21 Şubat 2013 Perşembe

“Daha Sade bir hayat”

 
Ne diyordum?

"Daha sade bir hayat" kitabı sadece “eşyalarınızdan kurtulun, bak nasıl mucizevî sonuçlar alacaksınız” vaadinde bulunmuyor, yaşamda sadeliği eşyaya indirgemiyor, bizler için sıradanlaşan amma velakin çocuklarımızı ciddi strese sokan kaostan da sıyrılmak gerektiğini anlatıyor.

O öyle bir stres ki günümüzde pek çok çocuğun ilaçla tedavisine başvurulan “dikkat eksikliği ve hiperaktivite” sorunlarına yol açıyor. Ben demiyorum, kitap diyor : ) Demekle kalmıyor, hayatı sadeleştirilen önceden dikkat eksikliği ve hiperaktivite teşhisi konmuş çocuklarda ilaçsız iyileşmelerin görüldüğünü de araştırma sonuçlarına dayandırarak açıklıyor.

Sadeleşmek tüm hayatımıza yayılması gereken uzun bir süreç..

Bir yerden başlamak lazım.
Ben sığ sulara ayaklarımı soktum önce ve ilk adım olarak sadeleşmeyi eşyaya indirgedim. Daha doğrusu Arca’nın eşyalarına.

“Sadeleşmek” benim için yeni değil aslında. Periyodik olarak sadeleşirim ben: )

Bakınız; ünlü “Detoks Üçlemesi”.
Bakınız; “5 adımda oyuncaktan yana sadeleşme rehberi”

Sağdan soldan edindiğim bilgi kırıntıları ve tamamen içgüdülerimle hareket ediyormuşum, kitaptaki açıklamalar ziyadesiyle hoşuma gitti. Fosforlu marker ile işaretlenmiş birkaç alıntı cümle;

“Çok fazla oyuncak çocukların kendi dünyalarını keşfetme becerisini kısıtlar.”
Etrafta fazlaca eşya bulunması, çocuklarda konsantrasyon bozukluğuna neden olurmuş.
“Çocuklarımızın zihinlerini ve oyuncak sepetlerini önceden düşünülmüş “hayal gücü” numuneleri ile doldurmazsak, kendi hayal güçlerini zenginleştirme özgürlüğüne kavuşurlar.”
Oyuncak üreticileri çocuklara teknolojinin son harikası janjanlı oyuncaklar sunarak hayal güçlerini kısıtlıyormuş. Ve ilginçtir, çocukların duygusal bağ kuramadığı oyuncaklar da işte bu çok fonksiyonlu oyuncaklar olurmuş, bunlar daha çabuk zarar gören daha çabuk tüketilen oyuncaklarmış.

“Çocuklar oyun oynamak için çok fazla oyuncağa veya belirli bir oyuncağa ihtiyaç duymazlar, en çok ihtiyaç duydukları şey serbest zamandır.”
Çocukları rahat bırakmalı, boş zaman vermeliymişiz ki kendi oyunlarını kendileri yapılandırsın.

“Hayali oyunlarda çocuğun kullandığı malzemeler ne kadar detaylı olursa çocuk da hayal gücü kaslarını o kadar az kullanır.”
Basit, sade oyuncaklar çocukların onları geliştirmesine hayal güçleri ile biçimlendirmesine olanak tanırken karmaşık oyuncaklar çocukları yorar ve köreltirmiş.

Benim için bir başka yenilik ise kitabın bu sadeleştirmeyi tek başıma yapmam konusunda verdiği cesaretti. Zira ben şimdiye kadar oyuncak ayırma işini hep Arca ile yapmıştım. Onun eşyalarını ondan habersiz kaldırmak içime sinmemişti.

Kitap, “özellikle o yokken yapın” diyor.

Bu gazla önce kırık dökük oyuncakları, sonra artık yaşının geçtiği oyuncakları, derken çok ses çıkaran, hazır gıda gibi önüne sunulan oyuncakları ve hatta ne zamandır elini bile sürmediğini tespit ettiklerimi hunharca tıktım yatağın altındaki bazaya.

“Nerde benim bilmem ne oyuncağım?” diye yeri göğü inleteceğinden neredeyse emindim. Kitap sormayacağına garanti veriyordu, ben "hadi ordan" diyordum.

İki hafta geçti üstünden, hala bir tanesini bile sormadı.

İnanılır gibi değil.

Şimdi oyuncak namına sadece, Legoları, oyuncak arabaları, hayvan figürleri, kutu oyunları, puzzle ve hafıza kartları ile boya kalemleri kaldı. Var ya bu kadarı bile yetiyormuş:)

Asıl korkulu rüyam kitaplardı. Oyuncakların bazılarına gönüllü veda etmesine rağmen Arca, kitap değiş tokuşuna ve hatta kütüphane fikrine bile sıcak bakmayan bir garip oğlan. Anası desen kitap için kesenin ağzını sonuna kadar açmaya hiç tereddüt etmeyen bir cins olunca evdeki kitap sayısı yüzün üzerine çıkmış.

