22 Nisan 2013 Pazartesi

Tespitim geldi Vol.5: Arca bir dokunma ve öpücük arsızı!

Belirsizlik sevmiyorum. Belirsizlik bünyeme gerginlik etkisi yapıyor. Kırılan dişimin ağrısından dişçiye gittiğimde, “dişlerini sıkıyor musun?” sorusuyla etkilerin tepkileri ayyuka çıktı. Evet, sıkıyorum ve bunu sadece ben yapmıyorum, biliyorum. Yetişkinlerin %70’i yapıyor, daha doğrusu yapıyormuş.

Seneler önce bu soruyla ilk karşılaştığımda “yooo” demiştim. Tabii nereden bileceksin? Bu horlamaya benziyor, horlayana horlamıyormuş gibi gelir ya diş sıkmak da böyle bir şey. Yirmilik dişimi kimseler çekmek istememişti de çok kodaman bir çene cerrahı, çekerim demişti, zira diş damaktan yukarı değil, damağa paralel çıkmaya çalışıyordu. Neyse muayene sırasında diş sıktığım teşhisini koydu. Koskoca doktora inanmadım, aynı odayı paylaştığım geçmişimle yüzleşmiştim. Ablam, İlker, Elvan… evet sıkıyordum. Ee ne halt edecektim? Doktor bana anti depresan yazdığında “manyak mıyım lan ben?” diye ağladığımı hatırlıyorum. Gençlik işte.

İlaç filan içmedim tabii ki, işle ilgili stresli bir dönemdi hepsi bu. İşte o günlerin araştırması sonucunda yalnız olmadığımı öğrenmiştim.

Neyse yine diş sıktığım günler. Geçer elbet. Tespit bu değil yav!

Dişçide dolgu yapıldı, bütün gün de yüzüm acıdı. Haliyle Arca’nın hunharca öpücüklerine direnç göstermek zorunda kaldım.

Arca, çok it görünür ama aslında feci duygusal bir tip. Ağlayacaksa kucakta ağlamak ister, gece çişe kaldırırsın yakalar yanaklarını uyku sersemi onlarca defa öper, yemek yerken bile yüzüne filan dokunmak ister. Ha bir de “seni seviyom” cümlesini çok kullanır. Gerçi bu genetik ve ailesel bir durum zira bizim evde çokça telaffuz edilir, öyle kenara köşeye atılmaz.


Neyse ne diyecektim?

Akşamüzeri İlker’le televizyonda yarışma programını izliyoruz, şansıma bütün soruları bildim. Yarışmacı ile birlikte 250.000 TL’ye kadar geldik. İlker, gaza geldi kıyamam karısını süper düper genel kültür sahibi bir insan sanıyor. Benim adıma katılım formunu doldurmaya başladı, eğleniyoruz birlikte. Arca kendini inanılmaz dışlanmış hissetmiş olacak, şımarıklığın pisliğin kitabını yazdı. İki dakika konuşturmadı, döktü saçtı. Tabii şimdi farkına varıyorum o an anlamadık ikimiz de kaptırmışız forma. Bir de feci kızdık. Biz kızdıkça Arca abarttı. Sesler yükseldi filan.

“Ya bu çocuk niye böyle yapıyor?” diye birbirimize sorarken jeton düştü bende. Tabii ya bütün gün hemen hiç ilgilenemedim dişimin ağrısından. Sonra üstüne öptürmedim kendimi. Böyle bir duygusal boşluk oluştu haliyle.

Harbiden doğru tespitmiş zira kendisine açık ve net ilgilenemediğim için özür dilememin ve kucak kucağa oturup öpüşmenin akabinde adam 180 derece döndü, bir kedi yavrusu oluverdi. Hatta uyku öncesi kitapları bile bana seçtirdi, var sen hesap et dokunmanın gücünü.


2 yorum:

Gulcin dedi ki...

gecmis olsun yeliz!
ben de kabul ettim o dislerle ilgili problembende de var. resmen basim agriyor bazen. stresten mi diyorsun? hmmm...
Arca canim benim! O zaten gayet duygusal gorunuyor bize :)

Adsız dedi ki...

Çok geçmiş olsun. Diş sıkma problemi olanlar için silikon aparatlar var. Onlardan yaptırabilirsiniz. Böylelikle dişeti çekilmesi sorunuyla karşılaşmazsınız. Arca; anlaşılması zor bir çocuk değil ya da annesi onu iyi analiz ediyor.