6 Ocak 2011 Perşembe

5 Adımda Oyuncaktan Yana Sadeleşme Rehberi

Geçenlerde İlker, Arca’nın oyuncaklarını eleyelim, dedi. Hay hay! Canıma minnet!

Hemen bir aksiyon planı devreye sokuldu.

Birinci adım : Hangi oyuncaklar var?
Liste söz konusu olur da ben durur muyum: )

1. Sayısız araba, kamyon, otobüs, kepçe…
2. Ahşap puzzlelar (tutmalı ve içiçe geçmeli olanlardan)
3. Bul tak
4. Ahşap çekiç
5. Ahşap geometrik şekiller
6. Tamir seti – 2 set
7. Toplar
8. Hayvanlar
9. Ahşap bloklar
10. Tırtıklı legolar
11. Clippo
12. Küp blok lego
13. Bulmaca ahşap araba
14. Kuklalar
15. Ahşap tren seti
16. Yaramaz toplar
17. Şimşek Mcqueen üzerine binilen araba
18. Kaynana zırıltısı
19. Müzik aletleri
20. Medikal set (bu lafa koptum!! Ablam telefonda “Arcanın medikal seti var mı , hediye alabilir miyim dedi. Ne len medikal set! Oldum. Tecrübeli kadın tabi konuşurken terimleri doğru kullanıyor. Bildiğin doktorculuk oynama şeysi:) )
21. Hamurlar
22. Boya kalemleri
23. Bowling seti
24. Onlarca peluş hayvan
25. Balık-olta seti
26. Matruşka

İkinci adım : Görüşleri almak!

Önce uzman görüşleri alındı. Başak'ın bu çok güzel yazısını bir daha okudum.

Ayrıca Damla da geçtiğimiz günlerde güzel bir tecrübesini paylaşmıştı, çok faydalı oldu, kitubinin yazısı için bir tık

İlker, super gözlemcidir, iyi tespitleri vardır, hatta Hülya ile ortak tespit genine sahip olduklarını düşünürüm. Hemen söyledi, "ilk arabam" gidecek. Yer kaplıyor, oynamıyor, yaşına uygun değil! Hmm ama bir arkadaşı gelince biri mcqueen’e biri arabaya binip yarış yapıyorlardı? Emin olamadım. Ümit ablaya sordum.

Ne de olsa biz kısıtlı zamanımızı daha çok yumularak tepişerek geçiriyoruz, Ümit abla daha uzun süreler Arca ile birlikte oyun oynuyor.

Sonuç? İlk arabam gidiyor!

Sonra clippolarla hiç oynamadğını söyledi. Hemen listeye bir çizik daha atıldı.

Müzik aletlerine hiç ilgi yok artık. Babasının çocukluk orgu geldi, emektarların pabucu dama atıldı.

Küp blok legoları da oynamıyor, ahşap bloklarla oynuyoruz deyince, bir çizik de o maddeye. Oh rahatlıyoruz.

Ahşap puzzle’ların tutmalı olanları hani tek tek parçalı olanlar, hiç ilgilenmiyormuş. En son Kipa’dan 5 TL’ye aldığım 9 parçalık içiçe geçmeli yapboz seviyormuş. Aa şahane! Ahşap puzzle’lar ŞUT!!

Birkaç tane de benden gelsin.

Bul-tak güzel bir oyuncaktı renkleri ve geometrik şekilleri bu oyuncak sayesinde öğrendi ancak artık yaşına uygun değil, miyadını doldurdu. Gidecek!

Bowling seti ile pek oynamıyor, topu da çok ses yapıyor. Belki vermeyiz ama şimdilik saklayacağız.

Tamir setlerinden eski olana hokkayay!!

Bulmaca ahşap araba, yaşına uygun değil, biz yaparsak oynuyor, kötü seçim! Bowling seti ile birlikte saklanacak, belki sonra?

Doktorculuk oyuncaklarının hastası. Ancak o arabası var ya o arabası , acayip yer kaplıyor. Eski bir çantamı doktor çantası yaptım, aletler onun içine , arabaya güle güle!


Peluş hayvanlar ve bebekler büyük dert! Biz bunları odasındaki rafında dursun, dekorasyonun bir parçası olsun diye almıştık, sürekli o plastik koca kutunun içinde. Ben düzenliyorum, Arca hepsini oyun odasına yığıyor. Şimdilik çözüm o koca plastik kutuyu iptal etmek!

Üçüncü Adım: Kararlar alındı, uygulamaya geçiyoruz.

İlker yoktu dün akşam, işe giriştim. Yaşının oynamak için büyüdüğüne karar verdiğimiz oyuncaklar, daha sonra kuzenler oynar düşüncesi ile babanenin evine yollanmak üzere paketlendi.

Yaşının oynamak için küçük olduğunu düşündüklerimiz o iptal edilmeye karar verilen plastik kutuya konarak arka odaya şutlandı.

Arabalar ikiye ayrıldı, özellikle benzer özellikte olanlardan sadece bir tane bırakıldı. Kalan arabalar kutu içine yığılmadı, rafa dizildi. Rafta epey yer kaldığı için doldurması sorun olmadı.

Dördüncü Adım: Dağılım

Bizim ev görece büyük. Daha doğrusu Arca’ya ayrılan bölüm sayısı fazla. Oyuncakları oyunları böldük.

Arca’nın odası mobilyalar fazla ve çok da yer olmadığından sadece kitap, boyama, hamur işlerine ayrıldı.

Salonda tren seti duruyor. Ayrıca parkeler araba pisti olduğu için salon tren ve araba oynama odası denebilir.

Oturma odası yaklaşık 1 yıldır Arca’nın oyun odası. Özellikle Ümit ablayla bu odadan pek çıkmıyorlar. Oyuncaklar, müzik bu odada. Tabii kesin çizgiler yok yani Nilda geldiğinde masa bu odaya taşınıyor. Kitap çoğunlukla “kımını” koltukta okunuyor. Ama araba oyunu için tercih etmiyor, tren için de dar bir alan.

Arabada dursun diye, 3 boyutlu kitapları, mıknatıslı yazı tahtası ve ayrılan arabalardan birkaçı eski sırt çantasının içine kondu.

Beşinci Adım: Tespitler, özeleştiriler, yapıcı eleştiriler

Tespitlerimizi eleştirilerimizi sıralayalım ki bundan sonra daha dikkatli olalım.

Oyuncak konusunda genelde çok abartmadığımızı düşünüyordum ama iyimser düşünmüşüm. Hatalarımız çok olmuş. Bir kaç aylık periyotlarla eleme yaptığımıza göre?

Kendimi eleştireceğim en önemli nokta, ucuz bulduğum, Arca’nın sevdiğini düşündüğüm oyuncaklardan gereksiz almışım! Örneğin ahşap puzzle (takmalı olanlardan). Gerçekten bir ara deli gibi oynuyordu, ve ben BIM’de ucuz bulunca düşünmeden birkaç (tam olarak 6 :P) tane almışım. Ezberlemiş artık hiç bakmıyormuş. Aynı tuzağa yine düştüm aslında, Kipa’da 9 parçalık geçmeli olanlardan ucuz diye 3 tane aldım.

Doğru yaptığım şey şu, hepsini aynı anda çıkarmadım, eğer beğenmezse arkadaşlarına hediye ederim diye düşündüm. Ama yine de gerekli miydi?

Sonra o araba bulmaca gerçekten yaşına uygun değil, ben bile zor buluyorum. Yine BIM’den ucuz diye almıştım.

Arabaları da çok çok fazlaydı bence koca bir kutu tekerlekli nesne! Ümit abla kıyma onlara onları çok seviyor dedi ama gözümü kararttım bir kere, en azından azaltacağım.

Sonra bazı oyuncakları gereksiz tutmuşuz. Tırtıklı legolar geldikten sonra Clippolara gerek yoktu, kaldır değil mi? Ya da ilk arabam gerçekten sadece duruyor. Son birkaç gündür oynadığını görmesem yaramaz topları da kaldıracağım ama?

Oyuncak konusunda İlker bir ara abartır gibi olmuştu. Özellikle sabah evden çıkarken "sana ne getireyim gelirken" gibi çok çok tehlikeli bir soru sormaya başlamıştı. Hatta bir gün Ümit abla ben çıkarken Arca'ya : "annen ne getirsin sana?" diyerek bir sonraki aşamaya geçmişti. Benim cevap hazır tabii "ben kendimi getireceğim annecim:)" (narsist ana:P) Ama doğrusu bu! Çocuklar birşeyler getireceğiz, onları oyuncaklara boğacağız beklentisi içinde olmamalılar. Elimde oyuncakla hatta kitapla bile gelmemeye çalışıyorum. Kitapları kargocu abinin hediyesi sanıyor. Üstelik şimdi hediye olayına iyice sarmış durumda. Paketli sabunları bile hediye diye açıyor. Dikkat etmek lazım. Artık İlker de kesinlikle bu kırmızı noktalı cümleyi zikretmiyor.

Takdir ettiğim, kendimizi tuttuğumuz noktalar da var. Örneğin bu tamir setini taa Mayıs ayında İstanbul'daki toptancıdan yarı fiyatına almıştım. Eve geldiğimde Arca uyuyordu, İlker seti görünce sakla bunu görmesin dedi. İçim kaldı, çok heyecanlanmıştım çünkü. Allahtan aynı zamanda İlknur küçük bir set hediye etti ve Arca ilk tamiratlarını bu setle yaptı. Yılbaşına kadar çıkarmadık, iyi yaptık, çünkü heba olacaktı, yaşı henüz küçüktü.

Diğer iyi yaptığım şey ise Tuna gibi bir gurunun tavsiyelerine kulak kesilmek oldu. Zevkleri tutuyor işte! Bitti!

Son olarak oyuncakçılarda İlker Arca ile anlaşma yapıyor, elini kesinlikle bırakmamasını, sadece bakacaklarını söylüyor. Geçen Agora’ya gittiğimizde Joker’e daldı ama İlker uyarınca elinden tutu ve hiçbir şey almadan çıktık. Tabii ki biraz daha büyüdüğünde tutturmalar olabilir, şimdiden çözdük diyemem!

Sonuç:
Ay pek bi eledik yav, dur ben bir eksikler listesi yapayım:P

16 yorum:

saricizmeli dedi ki...

bizim evin aynısı:) yağcıbedirlerden sonra, kitaplıkta:))

bir de o doktor setinden ue'de de var. bu ara gözlüklerine taktı. gerçi yanlarını çıkarıp kııııdııım demeye bayılıyor.

Ben de pıtırcık doğsun da, oynamadıklarını eleyelim diye bekliyorum:))

saricizmeli dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
füsfüs dedi ki...

ohh yeliz ben okurken bile ferahladım biliyor musun:) ne güzel olmuş. oynamadıklarıo kadar çok ki defnenin de. hem nereye koyacağız derdi hem ya oynarsa ümidiyle tutuyoruz işte manasızca. aşağıda bodrum var, oraya koysak bir daha çıkarmayız diye cesaret de edemiyorum. çıkmasa ne olur sanki? bir kere eleme yaptık bir daha yapacağız galiba. bu arada doktor seti ben de almıştım ve defne oyuncaklara ilgisiz diye en ucuz ve uyduruk olanı aldım ama şimdi tek oynadığı oyuncak o gibi. keşke daha iyi birşey alsaymışım:)

Deli Anne dedi ki...

Onu bunu bilmem de çok nezih bir ortam gördüm son fotoğrafta ve pek hoşuma gitti.. çok seviyorum öyle tertipli düzenli olmasını her yerin.. ama çocuk odalarında bu kaide kolay bozuluyor. Biz de Selim küçükken moskovaya yerleştik bir fasıl TR de kaldı. dağıttık.. sonra moskovadan petersburga büyüüüük bir valiz dağıtıldı orda.. çok sevdiğim oyuncaklarını ise belki kardeşi olur diye TR'ye göndermek üzere şirkete teslime ttik.. koca bir valiz gene.. çalındı.. ona çim yandı.. hala da yanar allah affetsin.. çok güzel kitaplar vardı içinde.. neyse buraya geldik sonra gene petersburgdan bir koca oda nerdeyse orda kaldı.. geldik dımtıslak amma velakin 2 sennede gene devasa bir birkim.. geçen sene bir sürü attım.. gene temizliğe girişmem gerek ve olur olmaz şeyi almayı kesmem.. bir de çocukların ilgisi de kayboluyor ya, ondan da elimizde patlıyorlar çok fena.. aman post oldu bu yazı.. öperim

larcencielblog dedi ki...

