28 Şubat 2020 Cuma

Ne haftaydı ama!

Karbonhidrat krizimi üç tabak evet 3, acılı bulgur pilavıyla gidermeye çalıştım. Yok kesmedi. 

Asabiyetim, bu akşam itibariyle Arcaya 478475829 defa güzellikle, 38474762 defa da sesler yükseltilerek anlatılmış aynı şeyin bir daha yapılmasını müteakip (elde apple tv kumandası hoplatıp düşürmek. Hani ne zaman bozacak acaba?) boynumdaki damarlar çıkasıya kadar bağırmamla da serinlemedi. Bak hala sinirliyim. Gözüme gözükmemesini salık verdim zira gözüm feci halde dönmüş durumda!


İlker, son Düsseldorf çıkışlı misafirimiz olan annesini bıraktı, dönüyor. Kader arkadaşıma anlatamıyorum bari buraya döküleyim. Ya arkadaş biz bu ergenle napacağız!? Hani zeka geriliği, anlama kıtlığı var desem değil, neden sebepleriyle güzelce anlattığımız, anladığını söylediği şeyleri sürekli yapıyor? Güdümlü terlik,  çimdik de dahil kaba kuvvetin her türlüsüne karşıyız tamam da, anlat anlat konuş konuş aynı bok çok affedersin! 

Ay neyse şiştim, zaten acayip şiştim bu hafta.

Her gün yeni bir haberle çalkalandık.
Önce sadece Çin’e olan iş seyahati kısıtlaması, Japonya’ya kadar yayıldı. Bizim şirketin yarısı Japon, kıyamam memleketlerine gidemiyorlar, giden geri gelemiyor çünkü. Japon müdürler Avrupa içi seyahatlerini  de iptal etti, insanlar sağlıklı da olsa çekik gözlü gördüler mi tedirgin oluyorlarmış. Seyahatlere akça pakça Belçikalı gönderiyoruz. 

Japonlara İtalyanlar eklendi. Milano’daki ofisimizdeki arkadaşlar evden çalışmaya başladı. Sonra Mart ortasındaki sektörün en önemli fuarı Eylüle ertelendi. En büyük Japon patronların toplantısı da şimdilik Temmuza.

Bu arada bize de tüm iş seyahatlerinin Mart sonuna kadar iptal edildiği bildirisi geldi. Sık sık elinizi yıkayın, hatta şöyle yıkayın, böyle yıkayın, kendinizi kötü hissediyorsanız evde çalışın filan... sürekli bir mail bombardımanı altındayız. Son haftalarda İtalya’da bulunmuş birkaç kişi ofise gelmiyor. Ama işin komik yanı kadına evden çalış demişler, kocası ofiste ilginç!

Bir taraftan Avrupa’nın her ülkesinden mail yağıyor: hava temizleme cihazlarımız acaba bu virüsü de öldürür mü? Var mı test raporu? Tabii canım oldu, hemen test edelim!

Dün akşam twitter’dan coronavirus haberleri alayım, hani şimdi İlkerin annesi Düsseldorftan gidecek, oralarda vaka var mı diyerekten...

Arkadaş!
Ne işimiz var elalemin ülkesinde?
Neden bizim çocuklarımız ölüyor?

Tekrar ediyorum: ne işimiz var?

Kanına girdiği onlarca evladın açıklamasını valiye paslayan varraklı koltuk işgalcisi adam mı ki cevap verecek? 

8 yorum:

Sadece C. dedi ki...

Ay ben de şiştim Yeliz. Yıllardır şiştim artık dayanamıyorum eski bloğumu geri açtım, böyle tatlı düşüncesiz hafif şeylerden bahsedeyim, bir kahve içimi arası bir pencereden bakma arası gibi olsun kendimi de izleyeni de azıcık dışarı atayım istedim ama..şiştim vallahi aynen.
Geçen hafta İtalya'daydık ve yan tarafımız karantinada, biz kayakta. Geldik tabii şehrin yarısı İtalya'dan döndü, virüsle birlikte. Marketler falan talan edilmiş vallahi herşey çürük çarık sinirim bozuldu. Gittim ben de bi eczaneden vitamin stokladım (hava temizleme aletin etrafa anti-viral sıkmıyorsa (ki yok öyle bi teknoloji) tabii ki işe yaramaz bu arada). Korkulu bir bekleyişteyiz, teakkuz mu deniyordu buna? Eskilerin paranoyaları bizim oldu bak....
Ay neyse umarım herşey hafifler, rahatlar, bahar bahar kokar yakında.
Arca kuzusuna bişi diyemedim benimkiler hala tıfıl :P Ama ben olsam direkt "kırarsan harçlıklarından yenisini alırsın, alana dek de apple tv işlemeyeceği için sıkılır oturursun" diye tehdit ederdim heralde hahaha ne biliim, pasif agresiflik işte...

Adsız dedi ki...

Yeliz ergen beynini anlatan kisa bir cizgi film vardi.Bulsam da sana yollasam.Ben cizgi filmi izlemis olmama ragmen evdeki 12 yasinda ki pre-ergeni bir sure evlatlik verip ergenlik donemi sonrasi geri almak istiyorum.Hatta bence ben ergen anasi olmaya hic musait bir karakter degilim.Bana bebek ver ,5 Yas alti kucuk cocuk ver gul gibi bakarim.Ama 12 Yas ergeni beni cok asiyor cokkkkkk.Su aralar hayatimin bir kismi kendimi tutamayip tepki vermekle,bir kismi kendi kendime konusmakla,bir kismi oda degistirip yutkunmakla geciyor.Ay ne dolusmusum yalniz.Dunyanin butun ergen analari birlesinnnn….
Öbür konu hakkinda konusmaya halim bile yok.Olen askere ayri agladim,botlardaki insanlara onlara gelmeyin diyen diger insanlara ayri agladim,hastalik yayilirsa gurbet ellerde ne yapariza ayri agladim(gittim stok olsun diye 3 paket pirinc ve Bulgur aldim,ne ise yarayacaksa…)
Bugünde ise geldim,SAP`deki sorunlari cözeyim de dunyayi kurtarayim diye:)
Sevgiler
Gökce

okuyanguzel dedi ki...

Nereden başlasam..

Senin Arca ile ilgili yazdıklarını okuyuca rahatlıyorum çümkü yalnız olmadığımı hissediyorum. Birşeyi yüz kere sakince söylüyorsun tamam diyor ama yine yapıyor. Sonra çıldırınca da neden bağırıyorsun??? Bir de son zamanlarda "Neden bana kötü davranıyorsun !!!" çıktı. Kötü davranmak mı allahım kafayı yiyecek gibi oluyorum bazen. Aynı senin gibi düşünüyorum. Allahım benim çocuğum gerizekalı mı yoksa !

Virüse gelince yıllardır filmlerde izlediğimiz şeyin gerçekten şu anda içindeyiz hissi oluştu bence. Ben de inanıyorum ki insan yapımı ve özellikle yapıldı. Ve buda geçecek olan ölenler olacak her zaman ki gibi.

Şehitlere gelince kalbim sıkışıyor. Sözün bittiği yer burası. Ne denir ki? Ne diyebiliriz ki? Ama şu gülme fotoğraflarını görünce artık hiç sabrımın kalmadığını hissettim. Elime verseler ne olur bilemiyorum.

fatma dedi ki...

Ergen işte:)) Şimdi gülüyorum ama evde ergenliğini tamamlayamamış bir 19 yaş ile pre-ergen döneminde bir 11 yaş erkekleri arasında sıkışmış bir anne olarak öyle tanıdık ki yaşadıklarınız.
Bir konferansta öğrenmiştim beyindeki nöron bağlantıları ilk 6 yaşta hızla artıyor, 40 yaştan sonra azalmaya başlıyor ama ergenlik döneminde hem karmaşa ve azalış izleniyor. O dönemde yaşadıkları ve yaşattıklarını buna bağlıyor ve kendimce rahatlıyorum;)

yeliz dedi ki...

Çok iyi yapmışsın. Ben bloga yazdıkça rahatlıyorum bir de sonra okuyup glüyrum. Bunun tadını başlkaa bir mecrada bulamadım henüz. İtalya aman dikkat iş çok büyüyor.

yeliz dedi ki...

12 yaş pis ki ne pis! evlatlık fena fikir değil. son okumakta olduğum kitap da pek fayda etmedi, bilmiyoum napmalı?

yeliz dedi ki...

Yalnız değiliz neyse ki. Bugünleri birlikte aşaağız. Bu cücenin lokum gibi geçen br dönem olmadı bir şaşırtmadı vallahi! Virüs tam bir distopya. Sanki yaşlıları öldürmek için hazırlanmış gibi. allah sonumuzu hayır etsin.

yeliz dedi ki...

oyyyy allah kolaylık versin. fakat bu bilimsel açıklama biraz rahatlattı. Çünkü bu manyaklıkların bir mantıklı açıklaması olması lazım :)