Her şey akşamüzeri gelmesi gereken saati on dakika kadar geçince bana mesaj atmasıyla başladı; otobüsteydi, trafik ilerlemiyordu. Kaza olmuştur dedim, Arca Brüksel’in trafiğinin kirli yüzüyle tanışıyordu. Olsundu, hepsi hayata dair.
Aksi gibi antrenmanı vardı. Yani 17:30’a kadar gelmeliydi ki yetişelim.
Dakikalar ilerledi, mesajlaşmaya devam ettik, iyi tamam kaza filan vardı muhtemelen ama bir saattir bir durak bile gitmemişlerdi, kıllandım, telefon açtım. Antrenmana yetişemeyecek diye endişelendiğinden otobüsten ineyim, sen de formamı kramponlarımı getir, arabada giyinirim dedi. Çünkü inmeyi planladığı yer tam da kulübe döndüğümüz yola yakın.
Aklıma yatmadı, bu acayip bir trafik bekle navigasyona bakayım dedim, demez mi şarjım bitmek üzere! Sakın kullanma telefonu, ben arayacağım bekle dedim, kapandı ve bir daha ulaşamadım.
Büyük çok büyük ihtimal eve gelecektir diyorum ama küçücük bir his, bir saatten fazladır otobüste sıkılan şarjı da biten bir ergenin bahsettiği durakta inivereceğini söylüyor.
Gitsem arabayla, bulur muyum? Ya da yolumun üzerinde otobüse rastlar mıyım?
Bir başka his, inse bile 2 km uzakta bir yer olduğuna göre ve ben evden asla çıkmaz isem, bekler bekler en kötü ihtimal yürüyerek eve gelir herhalde diyor, şeytan “yuh kadın evde mi oturup bekleyeceksin kalk git çocuğunu ara sokaklarda” diye dürtüyor.
Bu arada toplu taşıma şebekesinin uygulaması iptal, google maps tüm yolları kıpkırmızı göstermekte,uyanıyorum meseleye, evet var bir bokluk.
Tamam lan dedim, not yazdım cüceye, “eve girince beni ara!” Paspasa bıraktım notu ve atladım arabaya, evvela otobüs durağına gittim, ekrandan otobüsün ne zaman gelebileceğini görebiliyorsun ama tabii normal zamanda… normal zamanlar değil… uygulama iptal ekran mı doğru gösterecek? Tüm sistem sapıtmış.
Neyse Arca’nın yoluna çıkan güzergah sakin gibi ama navigasyon kırmızı sinyaller veriyor. İlersi karışık, gitmeye kalksam trafiğin içine girebilirim, girmeden eve dönme şansım var, ve sağımdan solumdan telaşlı bisikletliler geçiyor, o an aklımdan eve dönüp arabayı bırakıp bisikletle aynı yolu gitmek ve bir şekilde Arcanın otobüsüyle karşılaşmak geçiyor.
Tam o anda epeydir şarjsız olan İlker arıyor İzmir’den. Flamanca haber sitelerinden uyarı geliyormuş. Yakınımızda bir tanker devrilmiş, otoban iki taraftan kapatılmış, tanker aksi gibi zehirli madde taşıyormuş ve sızıntı sebebiyle tam da bizim kulübe gideceğimiz yollar etrafındaki on dört ev boşaltılmış. Yani Arca’nın inme ihtimali olan durak etrafını?
İlker de, eve dönme ve bisikletle ya da yürüyerek 2 -3 km uzaklıktaki Arcaya ulaşma kararımı destekledi, “arabayla çıkma Arca’dan beter sıkışır kalırsın”, dedi, son anda U dönüşüyle yolumu değiştirdim.
Otobüste sıkılıp inmiş olabileceği küçük ihtimali göz önüne aldığımdan bisiklet olasılığını es geçmedim. Arabayı garaja park ettim. Garajdaki depodan kaskımı aldım, bisiklet parkına girdim, geçen benim bisikletle okula gitmeyi prova eden İlkerle Arcaya şükrettim zira lastikleri yola çıkmaya müsaitti, fakat lanet! Bisiklet kilidi için eve çıkmam lazım! Kafamda kask bizim daireye çıktım, bir de ne göreyim!? Paspastaki not gitmiş. İçeri girdim, ağzı yüzü çikolata içinde waffle tıkınan Arca.
-Arca seni döverim! Ulan notu görmedin mi?
+Gördüm.
-Oğlum niye aramıyorsun?
+Telefonumu şarja taktım
-Eh be ev telefonundan arasana (hala telli telefonumuz var çünkü akşam ve hafta sonları Türkiyeyi yani analarımızı aramak bedava)
+telefonunu ezbere bilmiyorum
Oooops
Ne öğrendik?
Şarjımız mı yok, birbirimize ulaşamadık mı,
Her zaman evde buluşacağız
Ev herkesin bildiği yer
Eve ulaşamıyorsak çok acayip bir durumdaysak birilerinden telefon bulup ana babamızı yoksa komşu ve arkadaşlarımızı arayacağız, İdil Yiğit ayşe Arek Özra Erdem hatta Dominique …. Ve hepsinin numaralarını şarjımızın bitmesi ihtimaline karşı kağıda yazıp cüzdanımıza koyacağız.
Neyse ya bizim oğlan o kadar da mal değilmiş, inme dediysem inmemiş ve neyse ki sınıftan arkadaşıyla (şarfı biten bir başka şapşik) birlikte epey eğlenmişler.
Ben? Vallahi sırtıma aldım bir battaniye, akşamı kırmızı şarabımla batırıyorum.
Kulağımda Arca’yla yaptığımız sohbetten bir cümle: vayy anne be tanker devrilmiş ne gündü be?!
4 yorum:
Off ya! Gece gece kalbim ağzıma geldi. Arca'nın eve geldiğini öğrendiğim an ne mutlu oldum var ya. Çok geçmiş olsun. Bir daha olmasın. Önlemler süper zaten;)
Çok korktum bir şey olacak diye Yeliz. Çok şükür yesin Waffle nı çocuk afiyet olsun. Gerçekten zehirli bir şeymi taşıyormuş tanker.Hülya
amin tesekkurler evet biraz panikledik neyse ki korktugumuz gibi olmadi :)
once bir kizdim ama sonra baktim adam rahat koyverdim ben de :))) allah vere de bisikletin kilidi evdeymis de yola cikmadan eve girdim yoksa evde oldugunu bilmeden bisikletle yollara dusecektim
Yorum Gönder