkar, tuvaletini kullanır, sebilinden su içer. Biraz soğuk biraz sıcak ılıştırır suyunu. Eczane sahibi Çiğdem’e hafiften vurgun. Eczane kalfaları da şekerdi, balondu, broşürdü eşantiyon ne varsa Arca’ya verirler. O da ben eve gelince haraç ganimetlerini paylaşır benimle. Çantaya atarız, umumiyetle unuturuz, işe gelince çantadan çıkar.

Görmez miyim! Hem de nasıl! Özellikle sabah saatlerinde babası traşa götürünce fotoğrafını çeker gönderir. Telefon ekranından birbirimize sırıtırız.

Ama en fenası kokusu. Yok bebek kokusu tarzında anne-bebek romantizmine girmeyeceğim.

Geçen gece arıza yaptı, gece arızaları daha zor.

Yatağa yatmak istemez, dünya kadar süt içti akşam, işemek istemez. Salondaki koltukta otururuz, dellenir, kalkar yürürüz. Evin koridorlarında ses bir süre sonra yankılanmayı bırakır. Çok ağladıktan sonra yaptığı gibi aralıklı iç çekişlere dönüşür sesler.

Pek tabii ki yaklaşık iki saat sonra kendi yatağına yatmayı kabul ettiğinde – daha doğrusu artık karşı koyacak gücü kalmadığında – mecbur ben de yatarım yanına.

Geçen gece tam Arca’nın bütün gece çişini tutmasına sevinirken, sabah çiş sesi ile uyandım, hemen ayılıp koştuk tuvalete ama bir yerlerime gelmiş olacak, bütün gün burnumdan çiş kokusu gitmedi be! Bulamıyorum da … saçımda mı, kolumda mı?

Koku yav! Sidik kokusu!! Resmen burnuma sidik kokuları geliyor!