Günün çorbası ekranları yepyeni bir diziye ev sahipliği yapıyor. "PERİŞANLAR"
Arca yazdı, yönetti, oynadı.
Anası ile babası yardımcı rollerde.
Ateş dizinin kötü adamı. 40 C'nin altına düşmeyerek adrenalini hep top seviyede tutuyor. Tam ateş düşürücüler ile hizaya soktum diyorsun, pat bir anda fırlayarak yürekleri ağızlara getiriyor. Gizli kötü adam, "enfeksiyon baronu", hep perde arkasında ama biliyoruz ki tetikçisi Ateş'ten daha sinsi daha tehlikeli rezil bir herif.
31 Ocak 2013 Perşembe
29 Ocak 2013 Salı
Uykusuzluk bütün kötülüklerin anasıdır!
Bu kadar da net bu kadar da iddialı konuşurum! O kadar uzun zamandır uykumu tam olarak alamamaktan muzdaripmişim ki iki gece uyudum, uyku ile uykusuzluğun arasındaki o derin uçurumun farkına aydım.
Ben ki projeler sınavlar için günlerce sabahlamış, üst üste gecelerce "aman sabahlar olmasın" style takılabilmiş, sabahına zerre asabiyet etmemiş bir insan evladıydım. "Gençtin yaşlandın" diye aklından geçireni gözünden anlar çok pis dalarım. Sabahına full enerji performans bekleyen yetmeyip her kaprisine tahammül talep eden bir yer cücesi peydah etmemiştim o yıllar! Dikkatini çekerim!
Neyse bir hatadır ettik:)
yok len çok şeker bir cüceydi bizim oğlan bu hafta. Cuma izinliydim, konsomatris sarısından altın gününe iştirak eden orta yaş üstü röflesine terfi etmem öğleni bulmuş. Annemlere geçtim, epeydir kocasız bebesiz dördümüz bir araya gelmemiştik, vesile nahoş olsa da sohbet her zaman iyidir. Cuma akşamı erkenden eve gelmek cüceyi ziyadesiyle sevindirdi. Akşamına bir uyumuş allah seni inandırsın sabah dokuza kadar! Hey yavrım hey....
Ben ki projeler sınavlar için günlerce sabahlamış, üst üste gecelerce "aman sabahlar olmasın" style takılabilmiş, sabahına zerre asabiyet etmemiş bir insan evladıydım. "Gençtin yaşlandın" diye aklından geçireni gözünden anlar çok pis dalarım. Sabahına full enerji performans bekleyen yetmeyip her kaprisine tahammül talep eden bir yer cücesi peydah etmemiştim o yıllar! Dikkatini çekerim!
Neyse bir hatadır ettik:)
yok len çok şeker bir cüceydi bizim oğlan bu hafta. Cuma izinliydim, konsomatris sarısından altın gününe iştirak eden orta yaş üstü röflesine terfi etmem öğleni bulmuş. Annemlere geçtim, epeydir kocasız bebesiz dördümüz bir araya gelmemiştik, vesile nahoş olsa da sohbet her zaman iyidir. Cuma akşamı erkenden eve gelmek cüceyi ziyadesiyle sevindirdi. Akşamına bir uyumuş allah seni inandırsın sabah dokuza kadar! Hey yavrım hey....
28 Ocak 2013 Pazartesi
Dumur diyalog #88
İlker sabah Arca'ya rüyasını anlatıyor
İ: rüyamda büyümüştün ve arabayı sen kullanıyordun, birlikte geziyorduk.
Hangi arabayı kullanmak isterdin anneninkini mi benimkini mi?
A: hmm ben siyah BMW kullanmak istiyorum
İ: rüyamda büyümüştün ve arabayı sen kullanıyordun, birlikte geziyorduk.
Hangi arabayı kullanmak isterdin anneninkini mi benimkini mi?
A: hmm ben siyah BMW kullanmak istiyorum
25 Ocak 2013 Cuma
Arca'nın çamaşırlarını yıkatmama sorunsalı
Arca’nın Şimşek Mcqueen hayranlığını bilmeyen yok. Şemsiyesinden donuna kadar her şeyi Şimşek ve arkadaşlarının resimleriyle dolu.
“Çocuğu bu yaşından markalı logolu mutluluk objeleri ile tanıştıran ve hatta bunlara alıştıran tüketim toplumunun kölesi rezil ana baba! tüh Allah kahretsin” deyip de tükürene “yarabbi şükür” der, bir tarafıma sallamam. Zira annelik mevzu bahis olduğunda tükürdüğümü çokça yalamışlığım var ama “çizgi film karakterli objeleri evime sokmayacağım, kapitalizmin oyuncağı olmayacağım” demişliğim yok çok şükür.
