Benim gibi zamanınız yoksa eşek gibi yapılır!
Yok yav işin geyiği filan değil. Eskiden yani araba ile işe gidip geliyorken haftada bir Forum’a kaçar, özellikle indirim zamanı tozunu attırırdım mağazaların. Ay bilmeyen de beni alışveriş manyağı sanacak. Evet manyak ama senin bildiğin anlamda değil. Ben manyakların satın almakta zorlanan cinsiyim. “Bunun ederi bu” yaklaşımım ve cimri kişiliğimle alışverişten eli boş döndüğüm günler, satın alma yaptığım günlerden daha çoktur.
En son oraya bizim Çinli arkadaşı götürdük, öğle yemeğine. Yolu İzmir’e düşmüştü, beni burada ziyaret etmek istemişti. Aman canıma minnet, İstanbul’a gitmekten kurtulmuştum. Bundan evvel aylar var ki gitmedim. Alışveriş merkezleriyle düşman değilim, Gezi’den sonra da önce de AVM’lere bakış açım hiç farklılık göstermedi. Zira hep bir mesafe vardı aramda. Ben AVM’leri yaşam alanı olarak değil, çarşı olarak görüyorum yani mağazalar topluluğu. Ha Kemeraltı, ha Agora AVM. Dolayısı ile AVM’lerin şu anda hayatımdan neredeyse tamamen çıkmış olması hayatımı – hadi abartmayalım – alışveriş alışkanlıklarımı fazla etkilemedi. Zira şu anda internetten alışveriş yapılan sitelerin toplamı benim için yine AVM, yani mağazalar topluluğu.
Eskiden sadece kitap alırdım internetten. Dile kolay minimum 25% gibi bir indirim sağlıyor sana, eh bunun ne bedeni var, ne renk farkı, kısacası risksiz bir alışveriş. Daha önce uzun uzadıya anlatmıştım kitap alışverişine girmeyeceğim şu anda.
Son bir yıldır, kıyafet başta olmak üzere aklına ne gelirse ama ne gelirse internetten alıyorum.
Kolay mı? Değil. Önce adamakıllı siteleri belirlemen lazım, sonra ihtiyacını. Giyim kuşam için en çok bilinenleri tercih ediyorum ben. Trendyol, markafoni (belki daha fazlası da var ama ben bu ikisini kullanıyorum). İlker n11.com'dan ayakkabı aldı, oldukça uygundu.
Bir de bu alışveriş sitelerinden başka mağazaların kendi siteleri var. Benim denediklerim İpekyol, Mango, Derimod, Nine West. Mesela İpekyol'da internetten satın alıp mağazada değiştirme imkanın var. Ben yaptım, hiç de sorun olmuyor. Bir tek Nine West'te ufak bir sorun yaşamıştık o da biraz benden kaynaklandı, ürünü outlet mağazada değiştirmeye çalışmıştım, halbuki faturada yazıyormuş. Derimod mesela, mağazada değiştirmedi ama numara olmayınca iade ettim, paramı geri aldım, sorunsuz.
Mağazaların internet sitelerine önem verdiklerini, bazen daha fazla indirim veya kampanya yaptıklarını görüyorum. Sanırım daha az eleman çalıştırma, mağaza kirasından tasarruf gibi avantajları var markaya. Geçen Alsancak'taki Nine West'in kapandığını gördüğümde aklıma geldi, sahi millet bu internetten alışverişi keşfetti beridir, mağazaya ne gerek kaldı. Mağazacılık ölmeyecektir, perakende sektörü her zaman cazibesini korur ancak şu son dönemdeki çılgınlık biraz sanala kayıyor, aşikar.
Konuyu dağıtmayalım, nasıl cesaret edip de alıyorsun, ya bedenin uymazsa diyebilirsin...
