30 Temmuz 2013 Salı

Pes! Vallahi pes!

Geçen yaz her hafta sonu bir çuval oyuncağı evden yazlığa, yazlıktan eve taşımaktan bıkan muhterem kocam çareyi Arca’yı oyuncak tanzimi konusunda ikna etmekte bulmuştu.
Oyuncaklar üçe ayrılacaktı. Anneannenin yazlığına gidecekler, babaannenin yazlığına gidecekler ve evde kalacaklar. Bunun yanı sıra Arca’ya 4 arabalık serbestlik sağlandı. Arca bunları belirleyecek ve her hafta sonu sadece bu oyuncak arabalar bizimle seyahat edecekti, tanzim edilmiş olanlar katiyen yer değiştirmeyecekti. Hepimiz bu anlaşmayı makul bulduk ve bir süre devam ettirdik.
Herkesin tahmin edeceği üzere Arca cücesi neden sonra yan çizmeye başladı. Yazlıklarda kalan oyuncaklarını çok özlüyordu, hem Nadire teyzesi de görseydi, oyuncaklarını. Hem şimdi bunları geri götürelimdi, evde oynasındı oyuncaklarıyla.
Hemen her hafta sonu farklı bir yaklaşımla babasını ikna etmeye çalıştı. Kah başarılı oldu kah orta yol bulundu. Gel gör ki hiçbir hafta sonu bu defaki gibi bir pazarlığa sahne olmadı.
Pazar akşamı, az sonra yola çıkacağız ve İzmir’e döneceğiz.
İlker, ayağını sokan arıya takdirle karışık sövüyor, ben iyi gelir diye mutfakta sarımsak dövüyorum. Az önce bütün eşyaları bagaja yerleştirmişim, sadece bir çuval oyuncağı bırakmışım kenarda. Cüce zaten önce benimle şansını denedi. “Annem bu torbayı da koysana arabaya”. Tavizvermezgillerden bendeniz “yok annem, babanla konuş bu meseleyi, taşıyacak olan o, ben onun onayı olmadan katiyen koymam bunu bagaja” “ya annem ya, babam görmeden koy işte!”
İşte böyle cevaplar beni afallatıyor. Ulen sen nasıl bir veletsin ki daha beş yaşına basmadan babanın arkasından iş çevirmeyi düşünüyor ve hatta ananına da suçuna ortak etmeye çalışıyorsun? Pes!
Neyse benden yüz bulamayınca, çaresiz babasıyla konuyu tartışmaya açtı.
İ: Biz seninle anlaşmıştık Arca sadece 4 arabayı eve götürebilirsin, gerisi burada kalacak, ben senin her hafta oyuncak çuvalını ta İzmir’e taşıyamam.
A: Nasıl gideceğiz İzmir’e?
İ: Arabayla.
A: Tamam işte araba taşıyacak sen taşımayacaksın ki
İ: İyi de annen seni kucaklayıp yukarı çıkarırken ben de bütün bagajı yükleniyorum, bütün eşyadan daha ağır senin çuvalın.
A: Ben sana yardım ederim
İ: Uyuyorsun Arca nasıl yardım edeceksin?
A: Bak babam uyumamış olursam söz bir taraftan ben tutacağım. Ama uyuyabilirim.
İ: Uyursan ne olacak?
A: Tabii uyursam yardım edemem.
İ: Taşımam Arca, bagajda bırakırım.
A: Hmm tamam götürelim, uyuyum ben, sonra sabah olunca Nadire teyzemle ineriz, beraber taşırız.
Sonuç?
Bu kadar mücadelenin o bir çuval oyuncağın İzmir'e götürülmesi için yeterli sebep olduğuna karar verildi. Oyuncaklar bagaja kondu. Pek tabii Arca daha Gümüldür kavşağını görmeden uyudu. İlker çuvalı yukarı taşımadı. Ertesi sabah Arca gözünü açar açmaz oyuncak çuvalını sordu. Bagajda olduğunu öğrendikten sonra alelacele giyinip elinden tuttuğu Nadire teyzesiyle oyuncakları eve taşıdı. Bu kadar!
"Asla bırakmam" deyip eve kadar suratında getirdiği ve hatta suratındayken uyuyakaldığı Spiderman maskesi ile bir hatıra pozu.

5 yorum:

kuzunun annesi dedi ki...

:))))))) Akıllı bıdık

Gulcin dedi ki...

cozum odakli arca :)

Fatma dedi ki...

Valla şaşırtıyorlar insanı, gülüp duruyorum:)

Adsız dedi ki...

Aynı biz :)Üstelik her hafta da değil her sabah ve her akşam "annaneye hangi oyuncakları götürsem" , " annaneden hangi oyuncakları eve geri getirsem" derdindeyiz,annanemizin evinde yemin ederim abartmıyorum dükkan açacak kadar oyuncak var ama yetmiyor cüceye..O halinden memnun tabii,oyuncaklarına hamallık yapan bi anası var nasıl olsa.. ( Ceren )

Unknown dedi ki...

Çok beğendim bu yazıyı:)