Gel gör ki bu, işin b.kunun çıktığı gerçeğini değiştirmiyor.
“Çocuğu bu yaşından markalı logolu mutluluk objeleri ile tanıştıran ve hatta bunlara alıştıran tüketim toplumunun kölesi rezil ana baba! tüh Allah kahretsin” deyip de tükürene “yarabbi şükür” der, bir tarafıma sallamam. Zira annelik mevzu bahis olduğunda tükürdüğümü çokça yalamışlığım var ama “çizgi film karakterli objeleri evime sokmayacağım, kapitalizmin oyuncağı olmayacağım” demişliğim yok çok şükür.
Gel gör ki bu, işin b.kunun çıktığı gerçeğini değiştirmiyor.
24 Ocak 2013 Perşembe
Şimdi Haberler
Günün çorbası haber bültenine hoşgeldiniz.
On yıllık evlilik kurtuldu!
Günün çorbası ailesini temelden sarsan olaylar zinciri, İlker’in bir diziye bağımlılığının ortaya çıkmasıyla başladı, sayın seyirciler. Yeliz’in bu acı gerçeği dizinin üçüncü sezonunda fark etmesiyle birlikte güven ortamı zedelendi. İlker nasıl Yeliz’siz bir dizi izlerdi? Üstelik Fringe!
On yıllık evlilik kurtuldu!
Günün çorbası ailesini temelden sarsan olaylar zinciri, İlker’in bir diziye bağımlılığının ortaya çıkmasıyla başladı, sayın seyirciler. Yeliz’in bu acı gerçeği dizinin üçüncü sezonunda fark etmesiyle birlikte güven ortamı zedelendi. İlker nasıl Yeliz’siz bir dizi izlerdi? Üstelik Fringe!
20 yıl oldu... "Uğur"lar olsun...
Ben küçükken... Çocukken...
Çok eskiden aydınların bedenlerini katlederlerdi.
Şimdi ruhlarını öldürüyorlar birer birer...
Hangisi daha kötü?
Bilemedim.
Çok eskiden aydınların bedenlerini katlederlerdi.
Şimdi ruhlarını öldürüyorlar birer birer...
Hangisi daha kötü?
Bilemedim.
Sakar Cadı Vini : Arca'nın onu bu kadar sevmesinin ardında yatan büyüksır ne?
Sakar Cadı Vini Arca'nın kıymetlisi.
Serisini tamamlamamıza az kaldı, şimdilik sadece altı tane (!) ile idare ediyoruz.
Favorisi uzay macerası bu aralar.
Serisini tamamlamamıza az kaldı, şimdilik sadece altı tane (!) ile idare ediyoruz.
Favorisi uzay macerası bu aralar.
23 Ocak 2013 Çarşamba
Arca’nın hayali arkadaşı takdimimdir: Öngün
Geçen akşam İlker bekar gecesine gittiğinde yer cücesi ile baş başa kaldık. Ben çok seviyorum böyle zamanları çünkü etrafta en baba uyaran olarak “baba” yok : ) Darılmaca gücenmece yok abicim, İlker çocuğu resmen tekeline alıyor. Kudurmaca onda, oyun onda, saklambaç onda, balon oyunu onda kısacası eğlencenin dibi onda. Ben de nasılsa benimle uyuyor, kitaptı sohbetti vakit geçiriyoruz nasıl olsa diye ilişmiyorum. Ama İlker yoksa çok derin mevzulara giriyoruz. Bir gün “ne olacak bu memleketin hali” tadında muhabbete dalar bulursak kendimizi şaşırmayacağım.
Geçen akşamın konusu Arca’nın hayali arkadaşı Öngün’dü. Hayır, okulda en sevdiği arkadaşlarından biri olan “Ongun” değilmiş, bunun altını özellikle çiziyor.
Geçen akşamın konusu Arca’nın hayali arkadaşı Öngün’dü. Hayır, okulda en sevdiği arkadaşlarından biri olan “Ongun” değilmiş, bunun altını özellikle çiziyor.
22 Ocak 2013 Salı
"Freud'a ne yaptık da çocuklarımız böyle oldu?"
Kitabı okuduğumda Arca henüz bir yaşında bile değildi. Puhahahha şeklinde güldüğümü, "yuh yav amma da abartmışlar" dediğimi ama kitabı da çok beğendiğimi hatırlıyorum. Sonra okunmuşların arasında yerini aldı, gitti.
