“Ay Yeliz hanım ne kadar harika bir enerjiniz var vallahi
güne iyi başladık”
Dün sabah İstanbul ofisteki arkadaşım ona sarıldığımda böyle
dedi bana. Ve bunu ilk defa duymuyorum. Bir ay kadar önce merkez ofise
gittiğimde yeni işe başlayan genel müdür sekreterimiz de aynı şeyi söylemişti.
Aynı sabah ilk yardım eğitiminde öğrendiklerimden heimlich menevrasını gösterdiğim
diğer arkadaşlarım da bana kahkahalarla gülmüşlerdi. Uçak seyahatleri mi beni
manyaklaştırıyor vallahi bilmiyorum.
Hoşuma gidiyor tabii ki, yani insanlar İstanbul’da öyle
bitkin öyle keyifsiz, mutsuz sakin görünüyorlar ki…
İzmirliliğime bağlayan çok…
Kimine göre İzmir’de biz her gece rakı balık deniz börülcesi,
kordonda bira, bir tarafına sallamıyoruz ya dünyanın, ondan bir rahatlık var
üzerimizde… Kimine göre yılın on ayını güneşli geçirmenin verdiği bir D
vitamini fazlamız ve bir fotovoltaik filan doldurabilecek enerjimiz var.
Hayır iyi bir şey mi onu da bilmiyorum. Bence değil. Zira “sıcakkanlı”
“soğukkanlı”nın aslında tam karşıt anlamlısı değil ama yazık ki bende
sıcakkanlılık böyle bir etki yapıyor.
Yani şöyle bir şey…