6 Ekim 2020 Salı

Düzenlemek değil, düzenli tutabilmek

 Blogcu anne Elif'in #yardımdeğilişbölümü konulu içeriklerini çok eğlenceli buluyorum, çok da yerinde. Onların ailesinden iki nüfus eksiğiz ama bu, ev işlerimizin daha az olduğu anlamına gelmiyor. Bir evde işbölümü adaletli pay edilmemişse, bir süre sonra isyan kaçınılmaz. 

Elif'in bu konudaki içeriklerinin bir kısmını #görünmeyenevişleri oluşturuyor ki, ben en çok onları okurken eğleniyorum. Neden? Çünkü o işlerin büyük kısmını ben de görmüyorum :) Farkında bile değilim!

Mesela en son tezgah üstü bulaşıklığı paylaşmıştı, bulaşıklıkta biriken süzgeç, kesme tahtası, limonluk filan vardı, hani bulaşık makinasına koymazsın, sudan geçiverirsin. Ben de görmüyorum hem de hiç! hatta zamanla o bulaşıklık o eşyaların yeri haline geliyor, orada buluyorum (Bkz. aşağıda Madde5)

Bazı bazı muhterem kocamın bana tane tane anlatması gerekiyor:

Bak Yeliz, robotun toz haznesini boşaltırken şu şu parçaları çıkarıp dolanmış saçları da temizlemelisin.

 hmm peki mantıklı.

Tozlar koltuk minderlerinin altında birikiyor, ara sıra da kanepeyi çekmek lazım. 

Aa sahi neb'çim toz olmuş...

Çamaşır makinesinin kapağındaki plastik şeridin nemini almalıyız, yoksa küfleniyor. 

Bulaşık makinesinin filtresini hiç temizlemediğimiz için bozulma noktasına gelmiş, yenisinde haftada bir temizleyelim.

.... 

Tamam, itiraf ediyorum, görünen ev işlerinin yanı sıra tüm bu görünmeyen işlerin de sorumlusu olarak atanmış (kim, ne zaman, nasıl bilmiyorum) kadınlara göre, bana tüm bunları sabırla anlatan, yapan, yapılması için ev halkını motive eden her şeyden önemlisi bunları görebilme yetisine sahip bir adamla yaşadığım için şanslıyım. 

Diğer taraftan samimiyetle söylüyorum, görmüyorum, hiçbirinin farkında değilim, ve laf aramızda görmemeyi tercih ediyorum, kendi ruh sağlığım için.

Yoksa inan bana temizlik konusunda, anamdan gördüğüm, kodlarıma işlemiş, işi fayans derhzlerini tuz ruhu ile fırçalamaya vardırabilen bir psikopatlığım var. Evet yaptım bunu, sene 2002 filan, yeni evlendiğimizde. Hayır yani kime neyi ispatlamaya çalıştıysam? Hatırlamıyorum bile... 

Ve ne ara "aman ko gitsin"e dönüştüğümü de... Ama olmuş öyle bir şey yoksa on sene önce bloga şöyle bir yazı koymazdım. 

İnsan dediğin değişiyor, gelişiyor. Bugün, on yıl önceki gibi dötümüzü toplayan bir Ümit ablamız olmadığı için belki de, belki de çocuğumuzu büyütürken biz de büyüdüğümüz için düzen ve tertip konusunda optimum bir seviyeye - dikkatinizi çekerim üst seviye mükemmellik değil, optimum -  ulaştığımızı büyük bir gururla söyleyebilirim. 

Nerden mi biliyorum? İnternette gezinirken rastladığım ve hepsini bir şekilde yaptığımızı hayretle fark ettiğim aşağıdaki liste sayesinde!

1. Gelen fatura, zarf vs, bütün posta ile hemen ilgilenin.=> Yaşlı nüfusun çok yüksek olduğu, dolayısıyla dijitalleşmenin ülkemizdeki kadar gelişmediği Belçika'da gelişmiş ve hızlı bir posta hizmeti var, dolayısıyla her gün bir tomar zarf geliyor. Muhterem derhal bu işin üstesinden geliyor. 

2. Yemekten sonra bulaşıkları mutlaka bekletmeden kaldırın => Yazılı olmayan işbölümü kurallarından biri, yemeği hazırlamadıysan sofra kaldırmak senin görevin. Bu da umumiyetle benim oluyor. Ve Arca'yı eğitmeye çalışıyoruz. Despotum bu konuda, tabak sıyırılıp makinaya konacak. Bitti. Laf aramızda bazen salladığım oluyor, ama %95 çayımı kahvemi alıp ayağımı uzatmadan hemen önce mutfağı toplamış oluyorum. 

3.Her sabah yatağınızı toplayın => bak bu konuda muhterem sınıfta kalır ama ben her sabah toplarım. Annem gibi süslü yatak örtüleri ve envai çeşit kırlentlerle süslemiyorum yatağı ama en azından üzerini örtüyorum. Kişisel gelişim uzmanlarının güne başlarken başarı kriteri olarak adlandırdıkları bu eylem benim rutinim. 

4. Mutfak tezgahını boş bırakmaya çalışın => bu maddenin döt toplayanı muhterem. Zira yemek yapacaksa o tezgah boş olacak. Çok zaman ben sofrayı toplayıp bulaşıkları makinaya koyduktan sonra arkamdan tezgah üstündeki her şeyi yerlerine koyduğunu biliyorum. Çünkü o yapmıyorsa, temizlik perileri mi yapıyor? 

5. Her şeyin bir yeri olmalı ve orada durmalı eşya => yukarıdaki maddeden bu işi de muhteremin üstlendiğini söylememe gerek yok sanırım. lakin ben de bazı yeni yerler atayabiliyorum (Bkz. yazının başındaki bulaşıklık)

6.  1-2 dakikada yapılabilecek işleri ertelemeyin, hemen yapın => ya da yaptırın. İşleri dağıtmak... Evde ergene yaklaşmış bir oğlan varsa,, çöp atmak, dolap düzenletmek, bulaşık makinası boşalttırmak gibi ıvır zıvırı kendisine kaktırabilirsiniz

7. Mekanları aşırı doldurmayın. Yüzeylerde boşluk, ferahlık... => Dekorasyonda iddiasızlığımın adı minimalizm. Evin orasına hiç yakışmayan tipsiz bir obje koyacağıma hiç koymuyorum, en azından göz yormuyor.

Dağılmıyor muyuz? Evet hem de nasıl! ama en azından on yıl öncesine göre daha kolay toparlanabiliyoruz. Ve dikkat! Önemli olan düzenlemek değil, düzenli tutabilmek. 

3 yorum:

okuyanguzel dedi ki...

Kesinlikle katılıyorum. Ve benim de görünmeyen ev işlerini yapan bir kocam var. Şanslıyız bence :)

parıldayan çiçek dedi ki...

Mecburen yapıyorum. hayatımı kolaylaştırmak ve zamandan kazanmak için. Torunlarıma öğretmeye çalışıyorum. Eşimle de iş bölümü var. Yemekleri ben hazırladığım için masayı kaldırma ve mutfağı düzenli tutma işi onun. Pazara beraber gitme durumundayız. Bel fıtığım olduğu için torbaların taşınması var. Birde pazarda kendimi unutuyorum. Eğer yalnızsam çok alışveriş yapıyorsam o zaman taksitle arabaya taşıma söz konusu. Ev işleri paylaşmak en güzeli. Yapılan araştırmalarda pandemide %4 kadınlar erkekler % 2 ev işi uğraşma yani kadınlar daha çok.Ancak Türkiye'de kadınlar daha fazla uğraşıyorlar.Sevgiler

*mehtap dedi ki...

Ev işleri bende, dış işler onda. Pazar, market ,tamirat, tadilat,fatura,banka vs.Mutfağa hiç girmesin daha iyi.Gayet temiz iş yapar lakin tam bir eleman kullanıcıdır.Onu ver, bu yok mu, şurayı sil de başlayayım vs.vs.vs.