29 Mayıs 2011 Pazar

Tünelin sonunda ışık var, artık biliyorum

Bazen ümitsizliğe kapılıyorum. Mizaç olarak hep uyumlu dediğim Arca "terrible two" denen naneyi dibine kadar yaşıyor, yaşatıyor. Bu günler hiç bitmeyecek gibi geliyor kimi zaman. Hele ki karnı aç, uykusuz, rutinden şaşmış ise, en küçük bir olumsuzluk direkt arızaya bağlanıyor.



Alıştım artık, yadırgamıyorum. Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen ümitsiz anlar dışında...



Her çocuğun kendine has arızaları oluyor. Mesela Hayat Ela'nın hiperaktivite oranının artmasını arıza olarak tanımladı dün.

Ela'nın arızasına can kurban...



Arca, rutinden şaştığı andan itibaren çığlık ve ağlama krizine bağlıyor. Yorgunluk tabir-i caizse başına vuruyor. Dedim ya alıştım artık, genelde sakince durup ağlamasının geçmesini ve bana sarılmasını bekliyorum. Bir süre sonra sakinleşiyor.



Dün, günlerdir süren yağmurların ardından doğan bir güneş gibi aydınlandı içim. Tuna cücesi yüreğime su serpti. Üç yaşını bitirmesine kısa bir süre olan Tuna, dün tam bir şeker oğlandı. Çokça birbirimize gülücükler attık, birbirimizi pek bi sevdik.

Gelişim sürecinde Arca'nın 6 ay arkada takip ettiği Tuna'nın sıfır arıza, yüzde yüz sevimlilik ve tatlılığına tanık olunca içim ferahladı. Bugün küçük bir "çatalım yere düştü, yenisini verme, pis çatalı ver" konulu krizimiz sırasında ümitsizliğe düşen İlker'i de böyle teselli ettim : "Tuna şahaneydi, gör bak altı ay kaldı, sonra herşey harika olacak!"



Harika olacak biliyorum : )

9 yorum:

zero dedi ki...

Ah ah yanımda olsa da ısırsam onu, fısıldasam kulağına "annen bu günleri ileride sen büyüyüp koca adam olduğunda onla tanıştırmaya getirdiğin kız arkadaşlarına anlatacak, neler çektirdi bana diyecek, bir söyliyecek, üç kahkaha atacak" diye... Ama gaza o kadar hızlı basmayalım değil mi Yelizcim, yıllar o kadar çabuk geçmesin:)

Adsız dedi ki...

deme yeliz :(
ben gecen hafta 3 yas dogumgunundeydim ve hersey ayni tas ayni hamamdi :) tirstim hatta geldim yas'a soyledim bitmiycek bu hic umitlenme diye :))
hadi insallah sen hakli cikarsin.

yeliz dedi ki...

geçmesin zerenim hatta tüm zorluklarına rağmen hep böyle kalsınlar:) ve biz de yaşlanmayalım:)

yeliz dedi ki...

ya kirazım bana da hiç bitmeyecekmiş geliyordu, derken geçen gün Tuna çok pis ümitlendirdi beni. Nazar değmesin de, görsen acayip laf dinliyor, öğle uyumadı ama arıza çıkarmadı, her istediğini anlatıyor... bi de gülüyor şebek ya acayip tatlı gülüyor. neyse nazar değdirmeden susayım. umarım 3 yaştan sonra daha iyi olacaklar, hepimizin ruh sağlığı için :))))

Unknown dedi ki...

hiçbirinizle yüzyüze görüşmemiş olsam da o kadar iyi tanıyormuş hissindeyim ki. hepinizi ve bebeklerinizi çok seviyorum:)
yavrular çok tatlı her biri de. beraber daha da tatlı görünüyorlar. bebeklik arkadaşları birbirlerinin.

orada olabilmeyi çok isterdim. ben de hepinizi geriden takip ederek bazen umutsuzluk, bazen umut hissediyorum. belki aranızda ikinciyi yapacaklarla da ikincileri büyütürüz. ama biraz acele edin e mi:)

bu arada ben terrible two, kardeş kıskançlığı ile yeni doğmuş bebek olayını aynı zamanda yaşacağım ve şimdiden yavaş yavaş tırsıyorum. Kendimi yok ya olmaz, kolayca geçer, Allah yardım eder:) diye teselli ediyorum.

yeliz dedi ki...

allah dağına göre kar verir derler dağlar kızı, gör bak rahat edeceksin. çok öpüyorum.
bu arada ikinci deme bana buz gibi soğurum:P

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

hehe tuna tribunlere oynuyordu kızım o gun. bu sabah parktaki olayı anlatayım. scooterını parkettik. salıncakta sallamaya başladım. o esnada kucakta kepçe var. scooterı oğlanın biri aldı azıcık surmeye başladı. bizimki hoykurdu. elindeki kepçeyi attı. kepçe kırıldı. scootera mı ağlasa kepçeye mi ağıt yaksa bilemedi. kepçenin kırılan parçaları başıma dert olacak diye çöpe attım en sonunda.

yeliz dedi ki...

bok atma len çocuğa lokum gibi maşallah:) çok da güzel gülüyor be hülya, yirim onun gülüşünü.

seyabb dedi ki...

:)maşallah