Geçtimiz günlerde Thomas Gordon'dan ve çocuklarımızda iç disiplinin oluşmasında nasıl bir katkımız olur ana fikrindeki yazının yorumcularından biri uzman bir anne atuan idi. Bu kitabı öneriyordu. Tabii hemen tozlu rafların arasından çıkarılarak okundu.
Geçtimiz günlerde Thomas Gordon'dan ve çocuklarımızda iç disiplinin oluşmasında nasıl bir katkımız olur ana fikrindeki yazının yorumcularından biri uzman bir anne atuan idi. Bu kitabı öneriyordu. Tabii hemen tozlu rafların arasından çıkarılarak okundu.
21 Ocak 2013 Pazartesi
Engelleri, engellileri nasıl anlatmalıyız?
Arca'nın dinmeyen öksürüğüne çareyi doktorda arayalım, partiye katılmak için icazet alalım dedik, cumartesi günü sabahın köründe düştük yollara. Soğuk algınlığına bağlı öksürük. Yani bizimki maymun dötünü görmüş... hesabıymış:)
Vakit çok, hava da güzel meşhur sihirbaz balcıya yürüdük. Alsancak'ta yılların balcısı vardır, ben çocukken bile vardı. Arca'ya oradan polenli arısütlü ortaya karışık bir bal yaptırıyoruz. Maksat doğal bağışıklık sistemi güçlendirici bir şeyler girsin bünyeye.
Gıdadan yana muhafazakar takılan cüceye de "sihirbazın balı" diye kakalıyoruz. Zaten takviye gıda diye verdiklerimiz ana öğünlerden fazla olmaya başladı mı anla ki bizim evde mikroplar kol geziyor.
Bir Türk anası olarak cehaletten olduğu kadar mikroptan ve fanilası sıyrılmış belden korkar, köşe bucak kaçarım.
Hayır, "çocuğu hasta ettik üşüttük" edebiyatına girmeyeceğim, benim derdim başka.
Vakit çok, hava da güzel meşhur sihirbaz balcıya yürüdük. Alsancak'ta yılların balcısı vardır, ben çocukken bile vardı. Arca'ya oradan polenli arısütlü ortaya karışık bir bal yaptırıyoruz. Maksat doğal bağışıklık sistemi güçlendirici bir şeyler girsin bünyeye.
Gıdadan yana muhafazakar takılan cüceye de "sihirbazın balı" diye kakalıyoruz. Zaten takviye gıda diye verdiklerimiz ana öğünlerden fazla olmaya başladı mı anla ki bizim evde mikroplar kol geziyor.
Bir Türk anası olarak cehaletten olduğu kadar mikroptan ve fanilası sıyrılmış belden korkar, köşe bucak kaçarım.
Hayır, "çocuğu hasta ettik üşüttük" edebiyatına girmeyeceğim, benim derdim başka.
18 Ocak 2013 Cuma
Ev yapımı kumpir
Geçenlerde Gamze'de kumpir görünce "aa bende tarif var" diye sazan misali atlamışım.
Evet yapmışlığım var ama tarifle filan değilmiş yav uydurmasyon tamamen:)
Laf ağızdan çıkar nasıl yaptığımı anlatayım içimde kalmasın.
Patates, kaşar, tereyağı ve evde ne varsa...
Malzemelerdeki detaya gel:)
Evet yapmışlığım var ama tarifle filan değilmiş yav uydurmasyon tamamen:)
Laf ağızdan çıkar nasıl yaptığımı anlatayım içimde kalmasın.
Patates, kaşar, tereyağı ve evde ne varsa...
Malzemelerdeki detaya gel:)
Aklıma gelenler
Ben kedi insanı değilim. Sevene lafım yok, ben tüylü hiçbir hayvana temas edemiyorum. Tiksinti değil, tüylerim diken diken oluyor. Annem mesela sever, bayılır, evlerinde hep sarman kedileri olmuş, yolda görür okşar sever, sokaktakileri besler, mırıl mırıl konuşurlar. Çok güzel bir iletişim var aralarında. İçten içe özenirim ben, okşayabilmeyi, dokunabilmeyi isterdim. Düşünsene bütün elektriğini alır üzerinden, tepki verir sana. Ya ne bileyim, dokunamamak fena işte.
Tüylü hayvanlar hakkındaki negatif hislerimi hissetmiş olacak, apartman sakinlerinin beslediği kedi benden nefret ediyor.
