7 Haziran 2011 Salı

“okul bakmaa gidiyoz!”

Kreş gezmek için cuma günü izin aldım, Arca da sabaha turlarına bizimle katılırken böyle diyordu “okul bakmaa gidiyoz!” evet gittik aldık boyumuzun ölçüsünü geldik.

İstisnaymışız biz öğrendik, bulutların üzerinde geziyormuşuz, balonumuz söndü, iniverdik.

İstisnaymışız çünkü diğer velilerin aksine;

Biz çizgi film izletilmesine fitil oluyoruz, çizgi film izlemenin yerinin okul olmadığına inanıyoruz. (sadece bir tanesinde ayda bir sinema günü yapıldığını ve öncesi ile sonrasında film ile ilgili çalışmalar yapılarak interaktif hale getirildiği anlatıldı, diğerleri için çok doğaldı, çok normaldi)

Biz yıl sonu gösterisinin ne şartlar altında yapıldığını soruşturuyoruz (dikkatinizi çekerim var mı diye sormaktan vazgeçtik, illa ki var! Yaklaşımlarını soruyoruz sadece).

Biz kışın çocukları bahçeye çıkarıyorsunuz değil mi diye araştırıyoruz, aman ha çıkarmayın demiyoruz.

Biz elimizde anaokul müdiresinin bıyıkaltından güldüğü bir kara kaplı deftere aldığımız notları taşıyoruz yanımızda.

Dik merdivenleri sorguluyoruz. Çimden halıdan geçtim, koşmaya müsaade etmeyen küçük bahçeye dudak büküyoruz.

Biz "ağlar ağlar alışır" şeklinde yönetilen bir alışma sürecine dehşetle hayır diyoruz.

Biz çok methedilen yemek listelerini aldığımızda ikindi kahvaltısı için meyvanın yanına şokellalı ekmeği görünce hayretler içinde kalıyoruz. Hangi insan evladı şokellalı ekmek varken elma yer?

Yedi adet okul gezdik. B.k atacak değilim, benim beklentimi karşılamaz başkası sever mutlu olur. Ama içindeki eğitmenlerini sevdiğimiz okulun fiziki koşullarından tırstık, fiziki makyajı pek güzel olanın ya eğitimi hakkında nahoş şeyler duyduk ya da sınıflarını kalabalık bulduk.

Ahşap oyuncaklardan, Montessori, Waldorf gibi ekolleri takip etmelerinden, iki dille eğitim yapmalarından, gerçek çim bahçelerden, domates salatalık ekmelerinden, yüzme havuzlarından, kuştüyü yataklardan geçeli çok oluyor.

Atla deve değildi istediğimiz, sadece;
- Şefkatle yaklaşılacağına inandığımız insanlar
- Temizlik ve tehlikesiz fiziki koşullar
- 8-10 kişilik sınıf ve sınıf için iki öğretmen
- Sürekli bir çocuk psikoloğu
- Her gün çıkılacağına inandığımız kullanılabilecek bir bahçe
(Bir de mümkünse yıllık 20.000 TL olmasın be, o-ha dedim yani!)

Bu beş maddeyi bir arada bulunduran, -hadi işimizi biraz daha kolaylaştıralım - birkaçından fedakarlık edebileceğimiz bir okul bile bulamadık henüz.

Omuzlarımız düşmüş halde eve döndüğümüzde Ümit ablaya "böhhüüü gitme bizi bırakma!" diye ağlayacaktık neredeyse. Hatta bir süre daha, başka bir bakıcı ile devam mı etsek acaba diye düşündük. Ama ne olacak en fazla Arca bir yıl daha büyümüş olacak. Sürecin çarkına bir defa daha gireceğiz.

Bu süreçte değerleri fikirlerini paylaşan Elfanam, sağduyusu ve tecrübeleriyle destek olan dostlar var neyse ki...

Vazgeçmiş değiliz, en azından şimdilik.

