23 Kasım 2012 Cuma

Süper anne? YOK BE GÜLÜM HİKAYE:)

Geçen hafta Defne’nin bir yazıya bıraktığı yorumu paylaşayım önce;


--- Merhaba, Eski günler deyince şu an yaşadığım hissiyatı, Sizi ve burayı takip edenleri çok yakın bulduğumdan paylaşmak istedim. Eski günlerde acaba annelerimiz; hem iş yerinde başarılı olacak, tüm işleri biterecek günde bilmem kaç maile telefona vb cevap verecek, aynı zamanda televizyondaki dizilerin hepsini takip edip yorum yapabilecek, interneti takip edecek, hem evinde cocuk bakacak, hem yemek temizlik yapıp hem bulaşık çamaşır yıkayacak, kocasına vakit ayıracak, bu sırada kitap okuyacak, spor yapacak, kilosuna dikkat edecek blaaa blaaa olacaklarını düşünmüşler midir? Simdi ben bu super kadın,anne vb sorumluluklarından bunaldım, ama cevremden surekli olarak bu beklentilerin oldugunu hissediyorum. Bu konuda ne yapabilirim, yardımcı olabilir misiniz? Cunku okudugum kadarı ile siz bu konularda gayet iyi idare ediyorsunuz :) Bunun icin de sizi takdir ediyorum,Sevgiler Defne..---

Kendisine uzun uzun yanıt vermek istediğimi yazmıştım cevaben ama söylemek istediğim çok kısa ve özdü aslında; “Süper anne? YOK BE GÜLÜM HİKAYE:)”

Nerden başlasam nasıl anlatsam? “Senin blog penceresinden gördüğün kadın değilim ben” demek isterdim ama doğru değil, bizde olduğundan farklı bir profil çizmek yok bacım, ha sadece hayatımızın her milimetrekaresini yansıtmanın mümkün olmadığı yadsınamaz, o ayrı.

Bu sayfaya yansımamış milimetrekarelerden bazı noktaları açıklayayım, hem ben içimi dökeyim hem okuyanların içi bir soğusun önce.
Bacım o spor var ya o spor, Jillian denen kadınla münasebetimiz ikinci seviyenin ortalarında aralanmış, tekrar bir araya gelmelerle işi yürütemeyeceğimizi anlayınca da belirsiz bir tarihe ertelenmiştir. Çamaşır makinasında yıkanmış sekiz yıllık Nike’larım ile ağırlıklarım bizim yatak odasında duruyor, kaldırmıyorum. Önce utanırım da tekrar başlamama vesile olurlar dedim, uzun zamandır dura dura dekorasyonun bir parçası oldular. Kilo desen, son dönem yerleşen iki kilo ilavemle barıştım diyelim, detaya girip gerilmeyelim:P

Dizi desen? “Genelde belgesel” diyeceğim, küfrü basacaklar, sustum! Ama harbiden izlemiyorum dizi de belgesel de. Muhterem kocam Fringe’i bensiz final sezonuna taşıdı, pis! Haftada iki-üç tane yabancı dizi ile Yalan Dünya’dan gerisi yalan bacım, TV kültürsüzü bir insanım, gurur da duymuyorum, utanmıyorum da, ben böyleyim.

Buraya kadar aslında vermek istediğim mesaj şu, iyice altını çizeyim, karambole gitmesin… “kabullen, yoluna devam et!” Spor yapamıyor muyum? Evet kabullendim, çabaladım olmadı ama olmuyor diye üzemem kendimi. TV? Ya boş ver anacım olmadı “izlemiyorum” diye conconluk yaparsın, daha elit, daha havalı kanımca :P

Her şeye zaman yok bir de, biliyor musun? Dibimde yaşayan annemi haftada bir görebiliyorum, ablam desen iş hayatının yoğunluğunda gün geliyor ayda bir. Deniz bir vapur mesafemde, ama senelerdir ihmal ediyorum onu ki Zeynep’ten ayırmam! Zeynep’in güya kocası kocamın arkadaşı, görüşemediğimiz için özlemden ağlayacaktık geçenlerde.

Ekranın okuyan tarafından yazanın hayatı pek hoş görünür, şunu almıştır, bunu yemiştir, onu içmiştir, bebesiyle aktivitenin, kocasıyla münasebetin dibine vurmuştur, öyle görünür, bana da öyle görünüyor, ama öyle hoş filan değildir. Misal ben bizim evin perdelerinin on senedir değişmediğini söylesem? Kiracıyız, kendi evimiz olunca alırız demiş, en dandiklerini seçmiştik. Sonuç hala kiracıyız ve evimizin perdeleri is kokuyor, Nadire abla bile arıtamıyor. Kadın dediğin evi yuva yapar, bizim evin balkonunda plastik çiçek bile yetişmiyor. Kırık masayı yolladığımız yazlıktan geri getiren İlker’in annesine minnettarım. Arıtıp da getirdi sağ olsun benim onun üzerine muşamba örtü atasım yoktu. Banyoya paspasımı bile annem alıyor, daha ne diyeyim?

İyi idare ediyor görünmenin sırrı yok. İyi idare etmiyorum aslında.

Geçen Pazar heves ettim, mutfaktan çıkmadım saatlerce, o kadar yorgundum ki, on dakika kestirmek istedim. Arca izin vermedi, başımdan gitmedi, yalvardım, yakardım, odama kaçıp kapıyı kilitledim. Gücüne gitti Arca’nın ağladı, umurumda değildi, tek istediğim on dakika rahat bırakılmaktı! Bunu hak ettiğimi düşünüyordum ve hakkım olana sahip olamadıkça cinlerim iyice tepeme çıkıyordu. Ne uyuyabiliyordum ne düzelebiliyordum.

Bir süre sonra pes ettim, sürünerek tekrar salona döndüm, İlker Arca’yı sakinleştirmeye çalışıyordu. Kahve yapayım ayılayım dedim, on dakika ya on dakika! Yok yine tepemde! Kahvemi balkonda içeyim dedim. Arkamdan ağladı yine. Öyle bir psikoloji içindeydim ki, kendimi “ya bi rahat bırakın kardeşim ya, bi rahat bırakın” diye anırırken bulmama ramak kalmıştı (hatta o cinnetle anırmış bile olabilirim, hatırlamıyorum). Aslında o anda tek ihtiyacım olan İlker’in Arca’yı alıp parka filan götürmesiydi. Ama muhterem kocam hastaydı yatıyordu. Baktım her geçen saniye Arca ile birbirimize daha çok gıcık oluyoruz, iyi dedim, biz gidelim. Attık kendimizi açık havaya.

Yapacak bir şey de yok ha, fırına gidelim, ekmek alalım bahanesini uyduruverdik.

Oksijen girmeyen eve pedagog girer:P

Ekmeğimizi, oksijenimizi aldık, iki büyük insan gibi konuştuk. Ben hala yorgundum hatta bir saatlik yürüyüş beni daha da fazla yordu. Ama en azından yer cücesiyle daha fazla birbirimizi kırmadık.

Demem o ki, süper anne diye bir şey yok!

O bir şehir efsanesi …

O bir Kayser Söze…

Ama ne derler bilirsiniz…

“şeytanın en büyük kurnazlığı kendisinin var olmadığına inandırmasıymış…”*

şeklinde kulağa su kaçırır, "ahkam" alt metinli yazıyı bir başka posta bırakırım:P

..........................

*: “Olağan şüpheliler”den bir replik. Çolak, sorgu sırasında Keyser Söze için söylüyor.

22 yorum:

Gulcin dedi ki...

nedir bu kadinlarin ustundeki baski ya!
anne olmadan da var anne olunca iyice artiyor. ya birakalim olmayalim super ne olacak. Olmak zorunda miyiz? Ben mesela bazen isten eve geliyorum yemek yapiyorum mutfak darmadagan. Simdi super olup soyle bir domestosla mutfaga girisip hatta o sirada camasir atip, sonra kocama vakit ayirip, sonra hatta bize sipsak kek mi yapmam gerekiyor? Yapmiyorum vallaha. Bazen mutfagi daginik birakip gecip koseme oturuyorum. OH sefam olsun! Super falan degilim ne yapayim. Hele bir de cocuk varken o tarifi verilen superlerden nasil olunuyor en ufak bir fikrim yok.