Geçen “hadi kitap seç Arca” dediğimde, dakikalarca kitaplıkların önünde durup, tek kitap seçemeyip, suratında acı çeker bir ifade ile, “annem çok kitap var seçemiyorum” diye ağlamaklı olmasaydı, kitaplara yine de dokunamazdım kanımca.

Dokundum, hem de oyuncakları acımasızca kaldırdığım o gün kitapların yarısından fazlasını eledim.

Bil bakalım ne oldu? Evet doğru tahmin o kitapları hala sormadı. Ona sorsan “aa bunu seviyorum, ooo onu kimseye vermeyelim, neee olmaz hadi şimdi okuyalım”larla daha bir süre odadaki kitap yığınını beslerdi.

Kitap çok kutsal geliyor bana, söz konusu tüketim çılgınlığı olduğunda oyuncaklara göre daha masum geliyor. Daha doğrusu geliyordu.

Kitap okuma zevkinin yerini serinin bilmem kaçıncı kitabına herkesten önce sahip olma dürtüsü alıyorsa, tüketim çılgınlığı “kitap masumiyeti”ni de kirletmiş oluyor yazık ki…

"Ne o yoksa artık kitap almayacak mısın Arca'ya?" Deli misin abicim daha yeni bir liste oluşturdum puhahahah iflah olmam ben:)

görsel: http://www.dogankitap.com.tr/kitap/Daha+Sade+Bir+Hayat-1568

19 yorum:

Cigdem dedi ki...

cok sevdim bu sadelesme serini, hatta icgüdüsel olarak aynen ben de cok uyguluyormusum. en güzel/eglendikleri oyunlarini oyuncaksiz "role-play" modunda, ya da kudurarak oynuyor bu kuzu kismisi. oyuncak hikaye, bütce ve herkes icin kimil zararlisi resmen. sunu okudum bu aralar, sanki sevebilirsin gibi geldi:). sevgiler. http://www.amazon.com/Idle-Parent-Laid-Back-Parents-Healthier/dp/1585428000

Adsız dedi ki...

yeliz merhaba, bu kitap sadece çocukların hayatının sadeleşmesi konusunda mı yardımcı oluyor? çünkü uzun zamandır yaşamımı sadeleştirmek konusunda uğraşlar veriyorum belki bir bakış açısı kazandırabilir diye düşündüm. hatta bu yönde uzun zamandır emek verdiğim ama artık tüm enerjimi emen işimi bile bırakıp, 3te 1 maaşa, daha az mesai saati ve sorumluluk olan bişe işe geçmeye karar verdim. kimine göre pes ettim, yeteneklerimi ziyan ediyorum vb. hatta imkanlarımın kısıtlanacağı da kesin ama kahvaltıda 4 çeşit zeytin 3 çeşit peynir olup, senin o sofraya oturmaya ne zamanın ne de huzurun olmadıktan sonra bi anlamı olmadığının farkına vardım. bilmem belkide yanlış yapıyorum.. bu kadar karışıklıkta yol gösterici olur mu ki? mercan

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

aynen tunanın haberi olmadan oyuncakların bir kısmını kaldırırsam pek sormuyor. ama sen seç bazılarını kaldıralım dersem direkt arıza.
yazı sahane olmuş telepatik bloggerım benim :)

Adsız dedi ki...

Bu kitabın boyle bir etkisi var gercekten. Ben de birkaç ay önce okuduğumda, oyuncakların 2/3ünü dağıtmıştım :)) Halen hiçbirini sormadı !!

yeliz dedi ki...

Kesinlikle olur mercanım:) çünkü hayatımızdaki kaosun çocuklara etkisi üzerine yoğunlaşsa da bizlerin hayatından da çokça kesitler var. Ama ben sana daha iyi bir şey önereyim: Özgürlüğün Manifestosu üç sene kadar önce okumuştum ve inanılmaz etkilemişti.
Link veriyorum: http://gununcorbasi.blogspot.com/2010/10/tutarszlgn-manifestosu.html
Bu bendedi
Bir de başka bir blog var: http://surdurulebiliryasam.wordpress.com/

yeliz dedi ki...

Ayruca düşüncene çok katılıyotum kendimle ilgili hayalim hatta.
Sadece sanırım kendimi hazır hissetmeyi bekliyorum. Kararın hayalimdir diyeyim:)

yeliz dedi ki...

Bana da cesaret verdi kesinlikle kendim yapamazdım

yeliz dedi ki...

Var var idle parent var bende:))) hatta epey oldu okuyalı dur bir daha okuyayım ben:) sevgiler teşekkürler

Adsız dedi ki...

5 ay önce evimizi değiştirdik. Arınmalar için iyi oluyor taşınmalar. Ama asıl arınma bambaşka bir yönde yaşandı. 5 aydır hayatımızda TV yok.

Bir minicik bağlantı kablosunu almaya üşenmekle başladı herşey, öyle bilinçli değil ama ne gereksiz bir gürültüymüş hayatımızda.