16 yorum:

gülcan dedi ki...

keşke gaziemir de oturuyor olsaydınız bildiğim ve güvendiğim çok güzel iki tane anaokulu - kreş var

ışıl dedi ki...

narlıdere tansaşın ordaki harikalar diyarı ana okulunu sordunuz mu ? tavsiye edebilirim..

laleninbahcesi dedi ki...

Yelizcim, benim büyük kızım Naziş, anaokulu öğretmeni... Türkiyenin en iyi okularından birinin anaokulunda(İstanbul..E.r.k.e.k L.i.s.e.s.i.n. de.) Senin istediğin koşulların hepsi mevcut. Sınıflar 9 kişi falan. Ücreti söylemiyorum. Senin yazdığının çok çok üstünde...Bunları yazmamın nedeni şu, Naziş bu koşullarda bile dört yaşından önce anaokuluna hep karşı çıkar. Ama çalışan anne için kaçınılmaz bu ayrı konu tabi.Valla hayatın sarp ve dikenli yollarında yürümektesin. Kolay gelsin diyorum.

Fatma dedi ki...

İsteklerin çok normal istekler de canım işi ticarete vardırmışlar, gözüm korkuyor doğrusu daha bunun ilk okulu var lisesi var var da var. Kolay gelsin sana ve tez zamanda aradığınız okulu bulursunuz inşallah.

yeliz dedi ki...

sevgili Gülcan,

Maalesef çok ters bize Gaziemir. Basın Sitesi oturuyoruz birimiz Narlıderede birimiz Bornovada çalışıyoruz. lokasyon büyük dert maalesef.

yeliz dedi ki...

evet Işıl, oraya gittik. Ücretleri yüksek olmasına rağmen çok güzel görünüyor, aklımız kaldı. Sadece yol gözümüzü korkutuyor. İlker Narlıderede ama illa ki bir servis olayına girilecek. Servis için çok küçük görünüyor gözümüze.

yeliz dedi ki...

Sevgili Lale ablacım,

Eğer Ümit ablamız bizi bırakmayacak olsaydı 4 yaşından önce kreş - okul düşünmüyorduk. Şimdi yeni bakıcı sonra yine anaokuluna alışma süreci biraz gözümüzde büyüdüğünden direkt kreşe başlatsak diye çıktık yola. ama hala yeni bir bakıcı ile bir süre daha idare etmek seçeneklerimiz arasında.
İstanbulda da olsa bizim kriterlerimize uyan bir okulun varlığı mutlu etti:)

yeliz dedi ki...

İnşallah Fadişçim, hepimiz için hayırlısı olsun.
sevgiler

saricizmeli dedi ki...

İçim bayıldı. UE de dedesiyle dışarı çıktı yap oğlum sadee bir kahve de ferahlayayım diyemiyorum. Dönüşte ben de kreşe vereceğim UE'yi. Üstüne üstlük bir de bakıcı arayışına gireceğim eve. İçim darldı, poffff...

saricizmeli dedi ki...

İçim bayıldı. UE de dedesiyle dışarı çıktı yap oğlum sadee bir kahve de ferahlayayım diyemiyorum. Dönüşte ben de kreşe vereceğim UE'yi. Üstüne üstlük bir de bakıcı arayışına gireceğim eve. İçim darldı, poffff...

Adsız dedi ki...

Merhaba,
Yaşadığınız sıkıntıları 2,5 yıl önce yaşamış biri olarak sizi çok iyi anlayabiliyorum. Benim oğlum 3-yıldır aynı kreşe gidiyor. Ben memnunum, öğretmenimizden ve özellikle pedagogumuzdan. Yeri Mitathapa Cad. Küçük kulüp. Bence bir görüşün.

yeliz dedi ki...

sarı çizmelim kolaylıklar dilerim bacım işin çok zor çok:)

yeliz dedi ki...