Bedenim belli, en azından belli başlı markalarda hangi kalıplar olduğunu biliyorum. Fazla macera peşinde koşmuyorum. Çok mu tereddüt ettin, sepete bir tane de diğer bedenden at, nasıl olsa sabit kargo ücreti. Hangisi olmuyorsa, onu 7 gün içinde – sanırım - , cayma hakkını kullanarak iade et. Lokum!! Gözünü sevdiğimin tüketiciyi koruma hakları yasası…
Bunun için iadelerde kargo ücreti istemeyen sitelerden alışveriş yapmakta fayda var.
Benim için bir malın ederi o malın fiyatına 50% ila 70% arası indirim yapılmış tutarıdır. NET! Eğer çok satılan bir ürün ise ya da klasik bir parça ise (babet mesela...) 50% indirimde al, 70%'e kadar düşmesini beklersen bulamazsın. Geçenlerde bir arkadaşım, ay markafoniyi gördün mü senin ayakkabılar 35 TL idi puhahah çekti bana. Nasıl ya? Hangisi derken... Te allahım üç sene önce almışım, artık neredeyse parçalanmış tepe tepe giymişim, numarası kalmamış, rengi kalmamış, evet bir zahmet aldığım indirimli fiyatın yarısına düşüversin.
Üç sene de beklenmez ama bazen biraz havayı koklayıp beklemekte fayda var. Geçen çantamın sapının parçalandığını gördüm, tabii bunu metroda görmem pek hoş olmadı, yeni almak lazım. Bak gör kardeş ben paralanıncaya kadar kullanıyorum her bir şeyimi. Kapitalist düzenin tüketim bağımlısı bir çark dişlisi değilim ben!!! (bu alışveriş tüyoları yazısı için pek çelişkili bir cümle oldu, idare et artık)
Cidden üç senede bir çanta alıyorum mesela, o da işte ya paralanacak ya da yenisi acayip indirimde olacak. Birkaç gün boş vaktimde internetten araştırdım. Nine West'te hoş şeyler var. Bir de indirimde sandalet ama açık sandalet almak istiyorum, zira Arca kapalı ayakkabı giymemden zinhar hoşlanmıyor, kokuyormuş ayaklarım, te allahım... Haklı gerçi, bak doktora gideceğim, Ahu söyledi yorumu okudum. Ay neyse... Nine West'te gözüme kestirdim. Ama acele etmedim. Tamam 70%'e varan filan diyor ama bayram üstü ne kampanyalar olur şimdi, OLDU! BİNGO! 3 al 2 öde! Ve bildiniz sadece internette...
Yeliz "indirimin kampanyanın nabzını tutan tüketici"! Kampanya kokusunu daha kampanya yöneticisinden evvel alan tek insan ben olamam değil mi? Hayır, dötüm tavanı yalamadan indireyim diye soruyorum :P
Yine de acele etmedim. Alışverişten kar etmeye gösterdiğim sabrı hayatım kalanına yaysam nasıl ulvi bir kadın olacağım ya neyse...
Plan şu: Akşam İlkerle mağazaya gideceğiz, göstereceğim, icazet alacağım. Yok yav parası için değil, evin cimrisi benim söylemesi ayıp, ama arkadaş, adamın allah için zevki iyi:) Sonra ayakkabıları deneyeceğim.
Zaten sepete attım şimdiden. Bir çanta ve bir sandalet yani ihtiyaçlarımı alınca bir deri babet bedavaya geliyor. Hey yavrum hey... İlker düz sandalete biraz burun kıvırdı ama fazla itiraz edemedi. Seçtiğim çantayı beğenmedi, başka çanta önerdi filan... Neyse sonunda mağazadan çıktık. Almadık tabii ne sandın? Aslında yüzsüzlük yapıp siparişi telefondan tam da mağazadayken verecektim de artık ayıp olmasın dedim, eve bıraktım. Ve böylece babet beleşe geldi.
İşte böyle... Madem tüketimde zirveyi zorluyoruz, bari ucuza getirip teselli bulalım, değil mi ya?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder