6 Kasım 2012 Salı

Sevgi emek ister

Arca ile sabahın köründe kapılarını açtığımız Agora’dan çıkmadan hemen önce Reyhan’a oturduk. Malum anası kahve içecek, oğlu cheesecake yiyecek. Arca bir ara kayboldu masaların arasında. Baktım birine “merhabaaa” diyor. İlginç, genelde “bakma bana! anne bakmasın bu bana!” diye bağırır insanlara, ayar çeker en incesinden, kibar! oğlum :)
Orta yaşlı çok hoş bir bayan, çay içiyor ona demiş meğersem. İki hoşbeş ettiler, kadının da bir oğlu varmış, büyükmüş, telefonundan oğlunun fotoğrafını gösterdi Arca’ya. Bir anda gözleri doldu: “çok özlüyorum biliyor musun senin yaşında olduğu zamanları” dedi. “Artık bana hiç öptürmüyor, hiç sarılamıyorum insanların içinde”

Allah biliyor ya çok fena oldum.

Gece çişe kaldırdığımda işerken bile anasını öpen bu velet gün gelecek büyüyecek, “anne dur bi öpme yav, bir sarılma be anne!” diyecek. Dilinden düşürmediği “annem” olacak sana “anne”.

“Anne” oldun mu sevginin en katıksızını buluyorsun karşında. Yaşadığın “aşk”ın boyutu tarif edilemez. Ve bu sana inanılmaz bir özgüven veriyor.

Sana vermiyorsa da bana veriyor abicim. Geçen Arca “en bi çok” babasını sevdiğini söylüyordu. Omuz silktim, “anneyim lan ben, beni seviyor tabii ki, sen ne yaparsan yap beni sevecek, en çok en çok beni sevecek” dedim. Muhterem kocam beni döt etme fırsatını hiç kaçırmaz, “o kadar emin olma, çaba göstermediğin hiçbir şeyi elde edemezsin.”

Çaba derken altını temizledik, emzirdik, yedirdik içirdik değil… Çaba derken kuru kuruya fedakarlık değil. Hmm tamam doğurdum işte besledim büyüttüm, anneyim lan ben en bi çok beni sevecek tabii değil yani. Emek harcamak, şimdi ve daima ilgini vermek, çok baymamak ama çok da uzaklaştırmamak.

Uzun lafın kısası insanlarla ilişkilerinde neye özen gösteriyorsan, nasıl bir emek veriyorsan, çocuğunla ilişkine de öyle emek vermek. Ne demişler?

Sevgi emek ister…

7 yorum:

ruhdagı dedi ki...

Bugün kitap okurken Ege bir anda kucağıma çıktı, göğsüme yattı sarıldı kaldı öyle. Her zaman yaptığı bir şey olmadığından çok duygulandım. İçimden Allah'ım dedim, ne olur büyüdüğü zaman arada sırada gelip böyle sarılsın. Her zaman olmasa da arada sırada gelsin yanıma. Yaşlanmak ve çocukların büyümesi en büyük kabusum :(

Adsız dedi ki...

Bende bazen bakıp bakıp kızıma ne çabuk büyüdü diye üzülüyorum
doyamadım çocukluğuna
şimdilerde 10 yaşına basmak üzere bnm kızım
bende aynı duygular içersindeyim.. :(

Gulcin dedi ki...

ben anneme hep sariliyorum, babama da. Abim de oyledir. Gider gider yatariz kucaklarna. Her cocuk ayni olmaz be yelizcim sen simdiden uzulme :)

Bizden dedi ki...

Okudum ve ardından derin bir nefes verdim...2 yaş sendromu dediklerini biz bu dönemde çok hissederek yaşıyoruz ve anne-kız çatışıp birbirimizi kırıyoruz.Sonra da pişmanlık vs.Benim için öyle bir zamanda yazmışsın ki bunu,içim titredi,yüreğim cız etti,gözlerim doldu...Silkeledin beni,teşekkür ederim...

Leylak Dalı dedi ki...

Büyüyünce öptürmeyecek belki Yeliz ama seni ne kadar çok sevdiğini daha fazla hissedeceksin, emin ol...

yeliz dedi ki...

içim rahatlıyor güzel yorumlarınızla ama insan büyümeseler diyor kimi zaman:)

Adsız dedi ki...

"Anne oldun mu sevginin en katıksızını buluyorsun karşında. Yaşadığın “aşk”ın boyutu tarif edilemez. Ve bu sana inanılmaz bir özgüven veriyor. "
çok güzel ifade etmişşiniz gerçekten bayıldım.