17 Şubat 2014 Pazartesi

Beğendi yatağında deniz mahsulleri sote

Ablam geçen gün instagramdan şahane bir karikatür göndermiş. Koptum yeminle!

Evet günün çorbası mutfağında benzer görüntüler yaşanıyor bu ara. Ama ben unutsam her şeyde olduğu gibi sosyal medyadaki bu aktifliğimde de destekleyici olan muhterem unutmuyor, pişiriyoruz sonra koy bunu instagrama diyor. Hatta kimi zaman nasıl bir açıdan çekeceğimi söylüyor, hatta ve hatta instagrama koyacağım fotoğrafları bizzat kendisi çekiyor. 

Bir beni çekmiyor allahsız. Selfie çekeceğim diye canım çıktı yeminle. Ki ben buna dedim kocam dedim muhterem dedim, haberim yokmuş gibi çek panpa dedim, okurken ne bileyim bebemle oynarken… takipçilerim selfie selfie bıktılar dedim, beni bir tam açıdan da seyre dalsınlar dedim, benim o makyajla bile bir halta benzemeyen makyaj bloggerlarından neyim eksik dedim,  gencim:P güzelim :P dedim yok dinletemedim.

Muhterem yapımında emeği olan şeyleri çekmeyi seviyor. 1- Arca 2- Sofra

İlkinde bu aralar “biz bunu yaptık ama bu olmadı” düşüncesinde hemfikir olduğumuzdan servis tabaklarına yoğunlaştığımızı inkar edecek değilim! Şimdi bacım biz bu İlkerle mutfakta harbi iyiyizdir. Allah seni inandırsın kıçımızdan yemek mi uyduracağız, bir iş yemeğinde yemişiz, bundan evde de yapalım diğer yarımız da mutlaka tatsın diye mi düşünmüşüz, istişarelere başlarız. “hmm ondan o kadar soğan olmaz, çok soğan tadı gelir” “hmm o zaman sarımsağı bütünden atalım çok kokmasın?” “hmm buna sen soğan kat ama aroması olsun ağzına gelmesin” “tamam yav mantarları atmadan bızlattım mı gelmez ağzına” “ununu çok koyma ama” “yav işte eti hafif zeytinyağıyla mı …”

Arca cücesi de bizi taburesinin üzerinden tenis maçı seyreder gibi takip etmeye çalışır garibim. “ulen biz bunların çocuğu olduk ama olmadı yok olmadı bu aile” diye düşünmüyorsa şerefsizim!

Neyse… günlerden bir gün İlker balığa çıktı ve alışılmışın dışında bir şeyler tuttu o gün. İskorpit ile kalamar. Allah hayra çıkarsın. Dedi ki sana acayip bir yemek yapacağım, ama sen beğendisini yapacaksın. Sonra efendime söyleyeyim sebze sotesini sen yapacaksın. Niye lan? Maç varmış. O devre arası gelip denizden kaptığı kalamar ile iskorpitleri tezgahtan kaptığı karideslerle soteleyecekmiş. İyi hadi bakalım.

Evet bacım patlıcanları közlüyorsun. Bir tavada unu tereyağında kavurup içine dövdüğün közlenmiş patlıcanları atıp sıcak süt ile kaynaştırıp aralarını yapıyorsun. Tuzunu ihmal etme. Bir de ince rendelenmiş kaşar bunların arasını yapar benden söylemesi. Bir başka tavada soğanın (ki bence gerek yok, ince kıyılmış sarımsak kafi) biberin domatesin sotelenmesini sağlıyorsun bu arada. Zira sen süper düper kadınsın. Devre arası kocan geliyor zeytinyağında pişiriveriyor denizden çıkanları.

Tek başına bile tüketilesi beğendi (kendim yaptım diye demiyorum:P) üzerine sebze sote onun üzerine de deniz mahsulleri … Öyle işte… en sonunda da isim koyuyorsun zira bunun literatürde bir ismi var mı bilmiyorsun. 

Beğendi yatağında deniz mahsulleri sote…



Beğendi filan dedik ama sen bir şarap aç bence. Yanına rakı çok alaturka kaçar kanımca… hadi annem afiyet olsun:)

Ha bu arada kıl Arca yemedi bundan, o geleneksel hamsi tavayı götürdü. Arca’nın balık yeme mevzusu var ya… Dur bak ben onu sonra anlatayım.

6 yorum:

Unknown dedi ki...

Çok güzel görünüyor hamile halimle ağzım sulandı.elinize sağlık

Gulcin dedi ki...

oyyy bu nasil bir sey Yeliz yahu! Baktikca bakasim geldi. Size yemege gelebilir myiz :))

Okuyanguzel dedi ki...

Afiyet olsun. Nefis görünüyor.

yeliz dedi ki...

Ay hay allah yav:( ben hamileyken yemek bloglarına girmemeye başlamıştım olur olmaz her şeyi canım çekiyordu

yeliz dedi ki...

Tabii ki!!!! Off ne biçim sofra donatırım ben size:) hadi gelin

yeliz dedi ki...

:))