Çok iyi yapmışsınız Yeliz... evet, son fotoğraf epey ferah görünüyor!

Ben de yeniden bir sadeleştirme işine girmeliyim; yılbaşından sonra tozuttu ortalık!

Yalnız, o kadar sürekli bir oyuncak alımı var ki, rotasyon amaçlı kutuya kaldırdıklarımı geri çıkaracak imkanı bulamıyorum. Hayır, ben almıyorum... sanırım yılbaşından sonra durulur biraz; ama bu ara felaket :) Nerey koyacağım oyuncakları bilemedim, keşke bizim kuzen Bahar Fransa'ya gitmeden bir posta daha eleseymişim :)

Serpil dedi ki...

Ellerine sağlık. Gayet düzenli olmuş. Bu düzen kaç dakika sürdü desem?:) Arada tazalemek gerekiyor..

alev ertürk dedi ki...

yelizcim bu ne vallahi okurken tuhaf oldum kendimi de suçlu hissettim diyebilirim bu saydıklarının içinde araba ve bir tane tahta puzzle dışında hiçbirisi yok yiğitin oyuncakları genelde hediye ya da kuzanimizden bize gelenler :(( bak şimdi üzüldüm çoğu kez elime aldığım oyuncağı fiyatına baktıktan sonra bırakıyorum ne yalan söyleyim :(( sadece kitaplara cimrilik yapamıyorum bak şimdi ben kendimi çok cimri bir anne hissettim :((( ama odanın düzenlenmiş haline bayıldım ellerinize sağlık :))

yeliz dedi ki...

sarıçizmelim yok birbirimizden farkımız biz osmanlı bankasıyz:)))

yeliz dedi ki...

füsuncum bunlar tabii hangisi kaliteli bilmiyorlar:) yüzüne bakmadığımız oyuncaklar en kıymetlileri:)

yeliz dedi ki...

off deli anne, roman gibi film gibi bir hayat. evet üzülüyorum ben de ilgisi kaybolunca benim kaybolmuyor ya o da hep oynasın istiyorum:)

yeliz dedi ki...

Başakçım ben deönümüz yaşgünü diye giriştim biraz da. şimdi bir dolu yeni oyuncak gelecek. zaten yılbaşında geldi. ne kadar yapsak yığılıyor. anane babaneye de çözüm bulmalı

yeliz dedi ki...

serpil gece uyuduktan sonra yaptım, sabaha kadar sürdü. yoksa mümkün değil:)

yeliz dedi ki...

alevcim aslında güya ben de cimriyim:) hehe pek değilmişim. link verdiğim Başakın yazısı oku bence. gerçekten o kadar oyuncağa ihtiyacı yok. biz evdeyken hiç oynamıyoruz oyuncakla

Damla dedi ki...

Oh, elinize sağlık, pek iyi gelmiştir.

Adsız dedi ki...

I live in Zevenbergen, Netherlands and my job in fact deals with this area.
Passion in what you believe and in putting it into words is a true talent.

Your writing is informative, illuminating,
and passion-driven, all of which I deeply appreciate when dealing with
this topic.

Feel free to visit my weblog :: 35115

Ebru dedi ki...

Merhabalar,

Günümüzde minimalist yaşamın popülerlik kazanmasıyla birlikte bazı terimlere ve yaklaşımlara aşina olduk. Bu yaklaşımlardan biri de; Less is More. ”Az, çoktur” felsefesi. Bu yaklaşımın özünü ve ne anlama geldiğini, karantina süreciyle birlikte daha iyi kavradığımızı düşünüyorum. Çünkü karantina süreciyle birlikte tüketim alışkanlıklarımız da değişti. Birçoğumuz sahip olduklarımızla mutlu olmanın farkına vardık. ‘’Less is More’’ hakkında yazdığım yeni yazımı okumanız için izniniz olursa sizinle de paylaşmayı çok isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/less-is-more-nedir/

Sadelikle ve sağlıkla kalın.