Ben defneye katiliyorum yeliz sen benim gozumde supersin! Ama o superlerden degil herseye yetisenlerden yani. Sen benim gozumde supersin cunku yoluna devam ediyorsun. Ve mutlu olmak icin elinden geleni yapiyorsun. Sikayet de ediyorsun elbette edeceksin de bunalmaz mi insan. Ama o sikayete takilip kalmiyorsun. Yuruyorsun iste yuruyorsun. Bir gun anne olursam senin gibi olayim yeter bana. Aman baska superlikler baskalarina kalsin. Iste o yuzden sen benim superlerimdensin :)

Cigdem dedi ki...

hey gidi olagan süpheliler, ve sinema tarihinin en baba repligi... (onca satirdan bir bunu almis, sapsirik anne:), yok yav anladim valla, ve de katildim bir de üstüne;)).

Selcen dedi ki...

Ben süper anneyim ama 3 gün bilemedin 5 gün sürüyor bu süperlik. herşeye hakim olma arzusu, yemekler hafta sonundan hazır, ardından mutfak toplanır, çocukla oyna, kek pasta eksik olmasın 5. günün sonunda yeteeeer diye bağırasım geliyor. Perşembe veya en geç Cuma ev savaş alanına dönmüş bazen mutfağı öylece bırakıp yatıyorum. Valla öyle de bırakmasam film bile izleyemem yaa olcak iş mi bu.
Bi de ben de benim kocaya acaip gıcığım birlikte izlediğimiz bitek Game of Thrones var bu ara gerisini kendisi bitirmiş. Pis :)

Dilek dedi ki...

ben de aynı şeyleri düşünüyorum, bana da süper anne diyen arkadaşlarıma aynı cevapları veriyorum. Ben çalışıyorum, okuyorum aynı zamanda iki kzıım var.

sevgiler,

Adsız dedi ki...

Merhaba,
oncelikle yorumumu dikkate alıp bu yazıyı bizimle paylastıgınız icin tesekkur ederim,
Benim henuz cocugum yok, 1 yıllık evliyim ama su an bile bircok seye yetisemiyorum veya surekli birseyleri kacırıyorum hissiyatı yasıyorum :( sabah 6:30 da evden cık aksam 7 de eve gel, yemek,bulasık camasır vb derken en gec 11 de pilin bitmis olarak yat,cocuk olunca ne yapıcam diye dusunup duruyordum ki sizin yazdıklarınızı okuyunca biraz rahatladım. Bazen biz mi kendi kendimizi yiyip bitiriyoruz acaba, hani birseyleri bilmemek daha mı iyidir, bilmedigin seyi yapmak zorunda degilsindir. Simdi biz herseyi biliyoruz ya hepsini de yapmak istiyoruz galiba, ben de artık mutfagı hergun temizlemeyi bırakıcam zannedersem, onun yerine aldıgım ama okuyamadıgım kitaplarımı okuyacagım ve yabancı dizilerimi izleyecegim. Bunları yazmıs olsanız bile yine de siz benim gozumde super annesiniz dilerim ben de sizler gibi olabilirim, hicbirsey yapmasanız bile sadece anne olmak insanı super yapar :) sevgiler Defne

Adsız dedi ki...

Yelizcim , süper anne misin değil misin bilemem ama çok samimi, içten ve zeki bir kadınsın. Seni işte bu yüzden seviyorum ve onca karmaşanın içinde blogunu okuyorum:)Özge

buğday taneleri dedi ki...

benim problemim de herşeyi mükkemmel bir şekilde idare etmek isteğiyle yanıp tutuşup, olmayınca depresif bir halde etrafta dolanmak. herşeye yetemeyeceğini bilip de inatla yetmeye çalışmak! çok yıpratıcı valla.

