22 Haziran 2015 Pazartesi

Kurtlarla Koşan Kadınlar : Veda

Birlikte okumak çok güzel ama bazı kitapları birlikte okumak çok daha güzel.

Bir buçuk yıl kadar önce yıllardır okuma listesinde öylece duran “Kurtlarla Koşan Kadınlar”ı elime aldım. Geç bile kalmıştım. O kadar etkilendim ki, blogda birkaç kelam ettim hakkında. Derken yorumlarımı okuyan kitap kulübünden Banu, “kulüpte okuyalım” dedi. Olmaz, dedim. Bu öyle roman gibi okunup tartışılacak kitap değil dedim. Bölüm bölüm okuyalım dediler, hatta Sıla “ben size masalları canlandırırım, oynarım” dedi, bir heyecan dalgası sardı cümlemizi.


Geçtiğimiz Salı akşamı, Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabına veda gecesiydi. Son masal Sıla tarafından anlatıldı, önceden okuduklarımız yâd edildi. Tüm ekip bir konuda hemfikirdik: Bu kitap her birimizi ayrı ayrı çok etkilemişti, hayatımızda çok önemli bir rolü olmuştu.

Kitabı önceden okumuş olmak,  birlikte ve ayda bir bölüm olarak okumalarımız kadar keyif vermemiş, geriye dönüp baktığımda bunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Her birimiz ayrı ayrı bir birey olsak da, içimizdeki o vahşi kurt, sürüsünü arıyormuş meğer, birbirimizde bulduk.

Ben kendi payıma pek hüzünlendim. Tamam, evet aylık kitap seçimlerimiz ve tartışmalarımızı seviyorum ama bir kadın olarak, kadınlarla Kurtlarla Koşan Kadınlar’ı tartışmanın büyüsü başkaydı. Bitti.

Hepimizi bir telaş sardı. Çünkü kitap buluşmalarımız ayda bir olabiliyor zira hepimiz anne, hepimiz işinde gücünde… Haftada bir kitap bitirebilmemiz mümkün değil. Ama özlüyoruz birbirimizi. KKK buluşmaları işte tam da bu ara buluşma ihtiyacımızı gidermişti. Şimdi ne yapacaktık?

Bir süredir, KKK yerine koyacak bir kitap arayışında idik. Yok bulamadık, içimize hiçbiri sinmedi. Yazıştık, bireysel olarak düşündük, yok… Arka arkaya fikirler patlatmamız için bir araya gelmemiz gerekiyormuş. KKK veda gecesi KKK’dan ziyade KKK’dan sonrasını konuşmakla geçti.  Sıla, bizim önceden okumadığımız masallardan anlatırım, spontane yorumlarız dedi, heyecanlandık. Bahar Yeşim Cimcoz’un 6 dakika yazma terapisini katarız dedi, daha bir heyecanlandık. Sıla, arketipleri anlatan bir arkadaşını çağırabileceğini, bir masal atölyesi düzenleyebileceğimizi önerdi, kalp atışlarımız hızlandı. Ben artık kimden ne fikir çıktığını takip edemezken bir başkası Psikeart ve Amargi gibi dergileri okuyup tartışalım dedi, birden “olur ya ne güzel olur” sesleri yükseldi. Bir başkası bir türlü öykü yorumlamayı beceremediğimizden dem vurdu, öykü akşamı önerdi, atladık….

Tüm fikirleri derledik, adına “Bir kitap bir sohbet : Atölye” koyduk.
KKK’dan sonrası için aklımızda fikirler, yüzümüzde gülümseme, kalbimizde heyecanla haftaya kadar sürüyü dağıttık.


KKK ile ilgili tüm yazılar için tık.

Hiç yorum yok: