30 Nisan 2012 Pazartesi

Ateş eden şey

Arca "tabanca, tüfek, silah" kelimelerini bilmiyor. Yok yav şişinmek için söylemiyorum, benim evladım pek masum, terbiyeli, hiç öyle vurdulu kırdılı şeylerle işi olmaz şeklinde bıkbıklayacak değilim. Sadece "bak bu silah, bu tabanca, bu 38 lik bu kalaşnikof" filan diye detaya girmedik, anlatmadık, görmezden bilmezden geldik silahları. Su tabancası bile almadık, su pompası aldık. Bir nevi "mesaj vermeyelim" kaygısındayız.

Tabii ki o görmezden gelmedi, hatta bizim gözümüzün içine soktu. Eline aldığı her şeyi ama her şeyi bize ateş eder biçimde tuttu. Önce bu Cars filmindeki itfaiye arabası Kırmızı idi. Kırmızının Mcqueen'e su fışkırttığı sahne Arca'nın gözünde Oscarlıktı. Sonra baktık, eline aldığı her şey silaha dönüşüyor. Havlu peçete rulosu, itfaiye arabası hortumu, çubuk, kalem, pipet, ahşap bloklar, legolar, rulo halindeki paket kağıtları…

Ve daha aklıma gelmeyen niceleri.

Bunların ortak adı "ateş eden şey".
Dediğim gibi önce görmezden geldim, sonra “aa ne ayıp hiç silahla oynanır mı? Silah çok kötü bişeydir, cık cık cık”ladım. Hiçbir şey değişmedi. Arca "ateş eden şey" ile ortalığı kırıp geçirmeye devam etti.

Derken bir gün bir kitap okudum. (Var ya her poku kitaba bağlayan sözde entellerden olmama az kaldı, kendimden nefret eder oldum şerefisizim!)

Ben bu kitabın 2 yaş için olanını okumuş, hastası olmuştum. Özellikle konuşma ile ilgili kısmı çok sevmiştim. Neyse kitabın adı “ 3-4 yaşındaki çocuğunuzu büyütürken”.

Kitap, “bu kadar kasma! Çocuk yaratıcılığını konuşturuyor, hayal gücünün sınırlarını zorluyor, elindeki her şeyi bir oyuncağa dönüştürüyor. Sense onun oyuncağına etiketi yapıştırıp heyecanını kursağında bırakıyorsun! Bi relax be kadın! Bir silkin be bir kendine gel! El kadar velet sosyopat olacak değil ya, az gevşe. Eline silah verme ama silah yarattıysa da tepki verdikçe daha beter üzerine düşüreceksin çocuğun. Aa içimi baydın be yeter be! Başlarım senin mesaj kaygına be!.....” demedi tabii: ) Ben uyduruyorum. Ancak yazar benimle şahsen tanışsa kesin benzer cümleler kurardı.

Hep bu "Criminal minds" türevi diziler yüzünden. Çocuğu uyutup izliyoruz sonra evin fertlerine potansiyel sosyopat gözü ile bakıp paranoyanın zirvesine konuşlanıyoruz. Yani İlker bu kadar sallamıyor da ben yapıyorum. (Ulen ne yapıyorsam ben yapıyorum zaten, manyak mıyım neyim?)
Buraya kadar okudum, silkindim. Ve kendi kendime kitapla konuşur buldum kendimi; “iyi çok güzel söylüyorsun da ne ediciiz o halde”

Bir dönemmiş, geçecekmiş, geçiş sürecinde çocuğa “aman silah kötüdür, tu kaka” demeyecekmişiz. “hmm yoksa kötü adamları mı yakalıyorsun?” diyecekmişiz. Böylece yaratıcılık konusunda bebemiz eli böğründe kalmayacakmış.

Güzeeellll….

De, bizde durum biraz garip oldu.

Geçenlerde okuldan da kankası kuzen Duru ile kendinden bir yaş küçük kuzen Doruk bize misafirliğe geldiğinde Arca o kadar çığırından çıktı ki, kaç defa odasına gidip “özel görüşme” yaptığımızı hatırlamıyorum kesinlikle. Neyse oyunlardan biri de tabii ki “ateş eden şey” ile çocukların arkasından koşturup “fflfşşş” yapmaktı. Ben de dersimi çalıştım ya bir özgüven bombası olarak Arca’ya; “aa annecim ne güzel oynuyorsun, kötü adamları mı yakalıyorsun?” dedim,

Bir Arca klasiği olarak döt edildim; “uff hayır annem, ben kötü adamım! Hepsini öldürücem!”

Hönk diye kaldım tabii. Aldı mı bir telaş! Allah muhafaza sosyopat olmasın bizim oğlan?

7 yorum:

Fikriye Filtresiz dedi ki...

Ayyy sabah sabah ne güldüm!:)) Çocuk yetiştirme dediğin deneme yanılma, ya tutarsa diye bekliyorsun ama merak etme senden olan çocuk sosyopat falan çıkmaz, iyi bir ev erkeği çıkar:)))

Hatice ST dedi ki...

ayyy çok güldüm valla ben de sabah sabah.. ağzına diline kalemine zekana sağlık ne diyim.. çok yaşayın hepiniz ;)

ElfAna dedi ki...

Kasma bu kadar annem:)) Butun cocuklar ates eden seylerle oynar. Cogu da bir donem kotu adam olur. Alpi' yi gondereyim ben sana da taktik kap;) Yerim o kotu adami.

Hatice ST dedi ki...

ya bir de o kitabın 2 yaş için olanının adı neydi? alıp okuyayım, bizimki 2 olmak üzere..

yeliz dedi ki...

iyi ev erkeği edip senin küçüğü istemeye mi gelsek diyorum reyhanım:)

Sağol Haticecim, iki yaş için olanı için link veriyorum:
http://www.dr.com.tr/Kitap/Iki-Yasindaki-Cocugunuz-Buyurken/Diane-OConnell/Egitim-Basvuru/Aile-Cocuk/Aile-Cocuk/urunno=0000000137840
kesinlikle tavsiye ederim, çok faydalandım, empati kurma konusunda yardımcı oluyor.

benim okumakta olduğum : 3-4 yaş için olanı.

elfanam:)))

Leylak Dalı dedi ki...

Hakkaten kasma Yelizcim. Güya biz de almadık, direndik, hatta birinde bir laser tabancası için nasıl içi gidip titrediğine, gizli gizli ağladığına şahit olduk (şimdi eşşekler gibi pişmanım almayıp çocuğu o hale soktuğum için) ama ne oldu birkaç yıl içinde hepsini aldık, alana karışmadık. Sonunda benim oğlan ne kötü adam oldu, ne hırsız, ne de polis. Silahla, vurdu-kırdıyla başı zerre hoş olmayan bir yetişkin oldu. Ol nedenle bırak dağınık kalsın, yorma kafanı. Su yatağını buluyor sonunda...

Adsız dedi ki...

bence de, bu kadar baskın ve açık görüşlü izmirli anneden ancak çok iyi bir ev erkeği çıkar. yakında eline bezi verip ev işine de sokarsın çocuğu, tam ideal evlenilecek erkek olur:)) mercan