2 Ağustos 2011 Salı

Arca'yı kullanma kılavuzu

Üniversiteden ilk mezun olduğum yıllarda kamyoncuydum. Kamyon fabrikasında çalışırdım. Teknik kadro. İşlerimden biri de talimat yazmaktı. İşçi neyi nereye nasıl monte etsindi kısaca. (Şimdi düşünüyorum da şu an çalıştığım neşesiz iç karatıcı boş ofise bile gelmeye can atan bir bebem var, hala orada çalışıyor olsaydım Arca’ya fabrikada kadro açmamız gerekirdi)

Neyse … şimdiki işimin de bir parçası kullanma kılavuzu hazırlamak. Yani kılavuz konusunda nerden baksan on seneyi aşkın bir tecrübe!

Gel gör ki şu Arca’nın kullanma talimatlarını bir türlü tamamlayamamıştım.

Üf tamam biliyoruz, o bir birey, onu bir makine gibi kullanamayız, bık bık bık… Ama ruhumuzu çıkarırsak hepimiz birer makine değil miyiz? Öyle ya da böyle, kullanma şartlarına göre çalıştırıldığımızda maksimum verim, uzun ömür, sağlıklı işleyiş, sıfır arıza ile huzura kavuşmuyor muyuz? Ben sorunları önce basite indirir, parçalar böler, öyle çözerim arkadaş! Yoksa biz de biliyoruz yer cücesinin eşref ve eşek saatlerine dikkat etmedin mi boyunun ölçüsünü alacağını : )

Arca seyirciye oynar bi kere! Kullanıcı buna dikkat edecek! Etrafta çekirdek aile haricinde biri var mı, yazar, yönetir ve oynar, öyle güzel oynar ki “…and the Oscar goes toooo…” diyesin gelir. Geçen hafta yazlık tatilindeyken sanat yaşamının zirvesindeydi, öyle inandırıcıydı ki hani tanımasam ben bile yiyecektim!

Lakin evde baş başa geçirilen bu hafta sonu noldu? Aynı arıza potansiyellerine rağmen Arca lokum oldu! Baktı seyircisiz sahada oynuyor, hemen maçı bitirmeyi tercih etti, ee hiç zevki yok tabii : ) Demek ki tribünlere oynayacağını anladığın an, tenhada yalnız kıstıracaksın cüceyi, bak bakalım, arıza yapıyor mu?

Annemle Arca’nın notunu verdik geçen hafta, aç kalmayacak. Midesi dolu oldu mu ondan şekeri yok, kan şekeri mi düşüyor ne, huysuzluğuyla başa çıkamıyor. İşlere de dahil ettin mi senden iyisi yok!

Cumartesi günü birlikte kahvaltı hazırladık, birlikte kahvaltı yaptık. İlker’i işe postaladık, bütün günü birlikte geçirdik. Birlikte lazanya pişirdik, Arca tek soğuk malzeme olan kaşardan sorumluydu. Vıcık vıcık yaptı kaşarları, elleriyle hamur gibi yoğurdu, kaşarlar gevşedi, Arca gevşedi. Gerçi defalarca yıkanmasına rağmen kaşar kokusu elinden çıkmadı ama olsun!

Baktım lazanya ağzını sulandırıyor, kıymalı malzemesinden haşladığım makarnanın üzerine koydum, kendinden geçti. Karnı tok, altı kuru! Üstüne iki saat uyku.
Dellendi mi verdim suyu önüne battı çıktı, rahatladı. Yazlıkta da böyleydi, suya girdi mi gevşedi, huzuru suda buldu.

Fiziksel bir çocuk değil Arca. Zaten görece geç emekledi, geç yürüdü. Şimdi şimdi hareketlendiyse de aslında umumiyetle tembelliği seviyor. Fiziksel aktiviteler rutininin dışına çıktı mı, arıza kodu veriyor, başa çıkamıyor. Yazlıkta uyku öncesi arızalarının sebebi buydu. Bu cumartesi zaten o kadar sıcaktı ki, akşama kadar evden burnumuzu çıkarmadık.



Akşam lazanyayı eritmek için sahile indik, yürüyüş yaptık. Yazlıkçıların bize bıraktığı şehrin tadını çıkardık. Püfür püfür esti sahil, önümüzde koşan Arca’nın peşi sıra sohbet ettik İlker’le. İki lafın arası “oh iyi ettik de çıktık” oldu. Gelata Roma’dan dondurmamızı attık çantamıza, Arca uykuya biz sefaya.



Talimatlarına uygun kullandın mı, Arca lokum, biraz hayatın ritmine o ayak uyduracak, biraz hayat ona ayak uyduracak.

Haa ne demeye Pazar gecesi kabusuna boynunu kurban verdin diyecek olan olursa, içimden “yürü git!” demek gelse de terbiyeli kadın çizgimi koruyacağım. Olay tamamen kullanıcı hatalarından kaynaklanıyordu bence. Hemen her üretici gibi, kullanma kılavuzunun altına minik harflerle dip not şeklinde "kullanıcı hataları garanti kapsamı dışındadır" yazıp sorumluluk kabul etmeyeceğim : )

3 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

Yeliz seni Cancan'la tanıştırayım .Onun içinde yaz ,m bir kullanma talimatı. Eşek saati geldi mi ne yapsan nafile. Geçen gün ben evde yokken gelmiş, kapı önünde bir kriz çıkarmış. Mahallecek , önüne gelen anlatıyor bana:)
Aslanmım Arca'ya selam , yola devam)
Sevgilerimle

laleninbahcesi dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
k.i.s.d. dedi ki...

Hepsi için var galiba, ahh ah:)) O yazlıkçıların bıraktığı İzmir'in tadını çıkarırken beni de anın, özlüyorum.