30 Nisan 2012 Pazartesi

Beni habersiz bırakma

Çağımızın korkulu rüyası “bihaber olmak”. Aman habersiz kalmayalım.

Hani şu sigaraların üzerine “öldürür!” “kanser yapar!” filan yazıyorlar ya, hah onun yerine “habersiz kalırsın”, “facebook’una halel gelir” “twitter hesabın hack’lenir” filan yazsalar daha etkili olur şerefsizim. Ha “iktidarsız olursun” mesajını sollar mı bilemem ama bir caydırıcılığı olacağı kesin!

Şaka bir yana, sosyal medyanın çıkış noktası bu kanımca. İnsanoğlunun “haber alabilmenin keyfi” kodlu genlerine gönderme yapıyor ve sinyaller anında yerini buluyor. Bir defa haber almanın, bilgilenmenin tadını alan bünye bu illetten katiyen kurtulamıyor. Eh işin içine bir de merak girdi mi…

Toplantıya girdin çıktın, eyvah bu arada bir şey olmuş mudur acaba? Hemen facebook’a saldır, senden habersiz fotoğraf yüklenmiştir maazallah.
Çin’de ilk birkaç gün blogger’sız kaldım, elim ayağım kesildi. İnsanlar ne yazmış, ben yazamıyorum, hayır, olamaz! Çinlilerin nasıl bu kadar çalışkan oldukları belli, facebook yasak, blogger yok.

Bir de nasıl kolay ulaşılabilir artık şu sosyal medya dedikleri. Bilgisayar açmaya üşenene akıllı telefon var, barnaklamana bakar.

“Tüketim” ve “bilgi” aynı cümle içinde kullanıldığında adres kesinlikle Twitter! Zaten günümüz tüketim çağının zirvesinde, eh Twitter da bence bu işin mokunun çıktığı yer. Çünkü bilgi çok hızlı akıyor. Sürekli bir güncelleme. Bilgiyi peynir ekmek gibi tüketiyoruz.

Geçen hafta ablamla muhabbet ediyoruz, meğer benim dar çerçeve bakış açım şehirli yetişkin profili ile sınırlıymış. Ablam “artık seneye Duru’ya bir cep telefonu almak lazım” dediğinde aval aval baktım, nasıl ya diye.

(İstanbul depremi sonrası zorla çantama atılan – o gün sadece gsm çalışmıştı ve bana Elvandan ulaşabilmişlerdi, evet burun kıvırdığım cep telefonundan! - ateş tuğlası Ericsson 688’i toplum içinde açıp konuşmaya utandığımda 21 yaşındaydım! Dolayısı ile böyle aval aval bakmam gayet doğal)

Meğer bizimkiler geç kalmış bile, Duru’nun (10) arkadaşlarının 7 yaşından beri cep telefonları varmış. Yok artık! Ben evin anahtarına sahip çıkamazdım o yaşta, cep telefonu sorumluluk kardeşim! Yolunu da bulmuşlar, telefonları okuldaki müdür muavinlerine teslim ediyorlarmış. Bu çocukların kendilerine ait facebook hesapları varmış.

“Bihaber kalma” kabusu, gençliği avucunun içine almış bile. Sözün bittiği yerdeyim.

Dolayısı ile geçen gün internette ödem attırıcı diyet ararken okuduklarıma hiç şaşırmadım.

Dur bu da başka postun konusu olsun çorba etmeyelim!


Birkaç ay öncenin fotoğrafı, doğum gününde Umidi ile konuşurken...


2 yorum:

Oz dedi ki...

Bir yasima daha girdim :) Yakinda 3-4 yasindaki bebelerde disari cep telefonsuz cikmazsa hic sasirmam :)

ayak izleri-sevgi dedi ki...

7 yaşında telefonmu verilirmiş çocuğa ya.. böyükk sorumsuzluk valla.. cık cık cık... 10 yaşında da araba alırlar bu çocuklara mazallah..