Müzik? Kitap? Iy evet! entel dantel tavsiyeler

Normalde kitapları ikinci defa okumak gibi bir âdetim yoktur. Nitekim kulübün yeni kitabı “Kürk Mantolu Madonna”yı da tekrar okuma niyetim yoktu. Birkaç bölüme bakacak, kulüp için notlar hazırlayacaktım. Bir baktım ki yarılamışım kitabı. Demek bazı kitapların defalarca okunabilitesi varmış.

Benim öyle müzik dinleme âdetim de yoktur. Müzik kültürümün az gelişmişliğinden olsa gerek pek öyle anlamam da müzikten ve fakat gözüm kulağım tavsiyelere açıktır. Geçen takip ettiğim blogların birinde Melody Gardot isminde bir sanatçıdan bahsediliyordu. Sezen Cumhur Önal’ın “kadife sesli sanatçı” tabir ettiği seslerden. CD’sini alayım dedim, baktım indirimlisi bile epey pahalı, sonra İlker’e indirmek nasıl oluyor diye sordum. Iphone’um neyim var ama teknolojiden bihaberim! Yarı fiyatına indiriyormuşsun, telefondan dinliyormuşsun, sonracığıma bu iPhone iPod imiş aynı zamanda. Kulaklığını tak dinle. E iyiymiş. Bir de şarkıları biraz dinletiyor sana, süper yav. “Ay cahil şey” diye eziklemek serbest, zira ben bizzat kendime güldüm.

Sabahattin Ali ile Melody Gardot ve tatlı sesiyle listeme dahil olan Lisa Ekdahl, sabah ve akşam yolculuklarımın yol arkadaşları bu aralar. Kitap ile müzik birbirlerine saygıda kusur etmiyor, hiçbiri diğerinin önüne geçmiyor, tatlı tatlı takılıyoruz.

Kitap demişken…

Ne varsa ecnebi memleketlerde yaşayanlarda var, azizim. Önce pratik annem (Nam-ı diğer pratical mama) sonra da Evren facebook’tan mesaj atmışlar. Şahsımı goodreads denen bir sosyal paylaşım ağı ile tanıştırmak istemişler, sağ olsunlar. Kanımca kitaplığımın önünde saatlerce vakit geçirdiğimi bildiklerinden bu işin günümüz teknolojisine adaptasyonu konusunda yol göstermek istediler.

Konu kitap olunca haliyle kalp atışlarım hızlanmıştı ama tatildi falandı filandı derken aksiyon alamamıştım. Geçen kitap kulübü toplantısı sırasında bu teknolojik kitaplık konusu geçince bir süre ipad uygulaması araştırdım. Bak hala goodreads aklıma gelmiyor. Bibliophilia diye bir şey buldum. AA çok güzel, kitaplarını sanal raflara koyabiliyorsun, kime ödünç verdin kimden ödünç aldın, kaydedebiliyorsun. Sonra kitap hakkındaki görüşlerini, tanıtımlarını türünü işte canım ne bileyim aklına ne geliyorsa yapabiliyorsun. Ha bir de ISBN numarasıyla veya barcode’unu okutarak kitabın otomatik olarak eklenmesini sağlayabiliyorsun. İstersen kitabın fotoğrafını çek koy. Güzel yani, hatta bizim kulüp yazışmalarında arkadaşlarla da paylaştım. Birkaç sanal raf oluşturdum. Ama adını koyamadığım bir eksiklik vardı. Hayır, web sitelerinden aldığım arka kapak tanıtımlarını eklemek koymuyordu da başka bir sıkıntı vardı uygulamada. Paylaşamıyordun.

Derken kulüpten Bahar goodreads’teki nick’ini paylaştı, bende ampuller yandı!

Hemen girdim ve kendimi kaybettim. Bir nevi kitap kurtlarının, kurtlarını döktükleri sosyal paylaşım şeysi. Üstelik önceki uygulamanın yaptığı hemen her şeyi yapıyor. Hatta kitabın e-book’unu sunuyor, sonracığıma barcode’unu okutunca bütün bilgilerle birlikte o kitapla ilgili ne yorum yapıldıysa patır kütür döküyor önüne. Arkadaşların filan oluyor, facebook gibi, onların paylaşımlarından okunacaklar listesine kitap ilave edebiliyorsun.

Söylemesi ayıp Özgür Bolat arkadaş listemde. Bundan gayrı blog köşelerinde yazacağıma Özgür Bolat bey ile eğitim sistemimize dair derin sohbetler yapayım diyorum. Arkamdan “bu böyle blogda filan yazar idi, derken aldı yürüdü, aydınların, düşünürlerin ahbabı oldu, tanımıyor artık bizi” dersiniz:P

Şaka bir yana, şu sol tarafta an itibariyle hangi kitabı okuyor olduğumu öğrenebilir, tıklarsanız profilime girebilir, uslu bir çocuk olursanız belli olmaz, belki Şirinleri bile görebilirsiniz : )