Bazı günler kötü geçer.
İşler yolunda gitmez bazen. Dün mesela, sabah ofise gittiğimde hiç
keyfim yoktu. Hatta tüm gün kendimi çok gereksiz hissettim. Bir türlü motive
edemedim kendimi. Birkaç iş hallettim, bir tanesi süründü elimde. Diyorum ya
keyifsizdi! İnsan bir işe yaradığını, bir şeyleri hallettiğini, tamamladığını
hissettiğinde kendi de tamamlanmış gibi oluyor. Neyse ki evde tamamlanmayı
bekleyen işler vardı. Sabahtan ıslatılmış nohut ile çözdürülmüş etten ertesi
güne yemek yapılacaktı. Ütüler vardı, İlker’in ve Arca’nın t-shirtleri…
Piyano çalışmaktan
sürekli yırtmaya çalışan Arca’nın yakasını bırakmadım, ben ütü yapacağım, sen
de çalacaksın diye direttim. Kendini Mozart mı sanıyor ne, iki tıngırdatıp
olmadı mı bırakıveriyor. Ütü yapmama da gıcık oldu. Hayal kurayımmış o
çalarken. Peki. Sırt üstü uzandım, gözlerimi kapattım, meditasyon pozisyonuma
geçtim. Çocuk haklıymış, iyi geldi hayal kurmak. Hem bana hem de Arca’ya çünkü
hayallerimi dinlemeyi o kadar sevdi ki, defalarca çaldı parçayı. Bir Mozart
diyemeyiz ama Fazıl Say olabilir puhahahah…
Bütün günün keyifsizliği
ve işe yaramamış hissiyatımı aldı götürdü, el kadar velet gülümsetti beni…
Gün içinde gülümseyecek
bir şeyler bulmanın insana ne iyi geldiğini fark ettirdi. Olumla demiyorum,
bak, Pollyannacılığa varan günümüzün iyi hissetme trendi değil bahsettiğim,
belki şükretmek belki de başka bir şey ama şu var ki, gülümsemek iyi geliyor.
Belki yaydığımız enerji bize dönüyordur, kim bilir?
Gülümseten sebepleriniz
çok olsun efem…
2 yorum:
Amin diyelim. Bugünlerde ben pek bulamıyorum da..
Yelizcim, geçenlerde bir yerde okudum. Eskilerden bir söz varmış; 'kara gün, kararıp kalmaz' derlermiş. Çok doğru. Karanlık sıkıcı ve umutsuz da başlasa ufacık bir sebep, ufacık bir gülümseme insanı iyi edebiliyor ve günün kalanını güzelleştirebiliyor. Sebepse aslında çok fazla var etrafımızda, bulmayı arzu ettiğimiz kadar çok:)
Yorum Gönder