17 Ekim 2012 Çarşamba

Elaleme laf edenin başına iyi şeyler gelmez

Muhterem kocam kitap okumaz filan diye dokunduruyorum ama genel kültürü iyidir. Hani Matrix’te vardı, bir alete bağlıyorlar seni ve beynine bilgi yüklüyorlar. Alman kültürdeki tek kurluk hezimetimden sonra Matrix’in bile Almanca konusunda bana yardımcı olamayacağını hazmetmiş ve Fransızca, İspanyolca ve İtalyancayı bu şekilde öğreneyim hayalleri kurmuştum. Millet uçak kullanmayı öğrenir ben dil öğrenmek istiyorum, hey allahım!

Neyse dediğim gibi İlker kitap okumaz ama bir şekilde kültürlü bir insandır, Matrix’teki o aletin geceleri uyurken İlker’e kültür enjekte ettiğinden şüpheleniyorum. Kültür derken özellikle sinemayı kast ediyorum. Ciddi bir DVD arşivi ve iyi bir sinema bilgisi vardır. Nitekim dünya sinemasıyla sayesinde tanıştım. Zira bendeniz “nayır nolamaz nalan” repliklerinde Türk Sinemasının Yeşilçam devrine sıkışıp kalmıştım. Bundan sebep şu anda pişirilip pişirilip önüme konan “Alev Alev”, “Selvi Boylum Al yazmalım”, “Dila Hanım” gibi dizilere katiyen katlanamıyorum. Yazıktır yav o filmlerin ruhu vardı. Daha yaratıcıyım diye ortalıkta dolanan yapımlarsa yabancı filmlerden arak! (Sleepers’tan arak var bir tane) O ekranın karşısına kilitlendim mi can çekişiyorum resmen!

Nereye gelecektim?

Kore sinemasına… Senelerce (9 sene kadar) Koreliler’le çalıştım, üstelik tek bir adamla da değil, yirmiden fazla kontağım oldu bu süre zarfında, ayrıca defalarca Kore’ye gidip geldim. O insanlar o filmleri nasıl yapıyorlar anlamıyordum. Aklım ermiyordu. Oturuyorsun karşısına büyülüyor seni. Sen bütün hücrelerinle film tarafından ele geçirilmeyi kabullendiğin ve kendini salıverdiğin anda basıyor şamarı, mübarek sanırsın ki Osmanlı tokadı. “Old Boy” filminde yediğim tokadın izi geçmeden “boş ev” aynı etkiyle sarsmıştı beni. Ve dediğim gibi o tanıdığım insanların, tanıdığımı sandığım kültürün ülkesinden nasıl böyle bir etkileyicilik böyle bir yaratıcılık çıkar bir türlü bağdaştıramıyordum.

İlker’e de bunu defalarca anlattım. (Evet muhterem kocamla sanattan kültürden konuşuyoruz, entel dantel bir çiftiz öhöm:P) Derken… İlker beni Youtube’ta bir video ile tanıştırdı. Muhterem kocamın kültür zenginliğine dikkatinizi çekerim. Gangham Style!! (buraya bir tık, tabii henüz tanışma şerefine nail olmadıysanız)

Hah dedim, bu işte benim Koreli diye bildiğim bu! Geçtim dalgamı geçtim dalgamı.

Ta ki Atilla Taş denen zatı Beyaz Show’da izleyene kadar. (Günün çorbası hiçbir fedakarlıktan kaçmayarak Atilla Taş'ın görüntülerini siz okuyucuları ile paylaşıyor, tık )

Yerin dibine geçtim şerefsizim! Yam yam style yapmış yav yam yam!! Sonra dedim ki kimim ki ben, elin Korelisiyle dalga geçiyorum adam gyik meyik ama en azından özgün bir şey yaratmış, bütün dünya bir şekilde gülüyor eğleniyor, benim “sanatçım” da gitmiş araklamış.

Tövbeler olsun…

7 yorum:

Gulcin dedi ki...

Yeliz Ozan bir sey anlatti cok guldum :)
Bu yam yam videosunun altina ingilizce yorum yamislar. soyle iyi boyle iyi cok seviyorum Yunanistanin gururu falan diye. Parantez icinde de eklemisler. Kakalayin kakalayin Yunanistana kakalayin rezil olmayalim dunyaya :))

ruhdagi dedi ki...

Kore sinemasının gerçekten güzel örnekleri var ve dizilerinde gerçekten yaratıcı ve eğlenceli olduğunu düşünüyorum. Özellikle kendi dizi sektörümüze bakınca sinirlenmeden edemiyorum. Şu an Tv üzerinden takip ettiğim tek bir dizi yok. Olacağını hayal bile edemiyorum.

yeliz dedi ki...

Gülçin!! süper bayıldım:)
ruhdağım yavrım nerelerdesin özledim seni. aynen ben de katlanamıyorum. koreliler cidden çok eğlenceli tipler aslında biraz amerikan özentiliği var gençliğinde:)

laleninbahcesi dedi ki...

Yeliz, benim de çok sevdiğim Kore sineması örnekleri var.Boş Ev bunlardan biri...
Benim internet üzerinden izlediğim bir dizi yok , bak bunun eksikliğini hissettim şimdi:)

Adsız dedi ki...

yeliz koreye mi gittin, çok özendim sana şimdi yaa:) kore filmlerine kocam sayesinde bağımlı oldum (oldboy'la başlamıştım, feci çarptı), şimdi de dizilerinin bağımlısı oldum. zaten 16-20 bölüm kadar oluyorlar, sezonlarca uzatıp baymıyorlar:) bu film ve dizilerin bağımlısı olduğumdan beri koreyi görmek istiyorum. kore gezilerinden resimli bir post yapsan çok makbule geçerdi:)
gangnam style'la öğrencilerim sayesinde tanıştım, izledikçe gülüyorum, pek eğlenceli yaw:)
pınar

yeliz dedi ki...

lale ablacım internetten altyazılı izleyebiliyorsun var ya türk dizileriyle vakit harcamaya değmez:)

Pınar,
hemen link vereyim ama nerden baksan 5 sene olmuş koreye en son gideli.
http://gununcorbasi.blogspot.com/2008/01/kore.html

Bir de hangileriymiş o Kore dizileri. İzlerim vallaha:) Ruhdağım da söylemiş. bir isim bir link var mıdır?

Adsız dedi ki...

3 diziyi bitirdim şimdilik yeliz.favorim Coffee Prens oldu. http://www.koreanturk.com/kore-dizileri/coffee-prince My Girl de eğlenceliydi. Secret Garden'ı indirdik başlamak üzereyim. Sonra da you are beautiful var sırada. bağımlılık yapıyor ama, başlamadan önce uyarayım dedim:)
pınar