17 Mart 2014 Pazartesi

Gündemle başa çıkma yolları

Kolay değil. Hemen her gece bir tape bir rezillik bir pislikle karşı karşıyayız aylardır. Bu memleketin sülalesini.... Ben diyemiyorum desem de inanma. Çok ağır küfrediyorum, allahıma bin şükür küfür bakımından fukaralığımız yok. Akıl, muhakeme bakımından da yok...

Bugün İzmir seçim turistlerini ağırladı. Seçmen taşımacılığı yeni bir sektör olmuş, şahane! Ankara'dan Melih Gökçek bayraklarıyla katılan yurdum insanı vardı, Beylikdüzü belediyesinin otobüslerine teşekkürler. İki kilometre araç kuyruğu oldu İzmir girişinde. Buyur geldin hoşgeldin, bir biramızı iç bir midyemizi kumrumuzu ye, denize nazır hatıra fotoğrafı çektir ama evlerinden tencere tava çalanlara "Yunan tohumu, ortalık o...." diye haykırma İzmirlilere, ayıptır.

Binali Yıldırım, miting alanındakilere "İzmir'e hoşgeldiniz" diyerek zaten İzmir mitinginde İzmirli olmadığını cümle aleme ilan etmiş oldu. Gel gör ki kalabalık yeterli bulunmamış olacak, twitter'da İzmir yerine Rod Steward'ın Cobacabana konserinin fotoğrafları paylaşıldı.

Hayır, Rod Steward İzmir BBB adayıydı da biz mi anlamamıştık?
Onu bırak Menderes Aydın'lı değil miydi ne ara İzmirli oldu rahmetli?
Bir de İzmir Manisa arası zaten 15 dakika, nasıl 15 dakikaya indireceksin?
Onu geçtim 45 dakikalık Çeşme İzmir arasını 3 saat daha kısaltmak? İzmir havası mı çarptı, bu neyin kafası?

Otobüslerle uzak diyarlardan gelenler ne der bilmem ama biz İzmirliler ayçekirdeğine çiğdem, simite gevrek, koyun sürüsüne koyun sürüsü, hırsıza hırsız, katile katil der, kurabiyeyi adama yediririz.

Gündemle başa çıkma yollarının ilkini okudunuz. Gülmezseniz, gülemezseniz zor çünkü.

Mesela Berkin'in, üstüne Burak'ın ve polis memurunun ölümleri kilitledi. Gülmek ne kelime? Çocuğumuza sarılırken utanır olduk. Yaşamaktan utanır olduk günlerce.


İşte o günlerin birinde kitap kulübü vardı. Bütün gün sessiz sessiz ağlamıştım, içim şişmişti. Ama o kadın topluluğu beni kendime getirdi. Bir de Gülçin ta İngiltere'lerden geldi misafirimiz oldu ki offf....

Kulüp sadece mail-facebook grubu olarak kalmıyor a dostlar. Kendimize bir blog hazırladık. İçinde okuduklarımız var, toplantı notlarımız, sonra kitap önerilerimiz, bir de serbest atış alanımız... İsteyen dilediği gibi yazıyor kitap ve okumak üzerine. Derken baktık ki whatsapp'tan oradan buradan okurken çektiğimiz fotoğrafları paylaşıyoruz, hadi dedik bir instagram hesabımız olsun... Bu kadar kadından harika görseller çıktı ortaya. Blog adresimiz bu ve instagram hesabımız da bu. Açığız herkes okuyabilir, takip edebilir :)

Ne demişler? "Okumak güzeldir, birlikte okumak daha güzeldir" :)

Okumak demişken gündemin ağırlığını üzerinizden atmak için hafif bir roman gibisi yok. Önce bir Ahmet Ümit okudum geçen hafta. Nefisti. Kavim. Geç keşfedip hemen her kitabını okudum Ahmet Ümit'in.

Sonra onu mu okusam bunu okusam derken hemen tüm kitaplığın ağırlığını hissettim üzerimde. Demek öyle denk gelmiş bu ara. Sonra yaz ayları için ayırdığım Debbie Macomber'leri buldum. Bir defasında "bana kitap öner ama ıy muzice dükkanı filan olmasın" diyen bir arkadaşımın burnu büyük olduğunu düşünmüştüm. Yani kitap kitaptır, her kitabın bir okuyucu kitlesi vardır ki Debbie de azımsanmayacak bir çok satan yazardır, ayıp lan demiştim içimden! Hmm ama yok, galiba haklı. Zira Mucizeler dükkanına dönüş benim özelimde üzerine düşen yapmış, gündemden beni koparmış olabilir, allah razı olsun ama hayır sevmedim. Atlaya zıplaya okudum. Okumuş olmak için. Bundan sonra da bir daha Macomber okuyacağımı sanmıyorum. Ama tatlı kitap kapaklarına bakıp hayal kurabilirim.