Daha önce anlatmıştım. “yelissss” diye tıslıyor ve köşeye filan sıkıştırıyor. Sabah sekiz civarı gayri ihtiyari penceresinden dışarı bakan komşular, minik bir kediden kaçan koca kadın sayesinde güne gülerek başlıyorlar. Beni pencereden uğurlayan komşuların sayısında artış var, bilet kesmeye başlayacağım. Ne bu kardeşim bedavaya komedi mi izleyeceksiniz?
Tüylü hayvanlar hakkındaki negatif hislerimi hissetmiş olacak, apartman sakinlerinin beslediği kedi benden nefret ediyor.
Daha önce anlatmıştım. “yelissss” diye tıslıyor ve köşeye filan sıkıştırıyor. Sabah sekiz civarı gayri ihtiyari penceresinden dışarı bakan komşular, minik bir kediden kaçan koca kadın sayesinde güne gülerek başlıyorlar. Beni pencereden uğurlayan komşuların sayısında artış var, bilet kesmeye başlayacağım. Ne bu kardeşim bedavaya komedi mi izleyeceksiniz?
16 Ocak 2013 Çarşamba
Risk
Birine duygularını samimi bir şekilde açmak risklidir.
Şimdiye kadar çatalı cam masaya vurduğunda “kırılacak” demişsindir, şimdi “kırılacak ve bir yerin kesilecek diye çok korkuyorum” demektesindir. Koca kadın korkularını el kadar bebe ile paylaşmaktadır. bababbabababa başımıza taş yağacak!
Şimdiye kadar çatalı cam masaya vurduğunda “kırılacak” demişsindir, şimdi “kırılacak ve bir yerin kesilecek diye çok korkuyorum” demektesindir. Koca kadın korkularını el kadar bebe ile paylaşmaktadır. bababbabababa başımıza taş yağacak!
15 Ocak 2013 Salı
Çocukta dış disiplin mi? İç disiplin mi?
Geçenlerde yakınmıştım, ağız dolusu küfretmiştim, az kalmıştı four mor demeyecektim...
Fuck'ılmıştan beter etmişti cüce bizi. Laf dinlememeler, gözümüzün içine bakıp bakıp inadına yapmalar.... Üf ya neyse uzatmayalım, o günler için buraya tık diyelim geçelim.
Empati ve sempati yüklü yorumların yanı sıra kafamı tuttuğu gibi başka yöne çeviren yorumlar da oldu.
Ve bir taraftan gördüm ki bloglar içinde kaybolan anneler, bu alemde yazanların hep muhteşem bebeler olduğunu sanıyormuş. Evet tabii ki muhteşemler ama zor zamanları da oluyor. Hani "sorun bizde mi sadece? " diyerek eziklenme güzel annem, sadece sosyal paylaşımlara fazla gerçeklik yükleyerek kendini eksikli hissetme. Bizim oğlanın asabiyetini paylaşınca şaşıranlar takdir edenler olmuş da açıklayayım istedim.
Boş durmadım tabii ki...başladım kitaplığı karıştırmaya. Abicim boşuna mı servet ödedik de bir dünya ebeveyn eğitim kitabı aldık? Dekorasyonu tamamlasın diye koymadık herhalde onları kitaplığa?
Thomas Gordon - çocukta dış disiplin mi dış disiplin mi?
Fuck'ılmıştan beter etmişti cüce bizi. Laf dinlememeler, gözümüzün içine bakıp bakıp inadına yapmalar.... Üf ya neyse uzatmayalım, o günler için buraya tık diyelim geçelim.
Empati ve sempati yüklü yorumların yanı sıra kafamı tuttuğu gibi başka yöne çeviren yorumlar da oldu.
Ve bir taraftan gördüm ki bloglar içinde kaybolan anneler, bu alemde yazanların hep muhteşem bebeler olduğunu sanıyormuş. Evet tabii ki muhteşemler ama zor zamanları da oluyor. Hani "sorun bizde mi sadece? " diyerek eziklenme güzel annem, sadece sosyal paylaşımlara fazla gerçeklik yükleyerek kendini eksikli hissetme. Bizim oğlanın asabiyetini paylaşınca şaşıranlar takdir edenler olmuş da açıklayayım istedim.
Boş durmadım tabii ki...başladım kitaplığı karıştırmaya. Abicim boşuna mı servet ödedik de bir dünya ebeveyn eğitim kitabı aldık? Dekorasyonu tamamlasın diye koymadık herhalde onları kitaplığa?
Thomas Gordon - çocukta dış disiplin mi dış disiplin mi?
