13 Aralık 2012 Perşembe

Dolap kapakları

Geçen Cuma Arca’nın veli toplantısındaydık. Kurum sahibi genel konularda konuşma yapıyordu, ailelere önerilerde bulunuyordu.

Laf döndü dolaştı, dolap kapaklarına geldi. Evet, artık yetişkin sayılan oğlunun odasındaki dolap kapakları bile açıktı. Salondan cık cık sesleri gülüşmeler gelirken ben yanımdaki İlker’in kolunu tuttum, yoksa puhahah şeklinde kopacaktım ve tüm salona “benim o! o dolap kapaklarını açık bırakan yetişkin benim!” diye itiraf etmek zorunda kalacaktım.
Ben mutfakta yemek yaparım misal, bütün kapaklar çekmeceler açıktır. Hayır uzun boylu olsam iki defa kafa geçireceğim sonra sen sağ ben selamet bak bakalım bir daha açık bırakıyor musun? Boydan da fakir olunca bizim mutfağın manzara bildiğin Çarşamba pazarı. Evin diğer odalarında da durum farklı değil.

Neyse toplantıda kurum sahibi demişti ki, ki bence çok doğru bir yaklaşımdı, “biz çocuklarımızın her işini üstleniyoruz, sürekli arkasını topluyoruz ve sonuç olarak bunu yapmayı alışkanlık haline getiremeyen bireyler yetiştiriyoruz.”

Kişilik bozukluğumun faturasını anneme çıkarsam da sorumluluktan yırtsam dedim önce. Nefis bir kaçış planı olurdu. Zira annem temiz titiz elinden her iş gelen, süper anne bir tiplemedir. Fayans derzlerini tuz ruhu ile ovan bir kadın daha var mı sorarım!

At suçu ananın üstüne kurtul oh! Ama öyle değil işte, ben bizzat kendim çokbilmiş çok okumuş anne olarak o Arca cücesinin ayakkabısını on beş dakikada giymesine fitil oluyorum, o ayakkabıyı alıp kafasında paralayasım geliyor. Evin her işi eline bakan annemin zamanında bizim totomuzu toplamışlığı varsa da, katiyen yadırgamıyorum, yargılamıyorum.

Nereye varacaktım? Benim dolap kapakları ile meselem başka. Evet bir mesele var aramızda ama o kirli çorabın yerde günlerce durmasından rahatsız olmamamla alakalı bir mesele değil. Tevazuya gerek yok bendeniz hemen her düzensiz adamın hayalindeki kadınım! Çorap yerde mi, hiç tınmam. Oyuncak ayağımın altında mı? Ortada kuyu var yandan geç! Çıkardığın pantolon yerde mi kalmış sabaha kadar canın sağ olsun, benim gömlek de onun yanında zaten. İlker’le aramızdaki en büyük benzerlik düzensizliğimiz en büyük ayrılığımız ise onun belli bir süre sonra (benden daha önce) bu dağınıklıktan sıkılması. İyi oluyor, zira bana kalsa sonsuza kadar toplanmaz o ev.

Klavye gevezesi oldum çıktım. Dolap kapakları diyordum. Meselemi çözdüm. Çocukluğuma inmeme bile gerek kalmadı. Bunun düzensizlikle alakası yok. Katiyen! Bu tamamen pratiklik! Şaşırma vatandaş! Harbi öyle.

O çekmeceden veya dolaptan, yakın gelecekte, yine bir şeyler alabilme ihtimalini göz önünde tutarak tekrar tekrar aç-kapa yapmıyorum, pratikliğin kitabını yazardım ama Pratik anne’ye saygımdan burada kesiyorum.

Ha açık kalan dolap kapaklarını da kafasını çarpan muhterem kapatıveriyor sağ olsun: )

15 yorum:

Selcen dedi ki...

bak doğru dedin haa benim annem de çok pratik kadındır ve sürekli dolap kapılarını açık bırakır ondanmış demekki :))) ama ben ikinizden de daha pratiğim hem kapakları kapatır hem pratikçe hallederim işimi :)))

ayak izleri-sevgi dedi ki...