Sevgili Adsız,
Gezdiğimiz okullar arasında en çok aklıma yatan içime sinen Küçük klüptü. Sinem hanıma bayıldım, küçük yaşlarla ilgilenen Melike hanımla tanışamadım ama çok güzel şeyler duydum hakkında. Ama fiziki koşullarından çok çekindim. Sınıflarının küçüklüğünden, bahçenin darlığından korktum açıkçası. hani allah muhafaza merdivenden düşse birkaç basamak değil iki kat birden yuvarlanacak, ya da koşamayacak gibi geldi. ama sonuç olarak en düzgün yaklaşan yer orasıydı. Sizin gibi velilerden güzel izlenimler duymak da iyi. Peki çocuğunuz fiziki koşullar sebebi ile hiç zorluk yaşadı mı?

Adsız dedi ki...

Bizde Melike ile başladık. Melike çok pozitif ve enerjiktir. Bu yapısı çocuklarla daha kolay iletişim kurmasını sağlıyor. Ege Melikeyi çok sevdi açıkçası. 4 yaş grubunda öğretmen değişiyor. Sinem işini gerçekten çok düzgün yapan, piyasaya oynamak yerine çözüm odaklı davranan bir pedagog. Ben onun yaklaşımıda çok seviyorum. Fiziki koşullara gelince, ben Ege okula başladığında çok küçük olduğu için servisle gidebileceği bir okulu hiç düşünmedim. Bu civarda bulduğum en kayda değer okul buydu başlangıçta. Ancak bir süre sonra yaklaşımın ve güvenin herşeyin üzerinde olduğunu farkettim. Merdiven konusunda ilk etapta öğretmen nezaretinde inip çıkıyorlar. Sonradan kendileri uzman oluyor açıkçası. Biz pek zorluk yaşamadık. Sevgiler. Gülen

ışıl dedi ki...

Yaliz merhaba,

Sarp da 36 aylık ve bende eylülden sonra kreşe vermeyi düşünüyorum ve tercihim sanırım Küçük Kulüp olacak ama Narlıdere kampüsü..Yeni açıldı hatta açılmak üzere..düz ayak bahçe içinde ikiz villayı alıp ortadan birleştirmişler sınıflar falan gayet düzgün en önemlisde havuz yok..benim korkulu rüyamdır havuz..gidip orayıda görmeni tavsiye ederim göztepedeki yerinden daha ferah..Sevgiler..Işıl & Sarp..

Unknown dedi ki...

Merhaba,

Kızım 3 yaşına geldiğinde kreş arayışına girdik. Bizim için öncelikle güvenebileceğimiz bir kurum olması önemliydi. Bunun için de çocuğumuzu emanet edeceğimiz öğretmenin, üniversitede örgün öğretim okul öncesi öğretmenliği eğitimi almış çok önemliydi; çünkü biz anne babası olarak bazen tek çocukla baş etmekte zorlanırken öğretmen bağırıp çağırmadan, onlarca çocuğu incitmeden onlarla iletişim kurmalı, bizim göremediğimiz noktaları bizimle paylaşmalıydı. Fakat gördük ki çoğu anaokulu "lise mezun"larını öğretmen olarak çalıştırıyor. Bunun nedeninin ise daha ucuz içgücü olduğunu öğrendik. Fakat zarar gören bizim çocuklarımız oluyor, ülkemizin geleceği oluyor. Lise mezunu kişiler elbette değerlidir, fakat öğretmenlik yapamazlar,. Anaokulu öğretmeni olmak için üniversite mezunu olmak da yetmez, üniversitede bu alanda eğitim almak gerekir. Üniversitede bu alanda eğitim almış öğretmenler bulmak çok mu zor? İsterseniz bulunur, istemezseniz bahane bulunur, hem de çok.

Anaokulu sahibinin ve müdürün de üniversitede anaokulu öğretmenliği eğitimi alması çok önemli, çünkü o kaptan, bilmediği işte nasıl kaptanlık yapacak? Bu konularda kararlı olursak, "Çocuğumun öğretmeni üniversitede okul öncesi öğretmenliği eğitimi aldı mı?" diye sormamız anne babalık görevimiz diye düşünüyorum, yoksa yetersiz kişilerin çocuklarımızla baş edemeyip bağırma, tehdit, duygusal istismar ile karşılaşmalarına neden oluyoruz, farkında olmadan, iyi niyetle...