21 Kasım 2014 Cuma

Mazhar

Küçüktüm, Arca kadardım sanırım… “Mazhar’la evleneceğim” diyordum. Büyüyünce Mazhar’la evlenecektim. Evli çoluklu çocuklu babam yaşında koca adam olmasının benim nazarımda bir ehemmiyeti yoktu. Özkan ve Uğur da bize akşam oturmasına gelebilirlerdi. Ama ben Mazhar’la evlenecektim. O yaşta kız çocukları babalarıyla evlenmek isterler ya benimki de o psikoloji herhalde. Oyuncak gitarım vardı ve aynı onlarınki gibi bol kesim bir pantolonum, tüm gün didaydidaydayyy şarkısını ezberlemiştim, MFÖ’nün dördüncü üyesi bendim ama onlar bile bilmiyordu bunu.


Büyüdüm tabii ama hala Mazhar fanatikliğim bitmedi. Sırf bu yüzden NEFRET ETTİĞİM adamın programını bile izliyorum yav sanatçı hayranlığında zirve! Ama arkadaş adam da süper değil mi yav… Kime dönerlerse o ikisi, illa ki onları seçsin yarışmacı istiyorum. Onlar kimi takımlarına isterlerse alsınlar, tamam mı? Kendi aralarına çekişmelerinin hastasıyım, özellikle Mazhar’ın huysuzluklarının ve Gökhan’ı filan paylamalarının…

Onlardan gayrı hiçbir jüri üyesini de sevmiyorum. Ebru Gündeş denen insan, kocası olacak adam yüzünden benim için bitmiştir. Hadise ise artık temcit pilavından farksız. Seneden seneye tek değişen şey kadının vücut ölçüleri, o kadar… Gökhan’ı da sanatı (tabii hepsinin sanatını ayrı tutuyorum) dışında tanımam etmem, yorum yapamıyorum ama o Acun denen adamdan resmen nefret ediyorum. Normalde TV bile izlemeyen bir insan olarak özellikle bu programa bakmamam lazım ama işte çocukluk aşkım orada ne yapabilirim…

Geçen akşam koltukta yayılmışım, Mazhar iki çift laf etse de dinlesem diye kulağım televizyonda gözüm telefonda takılıyorum. Birden bir aydınlanma geldi, üstüme iyilik sağlık.. Bir distopyanın sahne arkasında hissettim kendimi. Gökhan arabesk söylüyor, Ebru derhal yanaşıyor, Ebru zaten bu dünyanın en iyi ses sanatçısı ya maşallah hiç susmuyor, herkesler dünyayı unutmuş, yarınki gazetelerde çıkacak mesela, Gökhan’ın arabesk performansı filan… Hadise kendinden geçmiş, Acun denen adamın suratında “ratingler artıyor oh oh” ifadesiyle karışık bir gurur… Seyirciler mest… Başka bir dünya orası, kızlar büyüyünce Hadise olmak istiyor, oğlanlar Gökhana özeniyor, para bol, bol bol eğlence var orada, evlerinde izleyenlerin yüzlerinde gülümseme, geçici mutluluklar servis ediyorlar bizlere, gaz gibi osurunca kayboluyor ama olsun kısacık bir süre o eğlencenin büyüsüne kapılıyoruz, oh be evimize gelmişiz, Gökhan bizim için arabesk performansı icra ediyor…

Öyle işte…

Bunu her gece izleyince beynin pamuk gibi oluyordur, pifff… Yarın sabah sen o tıkış tepiş otobüslerle işine yetişmeye çalışacaksın, Ebru da 400.000 TL’lik giyim eşyası satın alacak, ama Gökhan’ın performansı iyiydi değil mi? Ofiste muhabbetini bile yaparsın.


Mazhar? Mazhar’a laf yok, dalarım. O benim en bi’ sevdiğim en bi’ üstün insan… Ah be Mazhar… 

19 yorum:

Unknown dedi ki...

Ay sen çok yaşa emi. O programı o muhteşem ikili için izliyorum...
Bir de bana beni hatırlattın, ben de Erol Evgin e aşıktım. Tv in önünden geçerken çok kibar olur, Erol Evgin Tv ye çıktığında eteğimi düzler öyle oturur izlerdim. Hala çok beğenirim Erol Evgin 'i, yazın çok hoştu :)

ruhdagı dedi ki...

Püüüh! senin çocukluk aşkını okuyacam diye pilavın dibi tuttu iyi mi?
Ya, blogu taciz eder gibi oldu ama çocukluk anımı yazmadan gidemiycem. Zati pilavda hamur oldu mecbur okuycan!
İlk okul 3. sınıftayken kulaklarımı deldi annem ama sağ kulağım yara oldu kapandı diğerindeyse kapanmasın diye küpe vardı. Tek küpeyle okula gidiyordum hangi akla hizmetse! Neyse işte o zamanlar MFÖ' nün Deli Deli Kulakları Küpeli şarkısından öykünen sınıf arkadaşlarım bana bu şarkıyla takılırdı :D 1983 yapımı klibi izlerseniz ne demek istediğimi anlarsın.
Ayrıca o tek küpede ısrarcı olan anneme buradan saygılarımı yolluyorum.

Unknown dedi ki...

seni okumalara doyamıyorum iş çıkışı çok iyi geldi trafiğe girmeden :)

Adsız dedi ki...