14 Ocak 2013 Pazartesi
Arca hakkında duygu ve düşüncelerim
Hafta sonu okuldan verilen ev ödevimiz buydu. Ben kağıda www.gununcorbasi.blogspot.com yazmayı düşünüyordum aslında:) vallaha hiç uğraşmazdım. Yazmak değil derdim, vallaha bak otursam sayfalarca yazarım. Lakin İlker "ödevimiz vardı eyvah" deyip ne olduğunu söylediğinde ben kafamdan yazmıştım zaten. Mesele kağıda "elle" yazmak. O kadar klavye- dokunmatik ekran gevezesi olmuşuz ki elle yazmayı unutmuşum. Elle yazarken düşünemiyorum bile:) neyse buraya yazdım tabii ki sonra elle temize geçtim sabah alelacele kolum koptu. Bir de İlkerinkileri ekledim. Malum o telefonda sms bile yazamaz.
Tamam sustum, ödev aşağıda:
Tamam sustum, ödev aşağıda:
12 Ocak 2013 Cumartesi
Fareler ve insanlar
Meltem Gürle'nin yazdığı aşağıdaki yazı bu kaynaktan alıntıdır. Bugün bir paylaşımda okuduğumda o kadar sevdim ki buraya taşıdım.
" Bundan on beş yıl kadar önce, bahar döneminde, İstanbul’da bir lisede öğretmenlik yaptım. Geçici bir işti bu. İngilizce edebiyat dersini veren hoca hastalanmış, sınıf da bir dönem için öğretmensiz kalmıştı.
Öğrenciler için de benim için de zor bir süreçti. Onlar bir üniversite hocasının getirdiği serbestiye alışık değillerdi. Ben de tahtaya bir şeyler yazmak için sırtımı döndüğümde, arkamda fırtınalı bir okyanus gibi dalgalanan bir sınıfa dayanamıyordum.
" Bundan on beş yıl kadar önce, bahar döneminde, İstanbul’da bir lisede öğretmenlik yaptım. Geçici bir işti bu. İngilizce edebiyat dersini veren hoca hastalanmış, sınıf da bir dönem için öğretmensiz kalmıştı.
Öğrenciler için de benim için de zor bir süreçti. Onlar bir üniversite hocasının getirdiği serbestiye alışık değillerdi. Ben de tahtaya bir şeyler yazmak için sırtımı döndüğümde, arkamda fırtınalı bir okyanus gibi dalgalanan bir sınıfa dayanamıyordum.
11 Ocak 2013 Cuma
Sabah kahvesinden önce
Üç gün ya üç gün! Bir tadilat üç gündür bitmez mi be! Kafama vuruyor sanki çekici.
Tadilat sesleri cinayet sebebi olabilir pekala, üstelik hafifletici sebeplerim var. Tahrik ediliyorum şu an üstelik ruh sağlığım iyi değil. İyi halden filan derken ilk celsede yırtarım.
Uykusuzum. Epeydir uykudan yana şikayette bulunmamıştım, özlemişim. Göz kapaklarım kapanıyordu yolda, arabanın ısıtıcısını kapattım, bir derece dış hava koşullarında pencereyi açtım.
Tadilat sesleri cinayet sebebi olabilir pekala, üstelik hafifletici sebeplerim var. Tahrik ediliyorum şu an üstelik ruh sağlığım iyi değil. İyi halden filan derken ilk celsede yırtarım.
Uykusuzum. Epeydir uykudan yana şikayette bulunmamıştım, özlemişim. Göz kapaklarım kapanıyordu yolda, arabanın ısıtıcısını kapattım, bir derece dış hava koşullarında pencereyi açtım.
10 Ocak 2013 Perşembe
Günün çorbasıymış! Peh!
Allah seni inandırsın blogun adını “günün çorbası” koyarken kimsenin kafasında “iyi çorba yapar” izlenimi oluşturmaya çalışmamıştım. Maksat “her güne bir yazı” (b.kunu çıkarıp çok kereler üç posta yazdığım da oldu) mottosuna gönderme yapmaktı. Yoksa “haftanın menüsü” koyardık adını değil mi ya puhahah:P (bu espriyi de bir daha yaparsam eşekler kovalasın beni, kendimden iğrendim yeminle)
Uzun lafın kısası benim çorbacılığım aşçılığımdan değil, çorbayı çok sevmemden geliyor. Sabah akşam koy önüme çorbayı “niye içiyorum” demem! Yanına salata ekmek tamam, gıdam budur abicim!
Uzun lafın kısası benim çorbacılığım aşçılığımdan değil, çorbayı çok sevmemden geliyor. Sabah akşam koy önüme çorbayı “niye içiyorum” demem! Yanına salata ekmek tamam, gıdam budur abicim!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)