29 Ocak 2014 Çarşamba

Vedalaştım

Beraberliğimizin onuncu yılıydı. Yıllar ikimizi de yıpratmıştı, beni ondan biraz daha fazla. Daha sürerdi bence en azından birkaç kış daha bedeni bedenimde geçirebilirdik. Ama her güzel şeyin bir sonu vardı ve onunla beraberliğimizin onuncu yıl kutlamaları, harika bir veda töreni oldu.

Yine yollarımız kesişecek biliyorum, kapının önüne koyamayacağım ama an be an çıkacak hayatımdan. 

Ufukta bir nokta haline gelen ağır aksak bir gemi gibi köhne… köhne bir gemi gibi sessizce mazimin bir parçası olacak.

Yıllar sonra bir gün eski fotoğraflarımıza bakarken hatırlayacağım, hey gidi be diyeceğim, ne yıllarımız geçti birlikte, ne kahrımı çekti be!

Mont. İndirimden bir heves alıp eve getirdiğimden birkaç ton daha koyulaşmış, yıkanmaktan pofudukluğu gitmiş montum. Sene 2004. Bakırköy’deki Town Center yeni açılmış, bizim sokağın başı. O vakitler sosyal medya bu kadar aktif değil, Zara’nın indirimini bizzat takip ediyorum. O gün de indirimin ilk günüydü. Pek moda olan pofuduk montlardaydı gözüm nicedir, indirim olsa da alsam diyordum. Hiçbir vakit sezondan alışveriş yaptığım görülmemiştir, gizli bir övünç duyarım her fırsatta da lafını ederim çok şükür.

Allah biliyor ya çok sevdim ben o montu, işe giydim, kara kışa… Fermuarı alttan da açılabildiği için dokuz aylık hamileyken bile giyiyordum, göğüs kısmı kapanıyordu göbek önden fırlıyordu. Lakin son üç senedir epey yıpranmıştı. Kol ağızları erimiş, ense kısmındaki triko ebruli bir renk almış, kapüşonunun lastikleri çoktan kopmuştu. Son iki senedir mağazaların indirimlerinde benzer bir mont  aradım durdum. Hiçbirini beğenemedim. İyi iyi diyordum, daha bir süre idare eder, seneye bakarız, şimdi gerek yok.

Gel gör ki bıçak kemiğe dayandı. Öyle yıprandı ki, bu yıl ancak bakkala ya da yürüyüşe giderken giydiğimi fark ettim. Bilinçaltında vedalaşma, ayrışma başlamıştı belli ki…

İşe toplu taşıma ile gittiğimden öğle arası Forum kaçamakları tarih oldu. Eh hafta sonu desen Arca’yı AVM’lere sokmak istemiyorum. Eh monttu bottu internetten alınmıyor, ertelenip duruyordu. Çizme ihtiyacının da aynı zamana denk düşmesi ziyadesiyle harekete geçirdi beni. Dedim ki İlker’e ben alışveriş merkezine gideceğim sabah erkenden iki saat takılın cüceyle evde. Sabah erken olunca kimsecikler olmaz, havası kirlenmeden biz de gelelim dedi, maaile düştük yola.

Çizme tamam. Mont için yine “bulursam alırım bulamazsam seneye” diyorum içimden. Derken onu gördüm. Kapüşonu kürklü, yeşil… İlker rengine burun kıvırdı, hiç ses etme ben severim yeşili dedim, indirimin güzelinden kaptım yeni montu.

Ve böylece vedalaştık on yıllık emektarla.

Vedalaşamadıklarım var hala… Mesela asker yeşili sweatshirt’üm var, on beş senelik. Yer yer rengi soldu, hala giyiyorum, hastasıyım. Ablamın işe giriş hediyesi mavi polo gömleğim on üç senelik, SGK’dan gününü dolduracak, yaşını bekliyor emeklilik için. Üniversite yıllarıydı, ilkokulda giydiğim şortla yazı geçiriyordum.

Var mı sizin de böyle eşyalarınız, kopamadığınız?

Fotoğraf İlkerin askerliğinden yemin töreniydi. Altımdaki kot da hala duruyor:) ilker jandarma kostümüyle pek kötü görünüyor karizma çizilmesin diye kestim attım onun tarafını:)

12 yorum:

saricizmeli dedi ki...

anadolu lisesi hazırlıkta aldığım askılı tişörtü işe başlamamın 4. yılında attım sanırım. Ama artık öyle bir incelmişti ki kumaşı enfes serin tutuyordu:)) delindi bir gün artık zamanı geldi dedim, toz bezi oldu;) oğlum UE biz eskiden bir tişörtü 14 sene giyerdik diyebilirim.

yeliz dedi ki...

Şimdi sanki daha mı dayanıksız yapılıyor ne? Eskiden daha sağlamdı her şey

asli@b dedi ki...

Benim de 2002'de tommy'den aldığım kırmızı bir pofuduk montum var hala giymekte ısrar ediyorum :)

Sıla Topçam dedi ki...

:)) benim de eşyalarım evladiyeliktir:) 2004 de aldığım siyah montum vardı, Ispartada karda kışta giydiğim, rengi baya griye yaklaşmıştı. Geçen sene boyadım, şimdi gıcır gıcır:) bir çizmem var 2010'da aldığım hala giyerim. Converse sweetshirtümün de var bi 6 yılı:))) giydim mi uzun giyerim, bu da demek oluyor ki pek modaya uyan biri değilim:))))

turkuaz kıyılar dedi ki...

2000 yılında üniversite son sınıf öğrencisiyken Mango'dan aldığım gri montum (ki artık bu baharı zor çıkarır, sanki o zamanlar Mango'nun ürünleri daha kaliteliydi), aynı yıl staj için aldığım triko kahverengi eteğim (hala işe giderken giyerim), 2006 yılında Vivid'ten aldığım yakası kürkü ceketim (o zamanlar Vivid vardı birde, Capitol Vivid en uğrak yerlerimdendi, sonra niyeyse kapandı gitti,çok da kaliteliydi) hala benimleler...Bende kıyafetlerimi uzun süre kullanırım, birde aynı senin gibi indirim dönemi dışında almam ve kendinle pek övünürüm:)))

Gulcin dedi ki...

1994te aldigim Loft kotum bile duruyor :) Onlar Izmirde arada gidince elimin altinda oluyor iyi oluyor :)
Ama su Hollandadan tasinirken cok seyle vedalastim cok. Iyi ki bak o kotlarim burada degildi gitselerdi uzulurdum kesin :)

yeliz dedi ki...

İyi seçim modası da geçmiyor hem:)

yeliz dedi ki...

Evet benim de trendlerle alakam yok ama iyi işte yoksa her sezon yeni bişeyler almak gerekecek. Tasarruf candır:)

yeliz dedi ki...

Vivid!!! Town centerda da vardı o yıllar. Siyah ceketim var hala giyiorum kaliteli ve çok uygun fiyatlıydı. Ve kesinlikle övün

yeliz dedi ki...

1994 evet saygıyla eğiliyorum:))

sinem dedi ki...

Lise 1 annem spor dersi için sweatshirt alalım dedi. Onu o gün gördüm vuruldum. Converce sweatshirt. Yılı 1991. hala giyiyorum. Daha ne diyim bağlılık konusunda :)))

Sinem

yeliz dedi ki...

Sinemcim önünde saygıyla eğiliyorum evet daha nasıl anlatılabilir:)