4 Ekim 2021 Pazartesi

Corona günleri

Geçen pazartesi, sabah okuldan alın dediler, yakın temas arkadaşının COVID testi pozitifmiş. Son temas ettikleri gün önceki salı ve Arca da ikinci doz aşısını çarşamba olmuştu. Arca'da hiçbir semptom yok, dolaysıyla hiç şüpheye düşmedik. Ne de olsa daha önce de sınıftan çocuklarda görülmüştü, teste götürmüş, karantinaya almıştık. Bu da böyle olacaktı muhtemelen. Hem hiç semptom yok, hem aşısı da var (yani en azından ilk doz).

Test sonucu salı gecesi ulaştı: Pozitif! Büyük şok, endişe... Ertesi sabah telefon trafiği, okul arıyor, devlet arıyor. Uzun uzun neler yapacağımız konuşuluyor. Arca derhal izole edildi, odasına kapandı, tuvaleti banyosu ayrıldı. Odasından maskesiz çıkmıyor, odasına maskeye giriyoruz. Yemeklerini odasında yiyor, ortak alanlarda bulunması yasak. Evet, çok ağır görünüyor ama bu hastalığın kimde ne etki göstereceğini bilmiyoruz, pandeminin başında yaşadığımız hastalık corona mıydı bilmiyoruz, iki doz aşımız var, bizi korur mu, korumaz da hafif geçirmemizi sağlar mı, Arca daha kötüler mi bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey, İlkerle ikimizin kendimizi üst seviye korumamız gerektiği. 

Arca'da bu arada ufak tefek semptomlar da başladı, burun akıntısı, hapşırma, hafif ateş, baş ağrısı. Biz teste gittik. Negatif sonucu geldi, bir rahatladık. Ama çok da değil, ne de olsa Arca arkadaşıyla temasından bir hafta sonra testi yaptırmıştı, biz de ilk testin ardından 7. gün yeniden test yaptıracaktık. Yani hiçbir şey bitmemişti, hatta yeni başlıyordu. 

Bugün pazartesi. Hala karantinadayız (8. gün). Birlikte olduğumuz testin üzerine İlker bir test daha oldu çünkü Türkiye'den dönüşte iki test zorunlu, randevusu çoktan alınmıştı. Muhterem kocam geldiğine pişman mıdır acaba? Zira daha geleli bir hafta oldu, üçüncü testi yaptırdı. Müptelası olacak. 

Arca bugün itibariyle iyi. Ailelerimiz çok endişeliydi, babam, "eve geldiler mi, ilaç getirdiler mi, doktora gittiniz mi, ne diyor doktor" diye soruyor. Belçika'da corona vakaları Türkiye'deki gibi değil, doktor yok, eve gelen yok, ilaç yok, soluk alma güçlüğü çekilirse hastaneye gideceğiz deyince, yıkıldı. Nasıl iş ya? 

Öyle işte.

Başımızın çaresine bakıyoruz. Bugünleri de hasarsız atlatmak için dua ediyoruz.

Aklıma ilk günler geldi, bir buçuk yıl önceki lock down ve akabinde bizde ortaya çıkan semptomlar. O zamanlar her şey ne kadar belirsizdi. Ateşimiz vardı, bitkin yattım günlerce hatta bir haftadan fazla. Odaya kapatıldım. Maske bile yoktu, maske bulunamıyordu, sadece sağlık görevlileri takabiliyordu. Odada günler geçirmiştim. Arca ile 2 metre mesafeden sohbet etmiştim. Şimdi yine aynı ama en azından aşımız var diye biraz daha az korkuyoruz, hastanelerdeki kapasitelerin daha normal olduğunu, sağlık sisteminin daha hazırlıklı olduğunu bilmek yüreğimize su serpiyor. Ama işte yine de dua ediyoruz...

13 yorum:

küçük Joe dedi ki...

çok geçmiş olsun Yeliz. Umarım Arca hafif atlatır, size de hiç bulaşmaz. Sevgiler.

okuyanguzel dedi ki...

Çok geçmiş olsun Yeliz. Toprak'ta yeni geçirdi. Hem de benden uzakta :( Çok hafif geçirdi ama insan korkuyor işte.

Adsız dedi ki...

Geçmiş olsun Arca'ya. Hafif atlatır inşallah.
Pınar

hüznün tadı dedi ki...

Geçmiş olsun.

pelinpembesi dedi ki...

Çok geçmiş olsun..

Yesim dedi ki...

Cok gecmis olsun yelizcim

parıldayan çiçek dedi ki...

Geçmiş olsun Yeliz inşallah size geçmemiştir. Sevgiler.

Adsız dedi ki...

Çok geçmiş olsun. İnşallah Arca en hafif şekliyle atlatır, sizlere de bulaşmamıştır
Çenebaz

Ecehan dedi ki...

Geçmişler olsun, güzel haberler verin inşallah.

ahu dedi ki...

Geçmiş olsun

Adsız dedi ki...

Çok geçmiş olsun. İnşallah daha iyidir Arca. Hülya

Banu dedi ki...

Çok çok geçmiş olsun, umarım bu kadarla atlatırsınız.

Evde Yazar dedi ki...

Çok geçmiş olsun, evet geçen seneye göre daha güvenli her şey, çok canınızı sıkmayın.