Şimdi sadece dilediğimiz filmleri, istediğimiz zamanda izlemek üzere "bizi bekleme" konumunda duruyor TV. Hepimize de iyi geldi yokluğu:))

Kitap arınmada en zorluk çektiğim kısım oldu benim de. Kıyamadım hiçbirine, ne bizimkilere, ne kızlarınkine:))

Sevgiler-Nil

love and smile dedi ki...

Ne zamandır hep bu kitap karşıma çıkıyor :)
Ben de geçen cumartesi bıdığımın oyuncaklarını epey eledim..çünkü kendisi daha çok tencere kutu çoraplarım kaşıklar vb şeylerle oynuyor zaten daha çok.. 16. ayına giricek. oyuncakların neredeyse hepsi de dostlarımın bıdıklarından gelme yani satın almıyorum hiç..
sadeleşme konusu çok ilgimi çekiyor.. çünkü ara ara evi dolapları hep inceleyip azaltanlardanım ve bu beni psikolojik olarak da iyi hissettiriyor..
O yüzden böyle blogları , yazıları, insanları bulunca çoook mutlu oluyorum :)
hoşkalın

Bizden dedi ki...

ben de bir an önce yapmalıyım bu arınma işini...Bir süredir çocuk doğumgünlerinde hediye olarak oyuncak almıyorum mesela(kıyafet,hediye çeki vb.bir şey almayı tercih ediyorum)Kendimden biliyorum çünkü,yığılıyor resmen.Cansu'nun 2.yaşgününde gelen oyuncakların bir kısmını hala çıkarmadım meydana...Elemeleri yapıp,kaldırmalı,sağlamları vermeli,dönüşüme dahil etmeli.Kitabı merak ettim,kendime de yarar umarım...

Dilek dedi ki...

ben oyuncakların yarısını kaldırıp bir kaç ayda bir değiştiriyorum.. Yeniymiş gibi oynuyorlar o zaman...

Unknown dedi ki...

Bu kitabı alıp kütüphanede bekletme safhasındaydım, demek ki öncelik vermek gerekiyormuş:)
Oyuncaklar konusunda söyledikleri biraz Montessoriyi anımsattı bana.. Dikkat dağınıklığı konusuna ise kesinilkle katılıyorum, çocuklarda odaklanma sorunu ortaya çıkmaya başlıyor; bir o oyuncak bir bu oyuncak derken neyle ilgileneceğini şaşırıyor uyaran fazlalığından..

Adsız dedi ki...

karar verdim ama eyleme geçemedim henüz. en acısı da bu. aslında ne istediğini biliyorsun ama uygulamayacak cesaret bulamıyorsun. imkan bulamıyorum demek istemedim çünkü imkan olduğunda herkes yapar önemli olan imkan olmasa da içine atlamak. linkler için tşk, yazını daha yayınlandığında okumuştum:) kitabıda alınacak listesine ekledim bile.. mercan

HANDE dedi ki...

ben de birkaç ay önce iki kere okudum bu kitabı ve evde köklü değişiklikler yaptım... kısmen de olsa artık hem benim kafam rahat hem de kızımdaki değişimleri gözlemleyebiliyorum...
Hani bazen ev için "ne kadar az eşya, o kadar az temizlik ve iş" deriz ya, aynen onun gibi bir şey bu değişimlerde.
kesinlikle başucu kitabı yapılıp, kendinize uyan bölümleri hayata uyarlanmalı diyorum ve başka bir şey demiyorum

Araba Oyunları dedi ki...

Dikkat dağınıklığı çağımızın en sinsi ve tehlikeli hastalığı, doğru teşhis yapılmadığında da tedavisi nerdeyse imkansız.
Bu kitabı kesinlikle bende okumalıyım. Uyguşadığınız yöntemler aldığınız döntler çok ilgimi çekti.
Teşekkürler.

YapBoz dedi ki...

Hayatın karmaşıklığının çocuklarda dikkat dağınıklığına bu denli tesirli olduğu hiç aklıma gelmezdi.
Güzel bir inceleme yazısı olmuş. Çok değişik açılardan ele almış ve test etmişsiniz.
Faydalı bir yazı. Teşekkürler.

Gülşah dedi ki...

Bende yeni aldım bu kitabı ve bugün başladı. Başlangıç cümleleri çokyi.

Adsız dedi ki...

Merhaba 🙋 Sade yaşam konusunda yazınızda verdiğiniz faydalı bilgiler için teşekkür ederim. 💚 Yaklaşık 2 senedir, sade yaşamı ben de hayatıma uygulamaya ve oluşturduğum bu sade düzeni korumaya çalışıyorum. ‘’Daha Sade Bir Hayat’’ kitabıyla ilgili yazmış olduğum blog yazıma https://www.tarz2.com/daha-sade-bir-hayata-ne-dersin linkinden ulaşabilirsiniz. 👐 Yazılarınızın devamının gelmesi dileklerimle, keyifli okumalar dilerim.

instagram.com/bektasogluebru