23 Ağustos 2012 Perşembe

Beyaz dizi

Bu kapağı hatırlıyorum! Ve yazarı:)
Yıl? bilmiyorum galiba lise ikinin yazıydı. Full time yazlıktayız. Hayatımın en bayık yazıydı diyebilirim.


Sahildeki adresimiz hocanın işlettiği “kafeterya” kapanmıştı. Hocam dediğimiz lise öğretmeni, yazları işletirdi kafeteryayı. Kafe, kahve filan değil de kafeterya dememiz belki de hocadan ötürüydü. Tost, içecek, bira da vardı sanırım. İlle de “Sensun” marka gazoz, koladan daha ucuz diye midir nedir, hep gazoz içerdim ben, ablam da maden suyu. Hoparlörlerinden sürekli Ahmet Kaya şarkıları çalardı.
“Başım belada, tabancamı unutmuşum helada”
Sabah gözümüzü açtık mı oradaydık, tavla okey, muhabbet. Ergeniz ya 50 metre ilerde annemlerin şemsiyesi var, onların yanından denize girmezdik. Ama bizimkiler merak etmesin diye ablamla nöbetleşe yanlarına uğrardık, bir nevi içtima.

Akşamları da oradayız, sadece bikini yerini kot-gömlek ikilisine bırakmış. Cumartesi geceleri diskoya dönüştürülürdü. Tepemizde dönen disko topunun saçtığı ışıkların altında sabah kumlu ayaklarımızla girdiğimiz pist, bir “Cumartesi gecesi ateşi” şovuna dönüşürdü bir anda.

Sonra kapandı, neden olduğunu hatırlamıyorum. Uzun süre çocukları eve girmemesinden şikayet eden ailelerin bir oyunu olduğuna inandık. Ama elimizde delil yoktu. O bayık dediğim lise iki yazında protesto için bakkaldan aldığımız çiğdem ve Sensunlarımızla terk edilmiş kafeteryanın karanlık pistinde oturur muhabbet ederdik. Protestoya bakar mısın? Çiğdem çöplerinden protesto peh!

Neyse zaten bu protesto pek sarmamış olacak, o yaz eve kapandım ben! Ablam da Almanca kursu ayaklarına hafta içi yazlığa uğramaz olunca, mutfağa merak saldım. İlk zeytinyağlı dolmamı tek başıma pişirmemin o yaza rastlaması tesadüf değil yani. Önceki yazın sokak çocuğu, sıkıntıdan bir ev kızına dönüştü. Üzerime biçilen bu rolün hakkını verdiğime inanıyorum.

Agatha Christie'lerim kesmez oldu, annemin Beyaz Dizilerine dadandım. Hayır utanmıyorum. Okumayı seven insan deterjan kutularının arkalarını bile okur. Beyaz dizi ne ki?

“Geniş omuzları ve uzun boyuyla odayı dolduran” yanık tenli, güçlü, zengin erkek ile sahnenin en ateşli yerinde “güçlü parmaklarıyla mengene gibi sıktığı kolu”nu hışımla çeken “narin, güzel, tecrübesiz” kadın… kadının saç rengi ile konu ve mekan değişiyorsa da olay hep aynı. “Narin ama inatçı” kadın ile “odayı dolduran” adam önce didişirler, kader ağlarını örer, düğüm olur hatta, sonra bir yerde her şey çözümleniverir.

Umumiyetle birbirlerinin kollarında aşk sarhoşu iken tanık olursun konuşmalarına. Kadının onu sevmediğini sandığı ketum erkeğin tüm o didişmeler boyunca kadına deli gibi aşık olduğunu öğreniriz. Ve mutlu son…

Hepsinde aynıdır. Biliyorum çünkü bütün seriyi o yaz bitirdim. Utanmıyorum derken şimdi utanmıyorum. Geçmişimle yüzleşebilecek olgunluğa eriştim çok şükür. Yoksa o yaz tabii ki ulu orta okumadım beyaz dizileri. Ders kitabının arasından Tom miks okuyan veletler gibi tenhalara sindim beyaz dizileri okurken ve sahile “Sofi'nin dünyası”nı götürdüm. Kimse kusura bakmasın benim de korumam gereken bir ünüm vardı o yıllar, kendime “Yeliz beyaz dizi okuyor” dedirtmedim, elhamdülillah!

Bak laf yine uzadı, ne diyecektim? Hah geçen gece Nil’le nefretimizi paylaştığımız “Aşk oyunu” denen kitabı okurken beyaz diziler geldi aklıma. Bütün o klişeler, çekici erkek güzel kadın tasvirleri. Lakin o tadı alamadım, boşa vakit kaybıymış. O geceden geriye o "ev kızı mode on" yaz tatili hatıraları kaldı bir de önceki yazların Ahmet Kaya şarkıları…

“Başım belada

Tabancamı unutmuşum helada

Nerden baksan tutarsızlık nerden baksan tutarsızlık

Nerden baksan ahmakça

…”

10 yorum:

Cebimdeki renkler dedi ki...

Ben de bir kaç sene evvel herkesin bahsettiği bu Nermin Bezmen hanımefendisi ne menem yazarmış bakayım demiştim de aynı tadı almıştım. Akıllara zarar şimdi gördüğüm yerde kaçıyorum :)

Gulcin dedi ki...

benim annemin de beyaz disileri vardi :)
hala var mi acaba bir okusam mi :)

Tijen dedi ki...

Hangimiz okumadık ki o kitapları? Gençlik işte, ya da çocukluk...

Asortik Krep dedi ki...

Ablandan ilk defa mı bahsettin bana mı öyle geldi..? :)

Pratik Anne dedi ki...

Ahhahahha! Ben de yazlikta bir komsumuzun annesinin beyaz dizilerine dadanmistim. Demek ki bende korunacak karizma falan da yoktu ki, ulu orta sahilde orada burada okuyordum. Ben de Debbie Maccomb un yun yumagi kitaplarinda ani tadi buldum.
Yanliz kitap template'ini inanilmaz guzel yazmissin. Koptum valla, aynisinin tipkisi hepsi.

yeliz dedi ki...

@cebim kötü mü Nermin bezmen, okumadım henüz.

@gülçin, mutlaka bir okui ben haftaya yazlıkta anneminkilerle biraz hasret gidereceğim. Ondan hala var:)

@tijen, her genç kız bir kere olsun iki satır okumuştur :)

@asortik krebim, çok bahsediyorum aslında, sen kaçırmışsın. ama gençlik yaramazlıklarımızı burada anlatamam, annemler şok olur:) bir tanedir beniim ablam candır!

@pratik annem,
ben tam bir imaj insanıydım, senin için dışın birmiş ne güzel. aslında utanacak ne var değil mi?

Adsız dedi ki...

ulen yeliz sen benim ikizim misin :P
concon

Cebimdeki renkler dedi ki...

Nermin Bezmen beyaz dizi bile değil. O havada ama o kadar bile değil, tatsız.

ElfAna dedi ki...

Hahahahah:) Cok keyifli bir yaziydi Yeliz. "Cumartesi gecesi atesi" ne koptum:P

Adsız dedi ki...

üniversiteyi kazanmamı sağlayan kitaplardır beyaz diziler yemin ederim kafa dağıtmaya birebir okulda bölüm bölüm parçalayıp okurduk hızlı okuyamayan dışarı ne güzel yıllardı lise zamanları bak şimdi yine kızdım anneme ben göreve başlayınca çöp bunlar deyip hepsini yakmış
sibel