Beyaz'ın programına konuktu MFÖ. 40-45 yaşlarında bir kadın telefonla aradı MFÖ'ye soru sormak için. Sizleri çok seviyorum gibi bir kaç laf etti. Ve Mazhar tuttu kadına "eski kaşar" dedi. O düzeye gelmiş bir insandan beklemediğim bir sözdü. Benim için Mazharın bittiği andır. ( Kusura bakma, ama yazmasaydım çatlardım :) )
Çenebaz

Leylak Dalı dedi ki...

Kardeşim de Ahmet Özhan'la evlenmeyi planlıyordu. O evli derdik, ben büyüyene kadar boşanır nasılsa derdi :)
Kızdırmak gibi olmasın ama ben şu aralar Mazhar'ın yüzüne bakınca korkuyorum :)

Asortik Krep dedi ki...

Ben onu , biz çocukken oynadığı diş macunu reklamlarından hatırlıyorum.. Belki sen de onu eskiden tv lerde çok seyrettin, bu yüzden seviyorsun ama farkında değilsin :)) Sadece ben mi hatırlıyorum diye baktım ,bak ne buldum... Emre Pekel yazmış :Ele Güne Karşı'nın memleket gündemine bomba gibi düştüğü günlerde ne zaman televizyonda görünseler, babam her defasında sorardı: "Diş macunu reklamındaki çocuk değil mi bu?" Benim içinse 'Oyun Gemisi'nin miçosuydu. İzzet Öz'ün Teleskop programına çıkışıyla fazla ilgilenmemişiz. Sahnede ilk gördüğümdeyse üçlü olarak Ajda Pekkan'a vokal yapıyorlardı. Hey dergisinin 5 Eylül 1983 tarihli sayısında fotoğrafları vardı: "Mazhar Fuat Özkan 'Ele Güne Karşı ile Avrupa'ya açılıyor" yazıyordu altında.
http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=cts&haberno=6237&tarih=04/04/2011&ek_tarihi=yok

Adsız dedi ki...

Asortik , o reklamı çok iyi hatırlıyorum, hatta Pembe Mutlu ile oynuyorlardı. ama diş macunun ismini çıkaramadım, sanırım artık üretilmeyen bir marka. youtube'da da reklamını aradım ama bulamadım.
Çenebaz

Akşam sefası dedi ki...

Ben senin yazılarını sevdiğim için aklıma yatmayan bir şeyde olsa okuyorum. Hani dalacaksan dal diye söylüyorum, mahzar kim yahu? Tamam çocukluk aşkın olabilir.. Ama artık yetişkinsin, bi kendine gel:) bende TSM yi sevdiğim için, leykakdalı nın bahsettiği gibi, severdim Ahmet Özhan'ı. Ahmet Özhan ile soyadımız benzediği (kızlık soyadım) için amcamın oğlu diye hava atardım ilkokulda. Hale Soygazi evlenip ayrılınca zaten nasıl evlenmişler diye düşündüm. Hale soygaziyi hala severim, ama Ahmet Özhan artık amcamın oğlu falan değil yani.. Sadece Tarık Akan ve Şener Şen kaldı sanatçılardan beni henüz yaniltmayan..

yeliz dedi ki...

Erol evginin peruk taktığını söylediklerinde yıkılmıştım hahah:))

yeliz dedi ki...

Ay biliyorum o klibi açıp arcayla dans ediyoruz :)) bişey dicem benim de bi küpem kamyonun çengeline takılınca kulağım neredeyse kopacaktı ve ben de yıllarca tek küpeyle gezdim tee üniversitedeyken deldirdim. Ama benim o dönem dalga grçenim olmadıydı ya da ben hatırlamıyorum:)

yeliz dedi ki...

İsmin ne kadar hoş bayıldım.

yeliz dedi ki...

Oha öküzlük etmiş ay yok ablacım latife ediyorum kızar mıyım hiç:)

yeliz dedi ki...

Ama haklı çıktı vallaha :)

yeliz dedi ki...

Ah evet o ajdajla söylediklerini hatırlıyorjm. Çocukluk işte neden sevdiğini bilemiyorsun:)

yeliz dedi ki...

Ah evet evet şener şen gerçekten muhteşemdir. Hep öyleydi hala da öyle. Tarık akan da tabii ki. Yok be söyle istediğini latife ediyprum ben eğleniyoruz şurda:))

Asortik Krep dedi ki...

Çenebaz; Reklamı ben de yorumu yazarken aradım, bulamadım. Ben tiyatrocu olduğunu biliyordum :)

okuyanguzel dedi ki...

Ben üçünü de çok severdim. Şimdi oğluma dinletip yeni nesil bie MFÖ sever yaratmaya çalışıyorum.
Alidesidero, Peki Peki Anladık, Lay Lili Lay bu parçaları çok seviyor mesela.

Unknown dedi ki...

:))))
Peruk olayını yıllar sonra öğrendim o yüzden çok yıkılmadım ama çocukken duysam galiba yıkılırdım :)))

Selen dedi ki...

Ahahaha aynı ben, ben de küçükken Erol Evgin'e aşıktım, babam günün birinde "O aslında kel kafasındaki de peruk" deyince yıkılmıştım. :))