Birlikte okumak çok güzel
ama bazı kitapları birlikte okumak çok daha güzel.
Bir buçuk yıl kadar önce
yıllardır okuma listesinde öylece duran “Kurtlarla Koşan Kadınlar”ı elime
aldım. Geç bile kalmıştım. O kadar etkilendim ki, blogda birkaç kelam ettim
hakkında. Derken yorumlarımı okuyan kitap kulübünden Banu, “kulüpte okuyalım”
dedi. Olmaz, dedim. Bu öyle roman gibi okunup tartışılacak kitap değil dedim.
Bölüm bölüm okuyalım dediler, hatta Sıla “ben size masalları canlandırırım,
oynarım” dedi, bir heyecan dalgası sardı cümlemizi.
Geçtiğimiz Salı akşamı,
Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabına veda gecesiydi. Son masal Sıla tarafından
anlatıldı, önceden okuduklarımız yâd edildi. Tüm ekip bir konuda hemfikirdik:
Bu kitap her birimizi ayrı ayrı çok etkilemişti, hayatımızda çok önemli bir
rolü olmuştu.
Kitabı önceden okumuş olmak,
birlikte ve ayda bir bölüm olarak okumalarımız
kadar keyif vermemiş, geriye dönüp baktığımda bunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Her birimiz ayrı ayrı bir
birey olsak da, içimizdeki o vahşi kurt, sürüsünü arıyormuş meğer, birbirimizde
bulduk.
Ben kendi payıma pek
hüzünlendim. Tamam, evet aylık kitap seçimlerimiz ve tartışmalarımızı seviyorum
ama bir kadın olarak, kadınlarla Kurtlarla Koşan Kadınlar’ı tartışmanın büyüsü
başkaydı. Bitti.
Hepimizi bir telaş sardı.
Çünkü kitap buluşmalarımız ayda bir olabiliyor zira hepimiz anne, hepimiz
işinde gücünde… Haftada bir kitap bitirebilmemiz mümkün değil. Ama özlüyoruz
birbirimizi. KKK buluşmaları işte tam da bu ara buluşma ihtiyacımızı
gidermişti. Şimdi ne yapacaktık?
Bir süredir, KKK yerine
koyacak bir kitap arayışında idik. Yok bulamadık, içimize hiçbiri sinmedi.
Yazıştık, bireysel olarak düşündük, yok… Arka arkaya fikirler patlatmamız için
bir araya gelmemiz gerekiyormuş. KKK veda gecesi KKK’dan ziyade KKK’dan
sonrasını konuşmakla geçti. Sıla, bizim
önceden okumadığımız masallardan anlatırım, spontane yorumlarız dedi,
heyecanlandık. Bahar Yeşim Cimcoz’un 6 dakika yazma terapisini katarız dedi,
daha bir heyecanlandık. Sıla, arketipleri anlatan bir arkadaşını
çağırabileceğini, bir masal atölyesi düzenleyebileceğimizi önerdi, kalp
atışlarımız hızlandı. Ben artık kimden ne fikir çıktığını takip edemezken bir
başkası Psikeart ve Amargi gibi dergileri okuyup tartışalım dedi, birden “olur
ya ne güzel olur” sesleri yükseldi. Bir başkası bir türlü öykü yorumlamayı
beceremediğimizden dem vurdu, öykü akşamı önerdi, atladık….
Tüm fikirleri derledik,
adına “Bir kitap bir sohbet : Atölye” koyduk.
KKK’dan sonrası için
aklımızda fikirler, yüzümüzde gülümseme, kalbimizde heyecanla haftaya kadar
sürüyü dağıttık.
KKK ile ilgili tüm
yazılar için tık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder