17 Ekim 2020 Cumartesi

İşler karışık

Son bir haftadır burada salgın rakamları ikiye katladı, birer ikişer her ülkeden önlem artırım bilgileri geliyordu, bizim bura Avrupa’nın covid merkezi adeta! Pandemiye ayrılan yataklar da dolmuş.

Anlamıyorum, hani herkes de müthiş dikkatli nasıl oluyor da bu kadar yayılıyor? Altı ay öncesine göre daha çok test yapıldığı gerçeği durumu açıklamıyor, bir haftada bu nasıl bir patlama? 

Nitekim dün akşam itibariyle tekrar ağırlaştırılmış önlemler getirildi: evde çalışma mecburi, gece sokağa çıkmak yok, night shopların -bizim tekel bayileri gibi dükkanlar -önünü sokak partisine çevirdikleri için içki satışı da belli bir saatten sonra yasak. 

Kuaförden randevu almasa mıydım diye düşünmek için artık çok geç zira an itibariyle kuaför koltuğundan bildiriyorum. Aslında event çekiminden önceye bir randevu almaya çalışmıştım, fakat denk gelmedi, ilk çekimlerle iki hafta sonraki ikinci çekimler arasında görüntü farkım olmasın diye bugüne ertelediydim, artık evde röflemle takılırım:/ moral olsun n’apalım. 

Event çekiminin ilki patladıydı, ikincide dönüşüm muhteşem oldu! Yani yönetmen öyle dedi, boş zamanlarımda sunuculuk yapayımmış. Boş zamanım vardı da!  Bence o kadar iyi değildi, 15 dakikalık sunumu yedi defada tamamlayabildik. Ortaya nasıl bir şey çıkacak hiç bilmiyorum, bitmesi ve de rahatlamamız dışında bir bilmesem de olur. Gerginlikti, zira ilk çekimlerden sonra o bölümde çaloşan bir arkadaş covid çıktı, bak bu haftaya kalsa mesela imkanı yok, çekemeyeceğiz, yasak artık. 

Bir bakıma iyi oldu, ofis gelmeler isteğe bağlı bırakılınca, iyice boku çıkmıştı, sosyal mesafe hak getire. Al işte geçen bir toplantıda iki saat yanımda oturan arkadaşın kızına teşhis konmuş, buyrun burdan yakın. Çember daralıyor, aşıya en azından bu kış umut bağlanamayacağı aşikar, kapanacağız başka çare yok.

Ofise gitmemek hiç dert değil, zaten sosyal kelebek değilim, yalnız çalışmayı seviyorum, ama noel pazarlarının bu yıl açılmayacağı haberi beni derinden etkiledi. Kışı uzun, soğuk, karanlık ve de depresif geçen Avrupa’nın neşesi o pazarlar, zaten sonrası anca bir iki ay dayanıp bahara kavuşuyor, üzerimizdeki depresyonu atıyorduk. Bakalım bu kış nasıl geçecek?

Hala okullar, antremanlar, kurslar devam. Hükümet eğitim devamlılığını sürdürmekte kararlı, bakalım nereye kadar. Hayatı normal koşullarda devam eden Arca’ya hijyen kurallarını sık sık hatırlatmak zorunda kalıyoruz, yoksa salacak iyice. Evde kalsa daha fena tam bir ergen ve ben kendi evladıma katlanamıyorum. Ama bugün bu kadar iç dökme yeter, ergen gerginliği bir yazıya sığamayqcak seviyeye ulaştı. 



11 yorum:

pelinpembesi dedi ki...

Dediğin gibi evde ergen olunca senin çırpına çırpına aldığın önlemlerin önemi yok gibi geliyor çünkü bizde böyle. ben kendimi kısıtladım kesinlikle kapalı mekanlara girmiyorum, arkadaşlarla havalar güzel gittiğinden hep bahçede uzak uzak oturuyoruz
..

pelinpembesi dedi ki...

ama kızım önlem almadan arkadaşlarıyla yakın temas. kafelere falan da gidiyorlar. maskeyi
çene altı yapmış öyle geziyor sonra da eve geliyor. uyarıyorum, sonuçlarının neler olacağını
anlatıyorum ama nafile. ne yapacağız bilmiyorum. zaten her gün okula da
gidiyoruz bakalım bu kışı nasıl atlatacağız..

parıldayan çiçek dedi ki...

Selam Yeliz, sana kolay gelsin. Bizimde büyük torun iki gün okula gidiyor. Sınıf mevcudu on kişi. Kız işte yoğun çalışıyor. Onu kapıdan beş dakika görüyorum. Elden geldiğince dikkat ediyor arkadaşlarla açık alanda maskeli görüşüyoruz. Daha dikkatli özenliyiz. Ancak dünürle torunları birer hafta arayla bakıyoruz. Sevgiler.

yeliz dedi ki...

Ah ya işte bizim arkadaşın kızı da muhtemelen böyle kaptı, gençlerin sosyal mesafeye dikkati çok dha az hem bir de sevgili durumları filan zor yani

yeliz dedi ki...

Ah ya nasıl harika bir fedakarlık sizinki, kolaylıklar diliyorum. Hiç kolay değil. Ne kadar kendi önlemlerimize yoğunlaşmış da olsak herkes aynı şekilde önlem almayınca kökten çözüm olmuyor maalesef. Bizler kendimizi koruyacağız, elimizden gelen bu şimdilik. Sağlıkla kalın:)

Sadece C. dedi ki...

Glühwein tarifim o zaman sana gelsin ;) Balkonda noel pazarı missss.
"1 şişe kırmızı şarap, 1 kutu portakal ya da elma suyu, iki mandalina ya da bir portakal ile 1 limon dilimlenmiş, 6 karanfil, 2 çubuk tarçın (ve isteğe bağlı taze zencefil, nutmeg, kakule). Şarap dışındaki tüm malzemeleri kaynatın, sonra ocağın altını kısıp şarabı ekleyin ve ara sıra karıştırarak ve kaynamasına izin vermeden 30dk pişirin, Sonra ocağın altını tamamen kapayıp 30 dk daha dinlendirin ve keyfini çıkartın."
İkinci dalga Yelizcim, dayanacağız, geçecek... Saçlarını yaptırman iyi olmuş - zaten kendimize yaptırmıyor muyuz ayol :D
Çekimler için de tebrikler, çok tatlıydı bence.

yeliz dedi ki...

Cerencim harika fikir! N'apalım biz de noel pazarımızı kendimiz yaparız:) tarif için çok teşekkürler. ikinci dalga evet biliyor ve bekliyorduk değil mi? Tek tesellim altı ay öncesie kadar hepimiz daha bilgili daha hazırlıklı daha temkinliyiz. Direneceğiz, dayanacağız inşallah geçecek ...

okuyanguzel dedi ki...

Benim ergen babasının yanına gitti ve ben hiç iyi değilim. Çookkk özlüyorum keşke yanımda olsa da trip yapsa... insanoğlu işte :(

yeliz dedi ki...

Ay kıyamam allah kavuştursun. Haklısın ama trip de yapsa eşekler seviyoz

okuyanguzel dedi ki...

Temelli gitti. Artık babası ile Ankara'da yaşamak istiyormuş. Benimle birlikte sürekli şehir değiştirerek yaşamak istemiyormuş. Sürekli okulu ve arkadaşları değişiyormuş. Kendince haklı ama alışmakta çok zorlanıyorum. Liseye geçinceye kadar erteledim bunu ama yine hiç hazır değilmişim ondan ayrılmaya.

yeliz dedi ki...

Hadi ya çok üzüldüm. Ama kendisi bu kararı vermiş, onu desteklemeniz çok değerli bence. Sonuçta yatılı okula da gidebilirdi. Senin için çok zor olmalı ama önemli olan sevgi ve bunun güvenini hissettiği sürece hiçbir şey ilişkinizi zedeleyemeyecek.