Reklam metni yazarı olacak kadınmışım be peh! Şimdi Gülçin yazmış da oradan aklıma geldi.
Bisikletle işe gittiğim ilk gün götü başı dağıtmış olmama
rağmen dünyanın en pozitif insanıydım. Telefon da bile sesim çınlıyordu. Spor,
dedim, hayata pozitif bakmanın yolu bu. Az biraz bacak iyileşsin yine
bisikletle işe gitmeye devam edeceğim. Sonra ne oldu? Annem ayağını kırdı. Ne
alaka deme yav, bisiklet için sabah erken kalkmak lazım, refakatçi olmaya
gitmek için bisikleti bir şekilde bırakmak lazım. Neyse öylece bekledi beni…
Hayır yılmış değildim, “düştüm de korktum” yok bizde. Bakma sen çocukken dere
tepe bir cesaretle bisiklet binerdik, şimdi kendime azami dikkat ediyorum. Yokuş
aşağı gitme konusunda temkinliyim, mümkün mertebe kaldırımdan seyrediyorum.
Canımı sokakta bulmadım yani…
Neyse ben bir heves bu sabah günler sonra bineyim bu yavruya
dedim. Hatta her katlandığında gidonu ve selesinin ayarı kaçıyor, en optimum
kullanım boyuna göre yerlerini oje ile işaretledim, gecenin bir vakti tüm
hazırlıklarımı yaptım. O bir türlü bir yere sokuşturamadığım bisiklet taşıma
çantasına bile harika bir kılıf uydurdum. Bu kılıf çözümü bence çok
başarılıydı. Senelerce benim çantamken kullanmadığım için Arca’ya verilmiş, o
da doktor çantası yapmıştı. Gel gör ki o doktorculuk oyuncaklarından geriye
hepi topu saçma bir gözlük kalınca, çanta işlevini yitirdi ben de tekrar
değerlendiriverdim. Bisiklet çantası kılıfı olarak… Bu takdire şayan geri
dönüşümcülüğüm Arca tarafından şiddetle muhalefete uğradı. Neymiş efendim onu
piknik çantası yapacaklarmış, pikniğe giderken yiyeceklerini koyacaklarmış.
Tabii bu direnişle karşılaşacağımı gecenin o vakti bilemezdim.
Gözlerimde lens ve gözlük olmadığı için gecenin o vakti
göremeyeceğim küçük çok küçük bir detay daha varmış meğersem…
Sabah erkenden duşumu aldım, ofis kostümlerimi sırt çantama
tıkıştırdım. Arca babaannesiyle yazlığa gidecekti, uzun bir vedalaşma yaşadık.
Eşofmanımı giydim, bisiklet baskılı t-shirtü sırtıma, kaskımı kafama geçirdim,
hazırdım!
İlker kalktı, mahmur gözlerle “aa bu ne” dedi. Ne o be?
RAPTİYE! Ön tekerlekte! Ne göz varmış arkadaş sende. Acayip
canım sıkıldı. Yeter ulen bu kaçıncı diye kem göze, nazara isyan bayrağı
çektim. İlker boşver bişey olmaz dedi. Yok ya… Tırsarım oğlum ben ya başıma bir
şey gelirse? Gerisin geri üst baş değiştirdim. Selesini okşadım ve bir veda
busesi uçtu kondu pedalına…
İlker raptiyeyi çıkarmış, lastik evden çıkasıya kadar
sönüvermiş. Arkadaş ne bahtsız kadınım ben yav! Sinyal mi lan bu bana? İlahi
güçler mesaj mı gönderiyor? Yaşam kalitemin yükselmesine karşı olan bir kesim
mi var bu alemde?
2 yorum:
Ben caanim bisikletime bi ton para verip aldiktan sonraki ilk 3 cikisin ikisinde tekeri patladi. Ustelik uzun yoldayken, donecek arac yokken, butun yolu geriye yurumek zorunda kaldim. Sonraki defter senelerdir tertemiz. Sen de nazar cikti de, pes etme, yoluna devam et Yeliz! :) Sessiz takipcin Melis.
Ay hadi inşallah yav:)
Yorum Gönder