3 Kasım 2011 Perşembe

Yeliz dö bön bön kombinleri

Alışveriş ve moda cıvığı Yeliz dö bön bön blog dünyasına kombinlerini açıklıyor!

Hafta başı ofis kombini dedin mi, topuklu ayakkabı, etek, üşenmeyen ellerden makyaj ve nadir de olsa fön …

Haftanın ortasına doğru, öğlen Forum’a kaçma planları, dolayısı ile topuklarda bir kısalma, kombinde bir rahatlama. Saçlar kirlendikçe (evet, utanıyorum ama bazen günlerce yıkamadığım oluyor) önce yarım sonra at kuyruğu en sonunda sıkı sıkı topuz ile toplamaca.

Uzun yıllar “free friday” akımına takıldım. Kot, spor ayakkabı vesaire… Hiç gitmem, bir Cuma günü arkadaşlar bir proje ziyaretine götürmek istedi, sırf o günkü kıyafetim insan içine çıkmaya elverişli değil diye işlerin yoğunluğunu bahane edip erteledim. O gün bu gündür free filan takılmıyorum. Kimi zaman odadan bile çıkmamama rağmen en azından ofise uygun bir şeyler giymeye çalışıyorum.

İmaj her şeydir, susuzluk ise su içerek giderilebilir!

Hafta sonu işte tam bir cıvıma. Bırak makyajı yüzüme nemlendirici bile sürmek gelmiyor içimden! Forma haline gelmiş kombin aynen şöyle…

Saçlar temiz ise açık kirli ise mandalla tutturulmuş.

Güneş yoksa (ki İzmir’de çok nadir olur) lens yerine numaralı gözlükler.

T-shirt ve sweatshirt, kuvvetle muhtemel pazardan alınmış, eşofman altı desen aynı.

Termal yağmurluk, spor ayakkabı.

Arca ile dışarı çıkıyorsak sırt çantası.

Pazar kombinimi, Pazar arabası ve küçük çapraz çantam ile tamamlıyorum.

O küçük çapraz takılan çantayı ucuzluktan almıştım. İyi bir markanın şık bir çantası ama sadece ucuzluktan alınabilecek bir fiyatı vardı. Aldıktan sonra da pişman olmuştum, çünkü ben kocaman çantalar taşırım. İçinde üç dört toka, kitap, iki ajanda, bir küçük not defteri, kalem, makyaj çantası… ve daha aklıma gelmeyen zilyon tane ıvır zıvır.

İlker bile fişini atma değiştirelim demişti. Arabanın bagajında duruyordu, Arca’nın şubat ayındaki ilk üç günlük özel hastane yatışından sonra Ege Üniversitesinde bir cerraha görünecekti, hava da güzel, oradan çıkınca Forum’a gideriz, değiştiririz demiştik. Malum oradan sonraki üç hafta hiç çıkmadık ve o küçük çanta bagajda içinde faturası ile bizi bekledi. Kendimize geldiğimizde değiştirme tarihi çoktan geçmişti.

Ve böyle başladım kullanmaya. Meğer kader ağlarını bizi birbirimize bağlamak için örmekteymiş. İçine sadece ehliyet, kredi kartı ve para attın mı, hands free baby!

2 yorum:

Asortik Krep dedi ki...

Resimsiz hiç bir şey anlamadık biz :))

yeliz dedi ki...

bu hafta pazara giderken mutlaka fotoğrafımı çekeceğim asortikim:) çok eğleneceğiz çok:)))