Gün geçmiyor ki, günün çorbası çifti salaklıklarına bir yenisini eklemesin!
Arca, yavrum seni camide mi bulduk (zira sen bizden daha zehir gibisin) yoksa salaklığım bulaşıcı mıdır bilinmez son zamanlar anandaki salaklıklar babanı kapsama alanına aldı gidiyor.
Bebemizi biraz daha fazla görelim, bütün pazarımızı İstanbul'da geçirmeyelim zihniyetiyle dönüş uçağımızı erkene aldık. Ama otelden transfer yok. İlker taksimetre hesabı yaptırdı, 120 ben otele sordum 120. Aşağısı olmuyor. Araba kiralarına baktık, biraz fazla verdin mi pekala araba kiralamak mantıklı.
Cimriliğim tuttu, tutturdum otelden birilerini bulur, gideriz, transfere para vermeyiz diye. İlker kendini güvenceye almak ister. Arabayı rezerve ettik ama iptal edelim mi, kiralayalım mı, giderken uçakta hala bunu tartışıyorduk. İndiğimizde İlker bir iki yere de uğrarız vaadiyle rotayı arabaya çevirdi.
Kafileyi servise gönderdik, biz de dış hatlara doğru tabanları yağladık. Araba bizi bekliyor. Bekliyor da ... bam! ehliyetlerimiz yok. Alkış! Ulen biz sabahın beşinde arabanın içinde KGS'yi aradık, hani İstanbulda araba kiralarız da yanımızda olsun diye. KGS'miz var, ehliyetimiz yok. Ben "oluru yok mu"dan girdim, İlker "deli misin arabayı alsak ehliyetsiz mi kullanacağız" diye silkeledi beni.
Hemen servisi ararsın "durun, gitmeyin bizi de alın!" Az önceki "biz araba kiralayacağız, sefil servise kalmadık hıh" havaları bir tarafımızda patladı, koştur koştur yetiştik servise. Karıştık halkın arasına.
Bu arada dönüşü de en kralından ayarladık, oh mis gibi yarım saatte hem de bedavaya vardık havaalanına.
Evet yavrum ananla baban yakında salaklığın kitabını yazacaklar, best seller olacağına kalıbımı basar masum gözlerinden öperim!
3 yorum:
İnşallah bulaşıcı değildir. yavrumun geleceğiyle oynamayın :P
olur böyle şeyler ya.. üzme kendini :))
havaalanı kuyruğunda kimliğiniz sorusuna mel mel bakan arkadas benim Umut'a rahat rahat sen bana cekmemişsin diyorum çünkü bu iyi bir şey :))
Yorum Gönder