Bizden dedi ki...

tercüman olmuş,özetlemişsin durumumu...yazlıktan dönüldüğünden beri evin işlerine o kadar dalmışım ki,her cumartesi bir koşturmaca(perde,vitrin,yazlık-kışlık,ev düzeni,dolap düzeni vs)havalar bozmadan her pazar bir yerlere gidip-gezelim hali...Cansu'mun gece uyku saatini iyice ötelemiş olması,eşimin akşamları geç gelmesi vs derken ben de bu aralar çok yoruldum...Asla süper değilim,aksine yemek yapmayı bile sevmem mesela...Ama bende de "onu da yapayım,ev temiz olsun,Cansu'yla oynayayım,her şey derli toplu olsun,eşimi pijamayla karşılamayım-o kadar ki geçen akşam işten geldikten sonra,ütüleri yerleştir,bulaşık makinasını boşalt,yerleştir,arada otur Cansu'yla oyna,meyvesini ver derken eşim 22:00'ye doğru eve gelip te o söylediğinde fark ettim iş kıyafetlerimin hala üzerimde olduğunu-sonra hobilerim var,hiç birine zaman ayıramadığım,deli bir hevesle alıp okunmayı bekleyen yaklaşık 40 tane kitabım var henüz elimi süremediğim,izlemek istediğim diziler-filmler,gitmek istediğim kurabiye kursu ve hamam sefası(2 senedir ısrarla istiyorum bakalım ne zamana nasip olacak?)vs.vs.her şeyi yapmak,her şeye ve herkese yetmek istiyorum,ama olmuyor,yapamıyorum,yetemiyorum.Son üç haftadır baktım ki çok yıpratmaya başlamışım kendimi(bu Cansu'ya da yansıyor haliyle) bazılarının peşini bıraktım.Eksik kalabilir,tamamlanmayabilir,her şeye yetemem,herkesi memnun edemem dedim kendime...sağlığımız yerinde,kuzularımız yanımızda sağlıkla olsunlar da...en önemlisi bu.arada nüksetmiyor mu ediyor,ama kendimi rahatlatmaya çalışıyorum.ben süper anne değilim bunu biliyorum...
sen süper anne misin değil misin bilemem ama çocuğunu çok seven ve iyi bir birey olması için çabalayan,emek veren bir annesin bunu biliyorum...

Adsız dedi ki...

ya herkesin derdi aynımı?? en azından bu kadar işin derdin arasında yanlız değilim lan bu dünyada diye bağırasım geldi:))daha 2 gün önce hastalıktan ölürken 38 derece ateşle işte yöneticimle deli mailleşirken, bi yandan personeli idare edip, bi yandan kocayla kavga edip, evde temizlik yapan ablaya (15 günde gelmesine rağmen evi b.k götürüyor dememe gerek yok sanırım) göz kulak olan anneme telefonda sabahın 5şide alarmı kurup kalkıp çalıştırdığım çamaşır makinesinin kapağını nasıl açacağını (teknolojiyi zor özümsüyor kıyamam) anlatmaya çalışırken, akşama giyeceğim gömleğin mutlaka ütülenmesi gerektiğini söylerken (akşama da şık ve bakımlı olarak bir yere katılmam gerektiğini de söyleyeyim de bayılın); YANGIN VAR diye bağırarak camdan atlamak istedim. Çalışma hayatına başlamak için ne gayretler gösteren kadınların acaba bizi bugünlere getirebileceğini düşündüler mi merak ediyorum? Heleki Yeliz biliyorsun çocuğum yok olunca ne olacak?? Evde bekleyen işleri, tamirleri, yapılmalı alınmalı listemi yazsam destan olur. Ya ayrıca bu herşeye yetişme çabası bence sadece kadına özgü, varmı acaba herşeyi aynı zaman sıkıştırma çabası gösteren erkek? Ev dağınık olsa, işe geç kalsan ya da saçını yıkamadan işe gitsen yaftayı yersin. Ağlama duvarı gibi oldu çok fena yere barnak soktun Yeliz:)) mercan

yeliz dedi ki...

gülçinim canım:) evet ya süper falan değilim diye insan önce bir kendine itiraf etti mi gerisi kolay, hoş iyice yaymak da var ama:))

yeliz dedi ki...

ah be olsa da izlesek:) bence en baba yerine parmak basmışsın:)

yeliz dedi ki...

selcen bana da geliyor o haller arada ama sonra vücut sinyal veriyor, hatta error veriyor ister istemez duruyorum

yeliz dedi ki...

seni yani insan olarak seni senden almadıkça üzmedikçe yormadıkça halinden memnun oldukça bence süper olmanın hiç sakıncası yok:)

yeliz dedi ki...

aaa rezil bi de çocuun mu yok:P ben bir senelik evliyken yer karolarının derhizlerini tuz ruhu ile ovuyordum puhhhh!

hahah şaka tabi ki:) çocuklu çocuksuz fark etmez Defnecim sadece çocuk olunca onunla birlikte 11 yerine 10 gibi sızıyorsun. bir de çöküyorsun. vallaha bak ben resmen çöktüm, tamam yaş 35 ama inan dört senedir 8 senelik yaşlandım:) "bir doğum kontrol yöntemi olarak YELİZ:P" dur yav ben sana daha neler yazdım, uzun olur bayar diye ikiye böldüydüm, dur yayınlayayım. süper anneden dem vuruyorum ama haklısın çocuklu çocuksuz her kadın için hayat zor:(

yeliz dedi ki...

teşekkürler özge ne diyeyim bilemedim

yeliz dedi ki...

hah meral güzel demişsin, inan ki bu daha yıpratıcı. aman gözünü seveyim üzme yorma kendini ya...

yeliz dedi ki...

herşeyin başı sağlık ne güzel demişsin. çok güldüm ama pijamayla karşılamayayım derken iş kıyafetleriyle... bazı hobilere vakit olmuyor, mesela ben sahilde bisiklete bineyim çok isterdim, olmuyor şimdilik ama kitap mesela gıda gibi, yazmak da öyle. seni rahatlatıyorsa ona zaman ayırmak lazım. bir de ben de hamam sefası istiyorum ya hatta ilkerin annesinni bile ayarladım ama daha gidemedik. halbuki kışa akça pakça girelim dediydik:)

yeliz dedi ki...

ben yoruldum ya sen ne yaptın! Ama var ya ben Arca'dan önce biraz böyleydim. Çocuk olunca zaten yapamıyorsun sonra bir kendinle mücadele dönemi geliyor derken kabullenme ve netice saçını yıkamadan makyaj yapmadan işe gitmelerine herkes alışıyor... da kafanı haldur huldur kaşırken birine yakalanmak pek hoş olmuyor:)çok geçmiş olsun bu arada

elvan dedi ki...

Yelizcim Gülcin hnma katılıyorum. En Super olan olayları ele alış seklin, pozitif, samimi.. Tabiki insaniz hepimizin dayanma siniri var. Bu arada ne kadar fedakar biri olduğunu da biliyorum sen modern Super kadinsın :))

Adsız dedi ki...

Merhaba,
Hani gecen yazılarında sormustun ya beni niye takip ediyorsunuz diye simdi ona daha icten olarak cevap vermek istedim, ictenligin, samimiyetin veee yazılarınla beni rahatlatıp bana birseyler kattıgın icin okuyorum :) bu donemin benim icin cocuk olmasa bile zor olmasının tarafı ise sehir degistirdim, Ankara gibi bir sehrden İstanbul gibi bir sehire geldim ve tum ailem arkadaslarım orada kaldı, sonra bir de ustune evlendim hem kariyer hem evlilik hem de istanbul a alısma sureci beni hem akıl hem beden olarak cok yordu ama senin yazdıklarını okumak cok iyi geldi, tekrar tesekkur ederim bir dost gibi derdime care olmaya calıstıgın icin :)sevgiler Defne

Adsız dedi ki...

Ne yazık ki bloğunu yeni keşfettim;üstelik o kadar ortak yaşantılarımız var ki:)) oğullarımızın yaşlarından, bize yaptıkları eziyetlere ve bir o kadar da güzelliklere kadar.. Eşlerden hiç söz etmeyeceğim:)) Ama en eğlenceli blog yazarısın. Seni okurken hep gülümsüyorum.Sevgiler

Onlineanne dedi ki...

Çok beğendim bu yazıyı. İçten, samimi..Şimdi farkettim ki, hemen hemen aynı zamanlarda benzer konuda yazmışız. Yurt dışında yaşayan anneler olarak biz biraz daha genel Süper Anne mitlerini paylaşmıştık. Ama söylemem gereken şey, bu konunun aslında bir hastalık olarak da anılmaya başlandığı. Gerisini http://www.onlineanne.com/2012/11/21/super-anne-kime-denir-nasil-s/ bulabilirsiniz.