Gündemden kopmanın en güzel yollarından biri de yazmak... demeyeceğim. Zira ben yazmaya başladım mı gündeme kayıyorum ve sapıtıyorum, kalvyemin ayarı yok benim. O yüzden bu ara blogdan ziyade twitter takıldım, takıldıkça gündeme battım. Bir ara şu diktatör twitter'ı kapatsa da gündemden kopsam, artık tape mape dinlemesem derken buldum kendimi.

İşin şakası bir yana en güzel kafa dağıtma yöntemi Arca cücesi... Geçen adamın akşamları uyuyakalma fotoğraflarına baktım, Allah seni inandırsın bir yaşama sevinci geldi kondu üzerime. Oh be.....

17 yorum:

Okuyanguzel dedi ki...

Güzel ağırladınız misafirlerinizi bence... Biz hep onlarla yaşıyoruz.Ne kadar şanslınız ki size 4 yılda bir uğruyorlar. Yalnız ben küfür kısmında biraz yetersiz kalıyorum bunlara uygun SIFAT bulamıyorum. Lügatımda yok galiba.

Unknown dedi ki...

Ben de gündem ve haberlerle dağıldığım zamanlarda kitaplara dönerek kendime gelmeye çalışıyorum. 32 haftalık bir gebeş olarak da birkaç ay sonra vakit bulamayacağımı düşünerek bolca kitap kokusu çekiyorum içime. Rutin kontroller nedeniyle ayda bir görüştüğüm sevgili jinekoloğumun önerisi olan bir kitabı tavsiye etmek isterim sana ve kitap dostlarına. Kendisi bu kitabı mesleğimin yaptığı çağrışımla ve idealist bir doktor olarak çok etkilendiğini söyleyerek önermişti. Ayn Rand'in ''Hayatın Kaynağı'' , naçizane tavsiye olunur....

Adsız dedi ki...

çok tatlı uyumuş.

Canan dedi ki...

harika' derhal takibe aldım instagram hesabınızı :)

bu arada, izmir mitingi daha güzel anlatılamazdı, taa ankara'lardan gözümde canlandı.

sevgiler..

canan (sanadiyorum)

desindes dedi ki...

öncelikle pazar gününü atlattığınız için tüm izmirli dostlara büyük bir geçmiş olsun dilerim. kitaplar en güzel sığınma yeri, ben de yakın zamanda okudum kavim'i, çok da beğendim. naçizane görüşlerimi de yazmıştım, merak eden varsa buyursun http://cokparlakfikirler.blogspot.com.tr/2014/01/katil-kim-acaba.html selamlar, sevgiler

rosehearted dedi ki...

bu arada ben pinucciasblogspot adresinde bahar okuma şenliğine katıldım. ilginizi çekerse diye tavsiye etmek istedim ;)
http://pinucciasbooks.blogspot.com.tr/2014/03/okuma-senligi-bahar-2014.html

laleninbahcesi dedi ki...

Yeliz ben de okuma ve film izleme ile başa çıkıyorum gündemle. Yoksa aldı bizi içine ha babam de babam döndürüyor.
Uyuma hallerine bayıldım Arca dostumun:)

yeliz dedi ki...

Ay evet allah yardımcınız olsun:(

yeliz dedi ki...

Öneri için tşkler bakacağım en kısa zamanda

yeliz dedi ki...

Veeeee sağlıkla gelsin minik:)

yeliz dedi ki...

Tşkler:)

yeliz dedi ki...

Kavim güzeldi cidden bakacağım yorumunuza:)

yeliz dedi ki...

Off süper ama yapabilir miyim bilemedim:)

yeliz dedi ki...

Resmen bi ara depresyona girdim

Unknown dedi ki...

5,5 yaşında bir kızdan sonra 2 numara da kız ve heyecanla sayıyoruz günleri hep beraber. Bu notu şunun için düştüm, 2. çocuğu aslında çok isteyip, mevcut koşullar, iş programları, bakıcılarla geçen dönemler, bir çocuk dünyaya getirmenin (hele de böyle bir dünyaya) maddi manevi sorumluluklar ve yerine getirilip getirilemeyeceği noktasındaki tereddütlerle asla düşünmüyoruz 2.ciyi derken, sürpriz bir gebelik, yaşanan ilk şok, şimdi ne yapacağız'lardan sonra hep pozitif düşünerek 2.ci bir bebek heyecanı ile yanıp kavruluyoruz, sabırsısız ve bu dönem hem Ada'ya hem bize çok iyi geldi. Bizim gibi düşünüp de 2. çocuğa cesaret edemeyenler varsa, mevcut tecrübeleri de göz önünde bulundurarak söyleyebilirim ki, bu, o kadar da zor ve ulaşılamaz değil, hatta eşimle birbirimize bakıp, neden daha önce, ilk evlendiğimiz senelerde erteledik bu kadar çocuk olayını diye hayıflanıyoruz,
sevgiler...

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

Yeliz şöyle bir kurallara baktım senin yapmaman mümkün değil:) Hatta hemen ben kendim için bir liste oluşturdum, bizim kitaplarımızın hepsine de yer buldum:)