:)) açık dolap kapakları beni sinir eder, rahatsız eder.. gece yatarken gözüme ilişse kalkar kaparım.. ama pantalon, gömlek olayı aynen bizde de var.. sabahları bakıcı geldiğinde dila yatak odasının kapısını açacak diye ödüm kopar.. ne me lazım kapıyı açar, kadın odayı görür.. hırsızzzz var diye bağıverir valla.. :)hatta balıkesire giderken herşeyi kapattık kapıyı kitledik falan.. inşallah bişiy olmaz dedim.. eşim korkma korkma olmaz eve giren " tüh bizden önce davranmış, evi talan etmişler" der çıkar gider demişti :))

Gulcin dedi ki...

o fayans aralarini tuzruhu ile ovandan bizde de var yeliz!
hatta iki tane. benim baba d normal degil :)
o duzenli insanlardan cika cika ben cikayim, akil almiyor ya :)

mine dedi ki...

Ya işte bir ortak özelliğimiz daha.Okudukça ortak özelliklerimiz çıkıyor daha çok okuyorum seni.Birtek tutmayan nokta ben çok konuşamıyorum ,konuşacak şey bulamıyorum bunu sevmiyorum ama böyleyim yapacak birşey yok.Seni seviyoruz

Sessizce dedi ki...

Senin erkek versiyonun bizim evde yaşıyor :) O dolap kapağı kırk yıl açık kalsa yada kirli çorabı ortada bir sene dursa hiiiç rahatsız olmaz bizim bey. Hatta şöyle bir örnek vereyim durumu anlayın. Bizim bey bekarkene aileden uzakta yaşıyor, valide hanımgilde 2-3 ayda bir geliyor bunu derleyip topluyor. Rivayet odur ki bir gelişinde yapıp bıraktığı böreğin tepsisini bir dahaki gelişte yıkıyor. Yani o tepsi aylarca öööle bekliyor. Ben tabi bunları evlenmeden önce öğreneydim bir kez daha düşünürdüm ama..
Bende tam tersi İlker versiyonu, tilt olurum, ortalık dağınık olmayacak arkadaş..

moriçe dedi ki...

:)) dolap kapaklarının kapalı durması gerekiyormuş aaa yok canım:)) dediğin gibi hiç pratik değil:))
biz evlendiğimzide eşim biraz daha düzenliydi ama şimdi al beni vur ona:))
yatak odasında yerde en az 3 çift çorap olmadan kirliye atmıyor bizimki. ben de bazen dalga geçiyorum ee kolleksiyonunu baya geniletmişsin diye:))
hakkını yemiyim gene bile benden daha düzenli sayılır ama ben de her zaman ondan daha hızlıyım:))
dağınıklık=pratiklik
ha bi de galiba dağınık insanlar yazarken de dağınık yazıyor. misal sen, misal ben:))
sevgiler...

Fatma dedi ki...

He he çok tanıdık geldi bana ama bizde yeter deyip toplayan benim:)

yeliz dedi ki...

Süpersin!!

yeliz dedi ki...

Eyvah sen bizim evi görme:))

yeliz dedi ki...

Oluyor gülçincim bak ben bizimkilerden böyle çıkmışım normal yani:))

yeliz dedi ki...

Bakma ben klavye gevezesiyim ben de çok konuşmam yazarım:)))

yeliz dedi ki...

Aaa yok be yav bazen gevezliğin bokunu çıkarıyorum bak mesela ilkerin ban bir sus be kadın dediği çok olmuştur

yeliz dedi ki...

Allahtan totomuzu toplayan sizler varsınız:)

yeliz dedi ki...

Hahah o kolleksiyonalrdan bizde de var sergi yeri gibi

yeliz dedi ki...

Fadişim illa biri toplayacak zaten yoksa hepten bittik