Sıradan bir okul sonrası market alışverişi, yine bir "kaç adet Kiekeboe alacağız" pazarlığı ile şenlendi.
Kiekeboe, yüzlerce Belçikalı çizgi romandan biri.
Arca'nın çizgi roman çılgınlığını duyan Marijke, çocukluğundan kalma bir koli Kiekeboe'yu getirmişti de, bu bıyıklı komik adam takıntısı o zaman başlamıştı.
Ondan bir önceki Jommeke, sarı kafalı, papağanlı velet. Geçen yıl okula başladığı ilk zamanlar, öğretmeni önermişti. Bizim ofisteki benim nesil Belçikalıların tamamı çocukluğunda Jommeke hastasıymış. Flamancayı ilerletmesinde, Jommeke'nin hatırı sayılır bir katkısı var, kabul etmek lazım.
Lakin Arca'nın çizgi roman manyaklığı bu ülkeye taşınmamızla başlamadı. Tüm sayılarını hala takip ettiği Süper Penguen, Bobo ve hatta zevzek Salih Memecan'ın Sizinkiler serisi de dahil olmak üzere memleketteyken de epey çizgi roman okumuşluğu var.
Cedric ise favorisiydi. Tüm seriyi Türkçe okumuştu, sonra Flamanca ve şimdi de Fransızca okuyor. Tek dilde kafa mı basmıyor ne :)
Demem o ki, bugünün çılgın bağımlılığı Kiekeboe ne ilkti, ne de son olacak biliyorum. Hele ki bu ülkede, çizgi romanın kaynağında mümkün mü son olması?
Brüksel'de çizgi roman müzesi olmasını bir tarafa bırak, adamların sokaklarında gezerken karşına herhangi bir çizgi romandan bir sahne fırlamaması işten değil.
Ben bugüne kadar bildiğim, sevdiğim çizgi karakterlerin pek çoğunun Belçikalı çizgi romancılar tarafından yaratıldığını öğrenince çok şaşırmıştım, Red Kit, Şirinler, Tenten, Cedric, Asterix ve daha niceleri...
Kısaca Belçikalılar çizgi romana takıntılı bir millet!
Çünkü Belçikalılara göre çizgi roman = 9. sanat, çünkü Belçikalılar çizgi romanlarıyla - biraları kadar olmasa da - bir çikolata, bir waffle'ları kadar gurur duyuyorlar. Çünkü Belçika, metrekare başına en fazla çizgi roman sanatçısının düştüğü ülke. Çünkü Belçiklıların hemen hepsinin evinde bir çizgi roman koleksiyonu var (bizimkinde en az üç! Belçikalılaşıyor muyuz? )
Peki neden? Yani neden Belçika çizgi roman olayında bu kadar başarılı (ve takıntılı)?
Ufak bir araştırma yaptım. (Yok lan, birkaç google anaya sormaca:P)
Birkaç sebep okudum ama bence en mantıklısı şu:
Belçika tarihi boyunca çok dominant ülkelerin kültürlerinin etkisi altında kalmış. Özellikle Hollanda ve Fransa. Ama bunun dışında zamanında Avusturya ve İspanya da işgal etmiş bölgeyi. Nitekim her işgalci, kendi dilini baskılamış bölgede. (bugün bu döt kadar ülkede üç resmi dil konuşuluyor: Flamanca, Fransızca, Almanca)
Çok dillilik kültür zenginliği getirmiş, getirmesine de aynı zamanda ülke insanlarına kelimelerden daha fazla iletişim imkanı sunan görselliği hediye etmiş.
Böyle işte... Döt kadar ülke dersin, Fransayla Hollanda arasında sandviç olmuş, her iki dominant ülke tarafından küçümsenmiş, kimselerin umru değil, kendi kendine takılıyor dersin ama bundan bir kültür oluşturmuş adamlar. Bir ulus olamamışlar ama baskınlandıkları kültürlerden bağımsız bir kültür yaratmışlar... öyle işte...
Kaynaklar:
https://fnf-europe.org/2016/12/19/belgium-kingdom-of-comics/
https://theculturetrip.com/europe/belgium/articles/the-classic-belgian-comic-books-you-need-to-read/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder